- "Şizoaffektif bozukluk" hastalığı olan, tıbbın ümidini kestiği ve psikolojik acılara dayanamayan müminlere çıkış yolu nedir?
- "Şizoaffektif bozukluk" hastalığı unutulmaya yüz tutmuştur. Bipolar bozukluktan ağır, şizofreniden daha hafif seyirli çok ender ve ağır bir psikolojik vakadır. Tıbba göre kalıcı, tedavisi yoktur. Ömür boyu ilaç tedavisiyle dengede tutulması en büyük çaredir ama maalesef ülkemizde uzman dindar devlet hastanesi psikiyatri hekimlerini bulmak çok zordur. Özel profesörler her kontrol için binlerce lira istiyor.
- Bu şartlar altında çaresiz kalmış, tıbbın 13 yıl sonra ümidini kestiği, çok zeki olmasını rağmen, aklını kontrol etmekte zorlanan müminlere çıkış yolu var mıdır?
- Ve ayrıca örnek olarak ruhani ve metafiziksel sıkıntılardan ötürü kendisine veya ailesine hayati zarar verme endişesiyle ve korkusuyla yaşadığı için Allah'tan ölümünü isteyerek dua etmesinde dinen bir sakınca var mıdır?
- Son olarak böyle bir kişinin ahiret akıbeti İslam ilmi dahilinde nedir?
- Allah hatırına ilminiz dâhilinde bu karanlığa ışık olan cevaplar veriniz.
- Tefsirlerde, Yusuf Sûresi 110. ayetin açıklamasında ayette geçen kuzibû kelimesini Hz. Aişe (ra) validemizin kuzzibû diye şeddeli okuduğuna dair Buhari kaynaklı bir rivayet aktarılmakta. Kuran-ı Kerimlerimizde bu ayet hep şeddesiz olarak geçiyor, Kitabımızın tek bir harfi dahi değiştirilmemiş olduğuna iman ederken bu rivayeti nasıl yorumlamamız gerekiyor?
- Aişe validemiz Peygamber Efendimiz (sav) 'den Kuranın aslını dinlemişken tek bir harf dahi anlamı değiştirirken eğer doğrusu şeddeli ise bugün neden şeddesiz okuyoruz, doğrusu şeddesiz ise Aişe validemiz neden şeddeli okudu?
- Bu rivayetin tam metnini cevabınıza ekleyebilirseniz çok sevinirim.
- İlgili sayfadaki rivayet şöyle:
İbni Ebi Müleyke'den: İbbi Abbas dedi ki" (Hatta o Resuller vaad edildikleri İlahi yardım hususunda) muhakkak yalana uğradıklarını zannettiler. " (Yusuf; 12/110) (Yardım) gecikmiş ve yavaş gelmiştir." Sonra bağlantılı olarak şu ayeti okudu; 'Nihayet Peygamber ve beraberinde iman edenler: Allah'ın yardımı ne zaman gelecek? diyorlardı. (Bakara 2/214). İbni Müleyke diyor ki: Urve bin Zübeyr'e rastladığımda bunu (kuzibû şeklinde tahfif ile okumayı) kendisine anlattım. Şu cevabı verdi: Aişe şeddesiz okunmasını reddederek dedi ki 'Maazallah! Vallahi Allah, Resulüne ne vaad etti ise ölmeden o mutlaka olmuştur. Ne var ki peygamberlerin üzerinde bela o kadar sürekli olmuştur ki nihayet kavimlerinden beraberlerinde olanların da kendilerini yalanlamalarından korkar hâle gelmişlerdir." Bu nedenle Aişe bu ayeti şeddeli olarak " kuzzibû " şeklinde okurdu. (Buhari)
- İmsaktan sonra öksürük ile soluk borusundaki şeyi, yemek borusuna yönlendirip yutmak orucu bozar mı?
- Zaman zaman insanın soluk borusuna su veya küçük gıda parçaları kaçabiliyor ve boğazda gıcık hissi yapan bu parçacıkları öksürük ile atıyoruz veya öksürük ile soluk borusundan yemek borusuna yönlendirip yutabiliyoruz.
- Sahurda yine böyle soluk boruma bir şeyler kaçtı (hocam bir şeyler kaçtı derken→büyük hacimde şeyler değil, yani hani insan su içerken veya bir şey yerken boş bulunup soluk borusuna kaçar ya, -işte o miktarda-, yoksa→ nohut tanesi gibi filan değil ve imsak vaktinden önce→ tutacağım oruca niyetlendim. İmsaktan sonra ise öksürerek -gıcık hissi veren şeyi- yemek borusuna yönlendirip yutkundum. Bu durumda orucuma bir zarar geldi mi?
- Bu hadislerin sıhhatleri nedir, açıklaması nasıldır?
1. Allahü teâlâ, Nuh aleyhisselamı Receb ayında gemiye bindirdi. O da, Receb ayını oruçlu geçirip oradakilere oruç tutmalarını emretti. (Taberanî) Bu hadis sahih mi? Sahih ise bizim için de geçerli mi?
2. Hz. Musa döneminde haftanın kaç gün olduğu hakkında buna işaret eden hadis veya ayetlerde geçer mi? Mesela Mısırlılar eskiden haftayı 10 güne bölünmüş bir takvim kullanıyormuş. (Hz. Davud döneminde haftanın 7 gün olduğunu biliyorum Cumartesi yasağı verilmiş İsrailoğullarına)
3. Hakim Müstedrek’te geçen, deniz cehennemdendir. ben ona ayağımı bile sokmam anlamında bir hadis var sahih mi Şerhini yapar mısınız?
4. Tirmizi’de geçen yeryüzü ilk yaratıldığında sallanıyordu, Allah dağları yarattı… hadisin sonunda da bir elin verdiğini diğer el görmeyen kişi daha güçlüdür gibi bir şey geçiyordu sanırım. Bu hadis sahih mi? Çünkü fay hatları o kadar eski tarihte yokmuş? (Kuran’da da dağlar deprem ilişkisini biliyorum orada bilimsel mucize olduğunu biliyorum ama burada farklı bir şey söylenmiş gibi)
- Lütfen bunları cevaplar mısınız?