Şu değerlendirmeler doğru mudur:
- Zekât olarak verilecek mallar yerine, bunların kıymetlerini de vermek caizdir. Kıymet denilince, altın ve gümüş anlaşılır, başka mal, çek, senet veya paralar anlaşılmaz. Çünkü eşyanın kıymeti altın ve gümüş ile anlaşılır. (Keşfi rümuz-i gurer)
- Fülus (bakır) paraların kıymetleri nisabı bulunca zekât olarak, bu fülusun değerlerinin kırkta birini gümüş olarak vermek gerekir.(Miftah-üs-seade) Bakır paranın zekâtı, aynı cins bakır paradan verilmez, gümüş olarak verilmesi gerekir.
İmam-ı Ebu Yusuf Hazretleri buyurdu ki:
“Toprak sahiplerinden uşur ve zekât olarak, altın ve gümüş yerine, başka geçer akçe (kâğıt para) almak haram olur. Her ne kadar bunlar, herkesin kabul ettiği damgalı para ise de altın değil, bakır paradır." (Reddü'l-Muhtar)
- Altın ve gümüş olmayan, tedavüldeki para ile zekât verilmez. Zekât, ya altın veya gümüş, yahut ticareti yapılan maldan verilir. İmam-ı Nesefi Hazretleri buyuruyor ki: “Bir zengin, yemek satın alıp fakire yedirse, zekât vermiş olmaz.”(Zahire)
- Zekât olarak altın ve gümüş yerine, bunların kıymeti kadar uruz (ticaret malı) vermek sahihtir. Elbise tüccarı, ya ticaretini yaptığı elbiseden veya değeri kadar altın, gümüş verir. (Tahtavi)
- Zekât olarak, erkek deve verilmez. Erkek develerin zekâtı bile dişi deve olarak verilir. Dişi devesi yoksa değeri kadar altın veya gümüş verilir. Başka mal verilmez.(Hindiyye)
- Bir bakkal, dükkanında sattığı mallardan zekât verebilir, konfeksiyon malından zekât veremez. Bir konfeksiyoncu da ceket pantolon gibi sattığı mallardan zekât verebilir, pirinç, yağ gibi bakkalın sattığı mallardan zekât veremez. Bir eczacı ancak, sattığı ilaçları zekât olarak verebilir. Yahut altın olarak verir. Konfeksiyon veya bakkal malzemeleri veremez. Halıcı veya mobilyacı ancak ticaretini yaptığı, sattığı malları zekât olarak verebilir. Halıcı mobilya, mobilyacı halı veremez.