Kün emri hangi sıfatlara işaret eder?

Soru detayı 

- Kün emri hangi sıfatları tazammun ediyor?
- Örnekler verilebilir mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kün, kevn masdarının emir sigasından türetilen bir terim olup kelam, tasavvuf ve edebiyatta Allah’ın yoktan mutlak manada yaratmasını ifade etmek üzere kullanılmıştır.

Mâtürîdî kelâmcıları “kün” kelimesinden “tekvin” terimini oluşturmuş ve eserlerinde ilâhî fiillerle ilgili meseleler bu başlık altında işlenmiştir. Mutasavvıflar, ilâhî fiillerin tecellilerine dair edebî metinlerde meseleleri kün yanında “kün fe-yekûn, kün fe-kân” gibi ibarelerle anlatmışlardır.

Maddeden münezzeh olan Cenab-ı Hakk’ın, kâinattaki tasarrufları ve icraatları mübaşeretsizdir, yani temas etmeksizin, dokunmaksızın işler görülür. Mesela, bir ustanın evi yapması mübaşeret iledir. Bir komutanın bir emirle orduları harekete geçirmesi ise mübaşeretsizdir.

Büyük Müfessir Fahreddin-i Râzi “Ol!” emri hakkındaki değişik tevilleri sıralar ve en kuvvetli tevil olarak şunu kaydeder:

“Cenâb-ı Hakk’ın 'Ol' demesinden maksat, eşyanın yaratılmasında İlâhî kudretin süratle nüfuz ettiğini göstermektir. Bir de bu, Hak Teâlânın eşyayı deneme-yanılma olmaksızın yarattığını gösterir.”

Bediüzzaman, “Eşya fena ve zevale (fâni olmaya ve yok olmaya) gitmiyor, daire-i kudretten daire-i ilme geçiyorlar.” der. Yaratılmadan önce her şey Allah’ın ilim dairesinde mevcut idi. Bu şeylerden hangisinin yaratılmasını irade etmişse, onu ilim dairesinden kudret dairesine geçirmiş; yani var etmiştir.

İşte “ol” emri ilim dairesindeki bu eşyaya verilmektedir. Yâni Allah’ın onları yaratmayı irade etmesi ve onların da böylece varlık sahasına çıkışları sanki bir emirle olmaktadır.

O halde, “Kün - Ol!” emri bir temsildir. “İlim dairesinden kudret dairesine geç!” manasını ifade eder.

Kün emriyle ilgili ayet-i kerimelerden iki misal:

“Allah, göklerin ve yerin mübdii’dir (onları önceden hiçbir örneği bulunmaksızın yaratandır) Bir şeyin olmasını isteyince ona sadece 'ol' der, o da oluverir.” (Bakara, 2/117)

Burada ol emri, kudretin hemen faaliyete geçmesi manasına gelir. Bu emrin tevilini İslâm âlimlerimiz böyle yapmışlardır. Tıpkı, “Her şeyin melekûtu O’nun elindedir.” ayetindeki “el” tabirini, kudret olarak tefsir ettikleri gibi, bu ol emrini de yine kudret ve irade olarak tefsir etmişlerdir. Ve bundan murat, “Allah’ın dilediği şeyin hiçbir engel olmaksızın hemen meydana gelmesidir.” demişlerdir.

Diğer bir ayet-i kerime:

“Doğrusu Allah indinde İsa’nın meseli, Âdem meseli gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ‘ol’ dedi, o da oluverdi.” (Âl-i İmran, 3/59)

Önce topraktan yaratılan Âdem babamıza daha sonra ol emrinin verilmesi “ruhun üflenişine” işarettir ve ruhun emir âleminden olduğunu gösterir. Önceden bedenin yaratılışı gibi bir madde ve müddete ihtiyaç kalmadığını ifade eder.

Bahsimize konu olan bu ayet-i kerime akla ayrı bir ufuk açmaktadır. Önce topraktan Hz. Âdem yaratılıyor ve sonra ona ol emri veriliyor. Bu emirle Hz. Âdem’in topraktan inşa edilen cesedi ruha, hayata kavuşuyor. Zaten var olan bir nesneye yeniden ol emri verilmesi, onun yeni bir şekle girmesi demektir. Nitekim bu emir, “Canlı bir mahluk kesil.” şeklinde tefsir edilmiştir.

Buna göre, hidrojen ve oksijen bir ol emriyle su olmuşlardır. Aldığımız gıdalar bir süre sonra insan hücresi olurlar, yine ol emriyle.

Misaller çoğaltılabilir.


Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet