İnkarcıların iddiasına göre, eski tefsir alimlerinin ilgili bilimsel ayetlerin tefsirinde dünyanın düz olduğunu yazmışlardır ve aynı ayetleri dünyanın yuvarlak olduğu anlaşılınca daha sonra gelen tefsircilerin o ayetleri yuvarlak olarak değiştirdiğini söylerler.
- Gerçekten o zamanın alimleri ilgili bilimsel ayetlerin ışığında dünyanın şeklinin düz olduğunu mu anlamışlar?
- Genel olarak bu tarz iddialara nasıl bakmak gerekiyor?
İddia şu: İbn Abbas (VII. yy), düz; İbn Kathir (XIV. yy), düz; Al Jalalayn (XVI. yy), düz; Mariful Kur'an (XX. yy), yuvarlak. Mariful Kur'an tefsirinde (XX. yy) şöyle der:
"Yaymak kelimesi, yuvarlak olması ile ters anlam teşkil etmemektedir, çünkü çok büyük ve yuvarlak olan bir şeyin her yeri ayrı ayrı bakıldığında yayılmış gibidir. Dolayısıyla Kur'an, sıradan insanların bakış açısına hitap etmiş ve sıradan bir insan, yeri yayılmış gibi göreceğinden öyle tarif edilmiştir."
Fakat aynı tefsirde, daha sonradan, "Maddah" fiili, "deri gibi gerilmiş, düz bir yüzeye yayılmış" anlamına gelecek şekilde çevrilmiştir. Yani tefsir, kendi kendini yalanlamıştır. Bilimsel olarak biliyoruz ki, dünya; “dünya olmadan önce” zaten yayılmış haldeydi. Kütle çekim kuvveti, maddeyi bir araya topladı. Yani aslında dünya "yayılmamış", bir araya getirilmiştir. Kur'an'ın söylediğinin tam tersidir... “Allah”, gök kubbeyi; "kağıt tomarı" ya da "kitap tomarı" gibi düreceğini söylemiştir.
Enbiya, 21/104: Yevmenatvissemâe ke tayyis sicilli lilkutub(kutubi), kemâbede’nâ evvele halkın nuîduh(nuîduhu), va’den aleynâ, innâ kunnâ fâılîn(fâılîne). / Göğü, kitap dürer gibi dürdüğümüz zaman, yaratmaya ilk başladığımız gibi katımızdan verilmiş bir söz olarak onu tekrar var edeceğiz. Doğrusu Biz yaparız. (Diyanet) Ayetteki "ke tayyi" kelimesi "dürüldüğü gibi" anlamına gelir. "Natvi es semae" kelimesi ise "semayı düreceğiz" anlamına gelir.
- Sadece "düz" olan şeyler dürülebilir?..