Kur’an’da, erkek bedenine sahip bir Tanrı algısı var mı?

Tarih: 19.07.2016 - 01:17 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Cinsel bir ilişkiye girerek erkek bedenine sahip bir Tanrı'yı algılayarak Kuran ayrıca, Hıristiyanların İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğu inançları anlatımında sanki Tanrı'nın Meryem'le cinsel bir ilişkiye girerek erkek bedenine sahip bir Tanrı'yı algılayarak da hata yapmaktadır. Muhammed'in aklında Tanrı'nın bir oğlu vardır demek, Tanrı bir kadınla cinsel ilişkiye girmiş olacağından küfür sayılır. (Sûre 2:116; 6:100, 101; 10:68; 16:57; 19:35; 23:91; 37:149, 157; 443:16-19)
- Mesih İnanlıları, Meryem’in Kutsal Ruh tarafından gebe kaldığında bakire olduğuna inanmaktadırlar (Luka 1:35). Yani, İsa Tanrı'nın "Oğlu"dur fakat Muhammed'in anladığı cinsel şekilde değil. Tanrı'nın "Baba" olması bir erkek bedenine sahip olması ya da bir kadınla cinsel birliktelikte bulunması anlamına gelmemektedir.
- Ayrıca veled kelimesinin manasının cinsel ilişki sonucu elde çocuk anlamında olduğunu. İncil’de ise böyle bir öğreti olmadığını söylüyorlar..

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu konuyu farklı soruları göz önünde bulundurarak açıklamaya çalışacağız:

- Önce bu bilginin kaynağı olarak gösterilen ayetlerin meallerine bakalım:

“ ‘Allah çocuk edindi.’ dediler. Hâşâ! O, bundan münezzehtir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O’nundur, hepsi O'na boyun eğmiştir." (Bakara, 2/116)

“Cinleri Allah'a ortak koştular. Oysaki onları da Allah yaratmıştı. Bilgisizce O'na oğullar ve kızlar yakıştırdılar. Hâşâ! O, onların ileri sürdüğü vasıflardan uzak ve yücedir.  O, gökleri ve yeri yoktan ve benzersiz şekilde yaratandır. Onun eşi olamazken çocuğu nasıl olur? Her şeyi O yaratmıştır; O her şeyi hakkıyla bilir.” (Enam, 6/100-101)

“(Müşrikler), ‘Allah evlat edindi.' dediler; oysa O bundan münezzeh ve yücedir. O, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan Ganîdir. Göklerde ne var, yerde ne varsa Ona aittir. Sizin ise bu sözünüze dair hiçbir deliliniz olmadığı halde, Allah hakkında bilmediğiniz şeyi mi söylüyorsunuz?” (Yunus, 10/68)

“Onlar / müşrikler, Allah'ın kızları olduğunu iddia ediyorlar. Hâşâ! Allah bundan münezzehtir. Beğendikleri de (erkek çocuklar) kendilerinin oluyor.” (Nahl, 16/57)

Çocuk edinmek asla Allah'ın şanına yakışmaz. O bundan münezzehtir. O, bir şeyin olmasını dilerse, ona sadece «Ol!..» der, o da oluverir.” (Meryem, 19/35)

Allah asla evlat edinmiş değildir. Onunla beraber başka bir tanrı da yoktur. Eğer olsaydı, her biri kendi yarattığını kapar, böylece birbirlerine üstün gelmeye çalışırlardı. Allah onların yakıştırdığı şeylerden uzaktır.” (Müminun, 23/91)

“Sor onlara: Kızlar Rabbinin de oğlanlar onların mı? Yoksa Biz melekleri dişi yaratmışız da onlar buna şahit mi olmuşlar?  İyi bilin ki 'Allah çocuk sahibi oldu' demeleri de onların kendi uydurmalarındandır. Hiç şüphe yok ki onlar yalancılardır. Allah kızları oğullara tercih mi etmiş? Ne olmuş size(aklınızı mı kaybettiniz?) Ne biçim hüküm veriyorsunuz öyle! Hiç düşünmüyor musunuz? Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var? Eğer doğru söylüyorsanız, getirin kitabınızı.” (Saffat, 37/149-157)

“Yoksa O (Allah) yarattıklarından kendisine kızlar edindi de oğulları size mi ayırdı? Onlardan biri Rahman olan Allah´a isnat ettiği kız çocuğu ile müjdelendiği zaman yüzü simsiyah kesilir de öfkesinden yutkunur durur. Süs içinde yetişip de mücadelede kendisini savunamayanı mı Allah'a yakıştırıyorlar? Rahman'ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Yoksa onların yaratılışına tanık mı oldular? Onların bu tanıklığı yazılacak ve kendilerinden hesabı sorulacaktır.” (Zuhruf, 43/16-19)

Bu ayetlerden bir kısmı müşriklerin “Melekler Allah’ın kızlarıdır.” şeklindeki iddialarına, bir kısmı da Hz. İsa ve Hz. Uzeyr’in Allah’ın oğlu olduğunu savunan Hıristiyan ve Yahudilerin iddialarına yer vermiş ve onların bu yalanlarını çürütmüştür.

Öyle anlaşılıyor ki, sorudaki iddia sahibi ayetlerin siyaha boyadığımız ifadelerini kendi art niyetine bir malzeme olarak kullanmak istemiştir.

Halbuki, ayetlerin bu ifadelerinden “cinselliği” anlamak için aklını ön yargı fanatiğine kaptırması gerekir.

Bu ayetlerin büyük bir kısmında “çocuk / evlat edinme” ifadesi söz konusudur. Bu ifadeden “cinselliği” algılamak gerçekten çok tuhaftır. Çünkü, insanlar arasında bile “çocuk edinme” kavramı “karı-koca”nın çocuğundan ziyade, kendilerinin dışında var olan bir çocuğu “evlat yerine koymalarını” ifade eder.

- Kur'an’da bu ifadenin kullanılması, bu yanlış algıya “ima edilmiş” gibi bir yargıya izin vermemeye yöneliktir.

En son ayetlerde yer alan “Rahman'ın kulları olan melekleri de dişi saydılar. Yoksa onların yaratılışına tanık mı oldular?” mealindeki ifadelerde “çocuk edinme”nin ne anlama geldiği açıkça ortaya konulmuştur. Çünkü, “Rahman’ın kulları” onun çocukları olamaz. Onlar da diğer kulları gibi birer kuldurlar. Bütün kulları yaratıldığına göre bunlar da yaratılmışlardır. “Yoksa onların yaratılışına tanık mı oldular?” ifadesinde konu daha açıklanmış ve müşriklerin melekler için “Allah’ın kızları” derken hiç bir zaman bir “cinsellik” konusunu düşünmemişlerdir.

- Ön yargı fanatiğinin esiri olmuş bu zavallı, özellikle Hz. İsa’nın yaratılması ile ilgili 18 ayeti (19:16-34) göz ardı etmiş, yalnız işine gediğini zannettiği 35. ayette yer alan “çocuk edinme” kavramına yoğunlaşmıştır.

Halbuki bu 18 ayette Hz. Meryem’in nasıl hamile kaldığı, nasıl İsa’yı doğurduğu, Yahudilerin ona attıkları iftiralarına karşı, bebek İsa’nın nasıl konuştuğu ifade edilmiş, 35. ayette de Hıristiyanların TESLİS  iftiralarına cevap verilmiş ve son nokta konulmuştur:

“Çocuk edinmek asla Allah'ın şanına yakışmaz. O bundan münezzehtir. O, bir şeyin olmasını dilerse, ona sadece «Ol!..» der, o da oluverir.” (Meryem, 19/35)

- Müşriklerin bile düşünmedikleri çirkin bir safsatayı Ehl-i kitap seslendiriyor. Çünkü bunlar da Batı'nın edepsiz edebiyatı penceresinden bakıyorlar.

Şairin dediği gibi:

“Ulaşmaz Dest-i edeb-i garb-ı hevesbar-ı hevâkâr-ı dehâdar,
De'b-i edeb, ebed-müddet, Kur'an-ı ziyabar-ı şifakâr-ı hüdâdar.”

Evet, “Kamilîn insanların zevk-i meâlîsini hoşnud (olgun insanların ulvi zevklerini hoşnut) eden bir halet, çocukça bir hevese, sefihçe bir tabiat sahibine hoş gelmez, Onları eğlendirmez. Bu hikmete binaen, bir zevk-i süflî, sefih, hem nefsî ve şehvanî içinde tam beslenmiş, zevk-i ruhîyi bilmez. Avrupa'dan tereşşuh etmiş şu hazır edebiyat romanvari nazarla Kur'an’da olan letaif-i ulviyet, mezaya-yı haşmeti göremez, hem tadamaz. Kendindeki mihenki ona ayar edemez…. Güneşi gösterirse, sarı saçlı güzel bir aktrisi karie (okucuya) ihtar eder.” (B. S. Nursi, Kastamonu Lahikası, 174-175)

- Kuran’ın, Hz. İsa’nın yaratılmasıyla ile ilgili beyanı şöyledir:

"Kitapta Meryem’i de an! Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekiliverdi. Onlarla kendisi arasına bir perde gerdi. Biz de ona Ruhumuzu (Cebrail’i) gönderdik de ona kusursuz, mükemmel bir insan şeklinde görünüverdi. Meryem 'Senden Rahman'a sığınırım.' dedi. 'Allah'tan korkuyorsan bana dokunma. Cebrail 'Ben Rabbinin elçisiyim.' dedi. 'Sana tertemiz bir oğul bağışlamak için geldim.'" (Meryem, 19/16-19)

- Kuran’da “veled“ kelimesinin kullanılması, eğer iddia edildiği gibi, “cinselliği” hatırlatıyorsa, bu da ayrı bir belagat güzelliğidir. Çünkü, madem ki, “veled” ancak erkek ile kadın arasındaki ilişkiden doğar ve madem ki, “Ona benzer hiçbir şey yoktur. O her şeyi işitendir, her şeyi görendir.” (Şura, 42/11) mealindeki ayette ifade edildiği üzere, kâinatın yaratıcısı olan Allah’ın en açık bir vasfı “yaratılmış olan varlıklara benzememek (muhalefetun lil-havadis)tir, bu benzemeyişin en önemli bir misali de “Onun erkek veya dişi” olmamasıdır.

İşte Allah’a hiç yakışmayan teslis akidesinin ne kadar çirkin bir hurafe olduğunu belirtmek hikmetiyle, “veled” kelimesi tercih edilmiş ki, Hıristiyanların bu çirkin iftiralarının cehalet boyutu gösterilsin..

- Bununla beraber İncillerde -Türkçe olarak- geçen “oğul” kelimesi Arapçadaki “veled” kelimesinin tam karşılığıdır.

- Soruda yer alan “Ayrıca veled kelimesinin manasının cinsel ilişki sonucu elde çocuk anlamında olduğunu, İncil’de ise böyle bir öğreti olmadığını söylüyorlar...” bilgisi doğru değildir. Çünkü İncil’de “veled” manasına gelen “oğul” kelimesi defalarca kullanılmıştır. Misal olarak şu yerlere bakılabilir. (Matta, 14/33; Luka, 10/22; Yuhanna, 5/19-27)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun