- İmam Şafi’nin, Ebû Hanife’ye Tevessül ettiği ile ilgili rivayetler zayıf/uydurma mı?
- İmam Şafi’nin İmamı Azam ile tevessül ettiği meşhur bir rivayet vardır, sizde bilirsiniz bunu. Lakin geçenlerde güya bu rivayetin sahih olmadığını gösteren bir yazıyla karşılaştım, bunu buraya iktibas etmek istiyorum, işte o yazı:
“Aşağıdaki alıntılar Abdurrahman ed-Dımeşkî’nin Ahbaşları çürütmek için yazdığı ‘Mevsûatu Ehlu’s sunne’ kitabından alınmıştır. Ahbaşlar, Kabirlerle birlikte teberrükün doğru olduğunu iddia etmişler ve bunu Hatîb El-Bağdâdî’nin İmam Şafiî’nin söylediği şu sözüyle haklı çıkarmışlar:
“Ben Ebû Hanîfe ile teberrük yapıyorum ve her gün -ziyaret anlamında- onun kabrini ziyaret ediyorum. Bir ihtiyacım olduğu zaman iki rekat namaz kılarım ve onun kabrine girerim. İhtiyaçlarımı Allah’tan ister ve O ihtiyacım karşılanıncaya kadar onu terk etmem (Târîhu Bağdâd, I, S. 123).
- Eş-Şâfiî’ye isnât edilen bu senedin içerisinde meçhul bir râvî vardır. Nâsıru’d dîn el-Elbânî, ‘Silsiletu Ehâdîsi’d Daîfe’ (I, 31) adlı eserinde şöyle der:
“Bu rivayet zayıftır, hatta zayıftan daha çok batıldır. Nitekim Ömer İbn İshak adlı Râvî meçhul bir râvî’dir, ayrıca kendisinden Rical kitaplarında hiç bahsedilmez. Kendisi hakkında yapılmış herhangi bir Cerh veya Tadil bulunmamaktadır. Bu nedenle kendisi meçhuldür. Üstelik Amr İbn İshâk 341 yılında hac yapmıştır. Bu rivâyeti ise Hicri 247’de vefat eden Ali el-Meymûn’a ulaşması pek de mümkün değildir. Bu yüzden bu rivayetin ravisinin Ali İbn İshak olması mümkün değildir. İmâm Şafiî, ‘El-Ümm’ adlı eserinde şöyle demektedir:
“Fitne korkusuyla kabri bir ibadet yerine dönüştürülünceye kadar yaratılana hürmet edilmesini mekruh buluyorum.” (Nevevî, el-Minhâc, VII, S. 24, Cenâiz, Bâb 32; ayrıca a.mlf. ‘El-Mecmû’, V, S. 298).”
- Bu iddiayı çürütebilir misiniz? Buna nasıl bir cevap verilmelidir?