Tövbe etmeden önce aldığımız faizler bizim mi?

Tarih: 16.01.2024 - 20:03 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bakara suresinde 275-279’da geçen faizden vazgeçenlerin önceki aldıkları kendine ifadesi günümüzde bilmeden faize düşüp bundan dönenleri de kapsıyor mu?
- Bakara suresi 275. ayette gecen "Artık kime Allah’tan bir öğüt erişir de faizciliği bırakırsa geçmişteki kendisinindir, durumunun takdiri Allah’a aittir."
- Ve 279. ayette geçen "Eğer tövbe ederseniz, haksızlık etmemek ve haksızlığa uğramamak üzere anaparanız sizindir." kısımlarına bakıldığında bu ayetler gelmeden önce alınan faizlerden tövbe edip dönenlerin bu faizleri geri ödemek zorunda olmadığı bunlarda sorumlu olmadığı anlaşılıyor.
- Benim sorum günümüzde faiz olduğunu bilmeden girişilen bir işten vazgeçen bir kişi veya faizin haram olduğunu yeni idrak eden bir kişi de önceki aldığı faizden sorumlu tutulmuyor 'geçmişteki kendinin' mi oluyor yoksa bu ayetler sadece ayetler gelmeden önceki durumlar için mi geçerli?
- Tövbe etmeden önce aldığımız faizler bizim değilse onları ne yapalım?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Faizi aldıktan sonra olmuşa çare sadece -kasıtlı veya kasıtsız olsun- işlenilen günahtan ötürü Allah Teala’dan af dilemek ve elden geldiğince hayır ve hasenatta bulunmaktır. Ayrıca alınan faiz kadar bir parayı yoksullara veya hayır kurumlarına vermektir. Çünkü bilmemek özür olmaz, bir günahın günah olduğunu bilmeden de olsa o günahı işleyen kişi sorumlu olur.

Örneğin trafikte kurallara uymayıp hata eden şoförün, bu kuralı bilmiyordum, demesi onu ceza almaktan kurtarmaz ve bunu bilmemesi özür sayılmaz.

Bunun istisnası, faiz haram kılınmadan önce alınanla veya yeni Müslüman olan kişinin, Müslüman olmadan önce aldığıyla ilgilidir.

Bu nedenle Müslüman olan bir kimsenin faiz anlaşması yapması haram olduğu gibi, faiz alıp vermesi de haramdır. Ancak bir şekilde eline faiz parası geçmişse, sevap beklemeden onu bir hayır kurumuna veya yoksula verir; siz de önceden aldığınız faizleri, güncel değeri üzerinden hayır kurumlarına veya yoksullara verin.

Mahzumoğulları ve Sakifliler arasında cahiliye yıllarından kalma bir faiz alışverişi vardı. İslam dini açıktan davete dönüşünce bu iki kabile de zamanla İslam’a girdi. Sakifliler zamanı gelen faizi Mahzumoğulları’ndan tahsil etmek istemişti. Lakin Mahzumoğulları İslam’a girdikten sonra bu ödemeyi yapmak istemedi. Sakifliler faizi almakta ısrarcı olunca hadise elçi aracılığı ile Allah Resulüne (asm) intikal etti ve bu durum üzerine şu ayet-i kerimeler nazil oldu:

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَذَرُوا مَا بَقِيَ مِنَ الرِّبٰٓوا اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنٖينَ

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve gerçekten iman etmiş iseniz faizden kalanı bırakın.”

فَاِنْ لَمْ تَفْعَلُوا فَأْذَنُوا بِحَرْبٍ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِهٖۚ وَاِنْ تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُؤُ۫سُ اَمْوَالِكُمْۚ لَا تَظْلِمُونَ وَلَا تُظْلَمُونَ

“Bunu yapmazsanız Allah ve Resulü tarafından size bir savaş açıldığını bilin. Eğer tövbe ederseniz, haksızlık etmemek ve haksızlığa uğramamak üzere anaparanız sizindir.” [1],[2]

Demek ki, bir Müslüman faiz anlaşması yapmış olsa bile, sadece ana para ona helal olur, faiz kısmı ona helal olmaz. Ayrıca pişman olup tövbe etmesi ve bir daha o günaha girmemesi gerekir.

Unutmamak gerekir ki, faiz almaya veya vermeye devam etmek, ayetin ifadesiyle, Allah’a ve Resulüne apaçık savaş açmaktır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Bilmemek mazeret midir?

Dipnotlar:

[1] Bakara, 2/278-279.
[2] bk. Ahmed b. Muhammed b. Alî el-Vâhidî, Esbâbü nüzûli’l-Kur’ân, Dârü’l-Islâh, ed-Dimâm 1412, s.93.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun