- Kurtubi tefsiri Ankebut suresi 14. ayetinde şöyle bir rivayet geçmektedir: Enes'in de şöyle dediği rivayet edilmektedir: Rasûlullah (sav) buyurdu ki:
"Yüce Allah, Nûh (a.s)'ı kavmine peygamber olarak göndereceğinde o iki yüz elli yaşında idi. Kavmi arasında elli yıl eksiği ile bin yıl kaldı. Tufan'dan sonra da iki yüz elli yıl kaldı."
- Bu rivayet doğru mudur, güvenilir midir; uydurma rivayet olabilir mi? Kurtubi herhangi bir ravi vermiyor, açıklayabilir misiniz?
- Kur'an ve Kur'an'la birlikte açıklayıcı+detaylandıran+kural getiren kitaplar-sözler (hadis) olduğunu söyleyenler için Allah ayetinde şöyle buyurur:
"İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hâl böyle iken, Allah'tan ve O'nun ayetlerinden sonra hangi hadise / söze inanıyorlar?" (Casiye, 45/6)
"Artık bundan sonra hangi söze/hadise iman edecekler." (Mürselat, 77/50)
- Yukarıda alıntı yaptığım sözler, sosyal paylaşım sitelerinde büyük bir izleyici kitlesi olan Hz. Muhammed (sav) Efendimizin adını kullanarak paylaşım yapmıştır ve ben bunları cımbızlamak “ayetleri kendi kafalarına göre yorumlamak”la suçladım ve haklı olduğuma inanıyorum. Yukarıdaki sözleri söyleyen insan bizim dinimize açıkça saldırıda bulunduğunu iddia ediyorum. Bu akla ve mantığa sığmıyor...
- Aşağıdaki yazı kafamı karıştırdı. Burada Allah kul hakkını kulun helalliğini almadan affeder denmek isteniyor. Bunu cevaplar mısınız?
- Bir yazarın, bir soruya verdiği cevabı şöyledir:
"Öyle bir ayet yok. Hatta tam o anlamda sağlam bir hadis de bilmiyorum. Tabii zayıf, orta sıhhatte bazı tergib ve terhib türü hadisler var. Korkutma ve yönlendirme amaçlı bu rivayetlerde katmalar çok olduğu gibi, uydurmalar da çok. Ancak bu söz ayetin açık anlamına aykırı. Çünkü ayette, “innallahe yağfiruz-zunube cemia: Allah bütün günahları bağışlar” buyuruluyor. Kul hakkı, özel günah diye bir ayırım yapmıyor. Allah diledikten sonra bağışlamayacağı bir günah yoktur. Hatta bazı hadislerde 'Cenab-ı Hak, birinin hakkına tecavüz etmiş kişiyi bağışlamak isterse, hakkına tecavüz edilen kişiye, bundan ötürü ahirette büyük ödül vererek hakkını bağışlatır, Allah da o hak tecavüzü yapmış olanı bağışlar.' denilmektedir. Kanaatime göre bunların hepsi kul hakkının önemini belirtmek için üretilmiştir. Allah bir şeyi yapmak isteyince, hiç kimsenin onayını alma ihtiyacında değildir. Allah’ın bağışlamasına gerekçe aramak boştur, abesle iştigaldir."