Peygambersiz hayat düzene konamaz mı?

- Toplumlar hayatlarını düzene koymak için peygamberlere muhtaçtır demek doğru olur mu?
- Peygambersiz hayatlarını düzene koyamazlar mı? Örneğin günümüzde Avrupa ülkeleri ateist ideolojileri olmasına karşın bütün araştırmalarda en güvenilir en adaletli, hukukun üstünlüğü en yüksek, ekonomisi en iyi olan vs... olarak çıkıyor.
- Şöyle denilebilir mi: Toplumlar hayatlarını düzene koymak için peygambere ihtiyaç duyabilir ama körü körüne muhtaç da değildir.

Değerli kardeşimiz,

Öncelikle ifade edelim ki, yapan bilir, elbette bilen konuşur.

İnsan makinesinin ve bu makinelerden oluşan sosyal hayat fabrikasının düzenli çalışması ve bu fabrikadan çıkan ürünlerin de sağlıklı olması için, elbette o fabrikayı ve çarklarını yaratan zatın talimatnamesine uygun olması şarttır. Yoksa hem fabrika düzenli çalışmaz hem de ürünler bozuk ve zararlı olur.

İşte bu insan fabrikasının talimatnamesi Allah’ın gönderdiği kitaplardır. Bu kitabın uygulamasını ve açıklamasını yapanlar da o kitapların kedilerine indirildiği peygamberledir.

Şu hâlde “Toplumlar hayatlarını düzene koymak için peygamberlere muhtaçtır demek doğru olur mu?” sorusunun cevabı bin defa "EVET!"tir.

- İnsanlık tarihi boyunca, -rivayetlere göre- 124 bin peygamber gelmiş olmasına rağmen, insanlık camiası her zaman hatalar işlemiş olduğu bir gerçektir. Peygamberlerin, Allah’ın gönderdiği vahiylerle verilen bunca derslere rağmen genel olarak insanların çoğu düzenli, erdemli, ahlaklı, dürüst bir hayatı elde edememiş olduğu ortada iken, peygambersiz güzel bir hayatın olabileceğine ihtimal vermek çok büyük bir iyimserliktir.

“Toplumlar hayatlarını düzene koymak için peygambere ihtiyaç duyabilir ama körü körüne muhtaç da değildir.” iddiası, Hz. Âdem’den beri meydana gelen fitne-fesadın olduğu evrensel gerçeklerle çürümeye mahkûmdur.

Bizzat yaratıcı tarafından ifade edilen şu gerçekler karşısında bu tür tutarsız iddiaların doğruluk ihtimali bile yoktur.

“Biz bir resul göndermedikçe azap da etmeyiz.” (İsra, 17/15)

mealindeki ayetin ifadesinde “peygamberler olmadan insanların hayatlarını düzgün tazim etmelerinin mümkün olmadığı için sorumlu tutulamayacağına” vurgu yapılmıştır.

“Oraya her bir grup atıldıkça, muhafızları onlara, 'Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?' diye sorarlar. Şöyle cevap verirler: 'Evet, doğrusu bize bir uyarıcı (peygamber) gelmişti; fakat biz onu yalancılıkla itham etmiş ve "Allah hiçbir şey göndermemiştir; siz gerçekten büyük bir sapkınlık içindesiniz!" demiştik. Şayet kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şimdi şu alevli cehennemin mahkûmları arasında olmazdık!' diye de ilave ederler. Böylece günahlarını itiraf etmiş olurlar. O alevli ateşin mahkûmları artık rahmetten mahrumdurlar.” (Mülk, 67/8-11)

mealindeki ayetlerde, “insanların gerçeği bilip bilmemeler, pegamberlerin gelip gelmemelerine bağlayarak soru sormaları, aklın tek başına işe yaramadığını, peygamberlerin talimatına kulak vermekle aklın doğruyu öğrenebileceğine vurgu yapılması, insanların yalnız akıllarıyla, vicdanlarıyla hakikati bulamayacaklarına da Allah’ın bir ilanıdır.

İlave bilgi için tıklayınız:

- Peygamberlere neden ihtiyaç vardır?

- İnsanların peygamberlere ihtiyaçları var mıdır?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet