Huzurlu bir evlilikte esas olan, evli çiftlerin kendi sorunlarını öncelikle kendilerinin çözmelerini teşvik etmektir. Yardım talebi gelmeden araya girmek, nasihat etmek, çok fazla işe yaramaz. Çünkü dışarıdan istenmeden yapılan öneriler ya kişilere uymaz ya da sadece pansuman etkisi yapar. Bazen de ters tepki doğurabilir. Ayrıca hiç kimse bir başkasını kişinin rızası ve çabası olmadan değiştiremez.
Damatla konuşulacağı zaman, mümkünse onun da anne-babası veya aile büyüklerinden bir ikisi ile birlikte konuşulması daha etkili olur. Çünkü anne-baba, kendi çocuğuna şefkat damarıyla baktığı için, yaşanan soruna da duygusal yaklaşacaktır. Böyle bir yaklaşım, anlaşmazlıklara çözüm getirmez, sadece derinleştirir. En doğrusu, Kur'an’ın bu konudaki tavsiyesine göre davranmaktır. Cenab-ı Hak Nisa suresinde şöyle der:
“Eğer karı-koca arasının açılmasından endişeye düşerseniz, bir hakem erkeğin tarafından, bir hakem de kadının ailesinden kendilerine gönderin. Bu arabulucu hakemler gerçekten barıştırmak isterlerse, Allah karı-koca arasındaki dargınlık yerine geçim verir. Şüphesiz ki Allah hakkıyla bilendir, her şeyin aslından haberdardır.” (Nisa, 4/35)
Bunu yaptıktan sonra sizin damatla özel konuşmalarınız da olabilir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken şey, öncelikle damadı suçlamadan, potansiyel suçlu görmeden sakince dinlemenizdir. Onun kendisini ifade etmesine izin verir ve can kulağı ile dinlerseniz, anlaşıldığı için öfkesi yatışacak ve sizin telkinlerinize daha açık olacaktır.
Damadınızı dinlerken, ayrıca yaşanan evlilik sorunlarından kimin ne kadar sorumlu olduğuna dikkat edin. Gerçekten sorunun ne kadarının ondan ne kadarının kızınızda olduğunu anlamaya çalışın.
Onu karşınıza alarak değil, yanınıza alarak konuşmanız önemlidir. Çünkü onunla suçlayıcı bir dille konuştuğunuz zaman, onun sadece kendisini savunmaya zorlamakla kalmazsınız, aynı zamanda kızınızla ilgili tüm hata, eksiklik ve kusurları da sayıp dökmesine neden olursunuz. Bu da sizi öfkelendirecek ve siz de onun kusur ve hatalarını sayıp dökeceksiniz. Böylece konuşmanız hiçbir işe yaramayacağı gibi, sorunların daha da katmerleşmesine neden olacaksınız
Damadınızla konuşurken, sorunun genel bir çerçevesini çizdikten sonra ayrıntılara girmeden, çözüm üzerine odaklanın. Bu durum hem tepki çekmez hem de çözüm yolunda ilerleme kaydetmenize neden olur. Örneğin “Tamam seni anladım, bu konuda rahatsızsın. Peki çözüm nedir, ne önerirsin, nasıl olursa bu sorun ortadan kalkar?..” demek gibi.
Bu durumda damadınız, tek taraflı olarak sadece kızınızın davranışlarının değişmesini isteyebilir. Yani, “kızınız şöyle yapsın, böyle değişsin, şunu bıraksın, şunu yapsın” diyebilir.
Bu durumda ona evliliğin tek taraflı bir ilişki olmadığını ve ortak müşterekte buluşma olduğu gerçeğini hatırlatın. Eğer anlaşma olacaksa, her iki tarafın da bir adım atıp orta yerde buluşmanın önemini anlatın.
Çiftin şikayet ettiği sorunların listesini yapın. Daha sonra “Önce hangisini çözmek istersiniz?" diye sorun. Daha doğrusu üzerinde mutabık kaldıkları çözüm önerilerini tespit edip, en azından çözüm yolunda bir adım atmış olun. Yani konuşmanızdan sonra “küçük de olsa bir soruna çözüm bulduk desinler”. Bu da onları çözüm yolunda cesaretlendirecek ve tekrar sizinle bir araya gelmek isteyeceklerdir.
Konuşurken, damadınızın haklı olduğu yerde hiç çekinmeden, hak adına adil olun "İşte burada haklısın.” “Burada hatalı olan kızımızdır.” diyebilin. O zaman sizin adil olduğunuza inanacak ve önerilerinizi karşı çıkmadan dinleyecektir. Siz, ne kadar adil olursanız, sözleriniz de o kadar etkili olur.
Kızınızı korumak adına bile olsa damadınızı asla tehdit etmeyin. Tehdit ile bir süre sussa veya evliliği sonlandırmasa bile kızınıza asla huzur vermeyecektir. Onu, ne kadar çok sizden biri gibi görür ve öyle yaklaşırsanız o kadar daha fazla etkili olursunuz.
Sorun, damadınızın köken ailesiyle ilgili ise, belki aileler kendi arasında bu konuyu konuşabilir.
Eğer sorunları çözemediyseniz mutlaka dindar bir evlilik danışmanına yönlendirin. Çünkü genelde karı / koca arasındaki kavga ve sorunların her zaman görünen nedenden farklı sebepleri olabilir. Bunu da ancak bunu uzman birisi ya da olayı çok detaylı inceleyen, tarafları uzun uzun dinleyen birisi tespit edebilir. Çünkü bu sorunun asıl nedenini iki taraf da bilmiyor veya görmemiş olabilir. Örneğin görünen neden öfke, ama aslında daha derin ihtiyaçlar yatıyor olabilir.