Pazartesi, Haziran 07 2021
Başlık |
Soran |
|
Farklı kıraatlerin hepsini Hz. Peygamber okumuş ve ashabına öğretmiş midir?
- Kur'an'ın farklı kıraatler üzerine okunması olayı beni vesveseye düşürmekte. Yaklaşık 1 aydır bu konu üzerinde araştırmalar yapıyorum, ama hala vesveselerimi gideremedim.
Size sorum şu:
- Farklı kıraatleri Hz. Peygamber okunmuş mudur ve ashabına öğretmiş midir? Bu konu hakkında araştırma yaptığımda çoğunluk yedi harf ruhsatını göstererek kıraat farklılıkların vahiy kaynaklı olduğunu belirtmiştir. Ama alanında tanınan bazı âlimler kıraatlerin sahabe içtihadına dayandırmıştır. Bu noktada kıraat terminolojisinde Ferşi farklılıklar dediğimiz anlama etki eden okuyuşlar bu sefer beni tedirgin etmektedir. Özet olarak sorum şu:
1. Farklı kıraatleri Hz. Peygamber okumuş ve ashabına öğretmiş midir?
2. Kıraatlerin Hz. Peygamber tarafından okunduğuna dair 7 harf hadisleri delil olarak gösterilebilir mi?
|
ahmet
|
|
Tevhid ve şeriatı nasıl cem edebiliriz?
- La faile illallah, La mevcude illallah gibi tevhidi ifadeleri şeriatla nasıl birleştirebiliriz?
- Çünkü bu sözlere göre yani hakikat ve marifete göre irademiz ve varlığımız yokken şeriata göre irademiz ve varlığımız var. (İmam Gazali’nin de dediği gibi burası tevhidde şeriat şeriatte tevhiddir. (Kimyayı Saadet , 4. cilt, syf. 308, Semerkand Yayınları)
- Bu iki gerçeği nasıl bir noktada toplayabiliriz?
|
ahmet
|
|
Allâhümme bi ilmikel-ğaybî... duasını tahiyyatta okuyabilir miyiz?
"Allâhûmme bi ilmikel-ğaybî ve kudretîke alel-halkı, ahyinî mâ alimte'l-hayate hayran lî, ve teveffenî, izâ kânetîl-vefatû hayran lî...Allâhûmme ve es'elûke haşyeteke fil-ğaybî veş-şehadeti...Ve es'elûke kelimete’l-hakkî, vel-adle fil'gadabî ve’r-rıdâ...Ve es'elûkel-kasde fi’l-fakri vel-ğîna...Ve es'elûke naîmen lâ yebîdû...Ve es'elûke kurrate aynîn (lâ tenfudû) ve lâ tenkanti'u...Ve es'elûker-rıdâ ba'del-kadâ, ve es'elûke berdel-ayşî ba'del-mevti...Ve es'elûke lezzete’n-nazarî(şabkaya gerek yok) ilâ vechîke…(şabka yok)Ve es'elûkeş-şevk(a) ilâ likâike fi gayri darrâ-i mazarratin.(Darrâe mudırretin)..Ve fitnetin mudîletin... Allâhûmme zeyyinnâ bi-zîneti'l-iman, vec'alnâ hudâten muhtedîn.''
- Anlamı / Manası:
''Allah'ım! Gayba dair bilgin(ilmin) ve yaratılanlar üzerindeki kudretin(hakkı için) (le sana dua ediyorum) Yaşamak benim için hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat. Eğer ölüm benim için daha hayırlı ise beni katına al. Allah'ım! Senden, gizlide ve açıkta senin korkunu duymayı istiyorum. Öfke ve hoşnutluk anlarında hak sözü (bir rivayette: hükmü) söylemeyi ve adaletli olmayı istiyorum. Zenginlikte ve fakirlikte dengeli olmayı istiyorum, Asla tükenmeyecek bir nimet istiyorum. [Son bulmayacak,] kesilmeyecek bir iç ferahlığı istiyorum. Takdirine razı olmayı istiyorum. Öldükten sonra rahat bir yaşantı istiyorum. Yüzünü görmenin hazzını bana nasip etmeni [istiyorum]. Herhangi bir zarardan ve saptıran bir fitneden dolayı olmaksızın seninle buluşmanın özlemini bana bahşetmeni istiyorum. Allah'ım! Bizleri iman süsüyle güzelleştir. Bizleri hidayete eren ve hidayete çağıran insanlar yap." (Nesaî, Hakim. Hakim hadisin sahih olduğunu söylemiş; Zehebî de bu görüşünde ona katılmıştır. (Nesaî, Sehv 62 (1305-1306), c. 3-4, s.81-82)
|
ahmet
|
|