Bir cevabınızda şu hadis geçiyor:
"...Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) Cehennemden çıkıp da Cennet’e gireceklerin en sonuncusunun ahvâlini beyan eder. Bu adam emekleyerek Cehennem’den çıkar. Azîz ve Celîl olan Allah, bu kimseye: 'Git Cennet’e gir!' buyurur. Adam Cennet’i dolu olarak görür. ... Cenâb-ı Hak: 'Cennet’e gir! Sana dünyanın on mislisi kadar Cennet vardır!' der. O kul şaşırır, hayretinden: 'Yâ Rabbi! Sen âlemlerin Melik’i olduğun halde bana gülüyor musun? Benimle alay mı ediyorsun?' der.”
Başka bir hadiste (sahih hadisler.com dan aldım) şu ifadeler var: ...Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
“Cennete en son giren kişi cehennemden çıkarken bazen yürür bazen düşer. Cehennemden kurtulduğu vakit döner ve: ‘Beni senden kurtaran Allah’ın şanı ne yücedir. Allah bana öncekilere ve sonrakilere yapmadığı ihsanı yapmıştır.', der. Ona bir ağaç gösterilir. ‘Rabbim! Beni cennetine al.’ der. Allah Teâlâ: ‘Ey Âdemoğlu! Senin isteklerini ne durdurur. Sana dünya ve bir benzerini vermem seni hoşnut eder mi?’ buyurur. Kul: ‘Rabbim! Sen âlemlerin sahibi olduğun halde benimle alay mı ediyorsun?’ der.”
- İki hadiste de cehennemden çıkan son kul anlamı var; fakat diyalog farklı cereyan ediyor. Bu farklılığın sebebi nedir?