Cemaat hâlinde toplanıp sohbet etmenin hikmeti nedir? Neden bir araya toplanıyoruz; bu konuda ayet hadis var mı?
Değerli kardeşimiz,
Müslümanlığın, tüm Müslümanları tek yürek etmek için her türlü teşviklerini Kur’an ve hadislerde görmek mümkündür. Hatta namazlarda bile birliği sağlamak için cemaat namazlarına yirmi yedi kat sevap verilmektedir.
İmanını muhafaza etmek için illa da cemaatlerle beraber olmak şart değildir. Tek başına da tam bir Müslüman olarak yaşamak mümkündür. Müslüman olmanın ve imanı korumanın şartları Kur’an ve Sünnette belirlenmiştir. Bu şartların üzerine kimsenin yeni bir şart koyması mümkün değildir. Bunu şöyle de ifade etmek mümkündür:
"Cenâb-ı Hakk’a vasıl olacak tarîkler yani yollar pek çoktur. Bütün hak tarîkler Kur’an'dan alınmıştır. Fakat tarîkatların bâzısı, bâzısından daha kısa, daha selâmetli, daha umumiyetli oluyor."(1)
Burada kastedilen, hadis olduğu da ifade edilen şu düsturdur:
"Allah’a giden yollar, yaratılanların nefesleri sayısı kadar fazladır."
Böyle olunca, imanı korumak için illa da bir tarikat veya cemaatin içinde olmak şart değildir.
Fakat şu hususun bilinmesinde yarar vardır:
Bu asırda küfür ve ahlaksızlık bir veba illeti gibi her yerden hücum ediyor. Bu toplu hücumun karşısında fertler, dâhi de olsalar bazen imanlarını, bazen şevklerini ve bazen da ümitlerini koruyamıyorlar. Bu sebeple, cemaat hâlinde ve toplu olarak hücum eden küfür ve ahlaksızlığın karşısında fertlerin dayanması çok zor oluyor. İmanın korunması için ailenin içinde, arkadaş çevresinde ve nihayet manevi bir dua şirketi içinde (yani siz buna cemaat de tarikat da diyebilirsiniz) bulunmak, elbette ki imanın muhafazası için önemli bir unsurdur.
Burada şu hakikatleri de vurgulamak lazımdır:
Bütün yeryüzünün bu yangınında ve fırtınalarında, kalbinin selametini ve ruhunun istirahatını muhafaza eden ve kurtaran, yalnız hakikî ehl-i îman ve ehl-i tevekkül ve rızadır.
Çünkü bunlar, îman-ı tahkikî derslerinin nuruyla ve gözüyle, her şeyde rahmet-i İlâhiyenin izini, özünü, yüzünü görüp, her şeyde kemal-i hikmetini, cemal-i adâletini müşahede ettiklerinden, kemal-i teslimiyet ve rıza ile Allah'ın rububiyetinin icraatından olan musibetlere karşı teslimiyetle, gülerek karşılıyorlar, rıza gösteriyorlar. Ve merhamet-i İlahiyeden daha ileri şefkatlerini sürmüyorlar ki, elem ve azab çeksinler.(2)
(1) bk. Bediüzzaman, Sözler, Yirmi Altıncı Söz Zeyl.
(2) bk. Bediüzzaman, Tarihçe-i Hayat, Kastamonu Hayatı.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Mezhepler Dosyası
- Bir insanın cenneti kazanması için mutlaka tarikata veya cemaate mensup olması gerekli midir?
- Aynı dinin mensupları, niçin dinde ihtilaf etmiş ve 73 fırkaya bölünmüşlerdir?
- İtikadi mezhepler olan Eş'ari ve Maturidi arasındaki görüş farklılıkları nelerdir?
- Hz. Muhammed'in yorumlamak metodolojisinin özelliklerini tanımlar mısınız?
- Fıkıh Mezheplerinin Sosyal Yapı Perspektifinden Mukayesesi —Said Nursi ve Şa'rani Örneği—
- Mezhep realitesini açıklar mısınız?
- Maliki mezhebinde namazda oturma, oturma miktarının farzı ve sünnet olup olmayan eylemleri söyler misiniz?
- Hangi İslam doğru? Gerçek İslam hangisi?
- Ehl-i sünnet itikadı kaç maddeden oluşur? İtikad düzeyindeki Eşairi ve Maturidi mezheplerinin birbirlerinden farkı nedir?