1) Bu kelimelerin Arapça karşılıkları varsa neden Kuran’da Arapça yazılmamış. Birkaç örnek verirsek, mesela; deniz anlamına gelen Yemm kelimesi yerine Arapça karşılığı olan Bahr; sarımsak anlamına gelen Fum yerine, Sevm, Arslan anlamına gelen Kesvere yerine Esed, bağ anlamına gelen Adn yerine Anab veya Kürüm, şu an Yasin kelimesi yerine, Ey insan, kitaplar anlamına gelen Esfar yerine, Kütüb vs kullanılabilirdi.
- Hikmeti var mı?
- Yoksa bu kelimeler daha sonra meydana gelmiş?
2) Tin suresi 2, Muminun suresi 20'de Sina dağı neden farklı yazılış şekli var?
- Bir yerde Sinin, diğer yerde Seynae şeklinde yazılmıştır. Söylenene göre Abdullah b. Mesud'un da Kuran nüshasında Sinin yerine Seynae kelimesi geçiyor. (Kenzul Ummal, no: 4805)
- Bu rivayetin kaynağı var mı, sıhhat derecesi nedir?
- Verilen kaynak doğru mu ve güvenilir mi?
"Kim benim mevlidime tazim ederse, ben kıyamet gününde onun için şefaatçi olurum. Kim benim mevlidim için bir dirhem infak ederse sanki Allah’ın rızası yolunda altından bir dağ infak etmiş gibidir." (Muhammed Nevevi el-Binteni, Medâricu's-su'ûd ila kitabi’l-bürud, sh. 19)