Cennet hayatının özellikleri nelerdir?
- Cennet de olsa, sonsuz hayat sıkıcı olmaz mı?
- Dünya hayatının insana verebilecekleri belli, herkesin tekdüze rutin bir hayatı var, herkesin kendine göre bir koşturmacası var; bir yerden sonra herkesin hayatı rutin oluyor. Ne kadar zengin de olsa yapabileceklerin belli, hepsini yapıyorsun ve başa dönüyorsun.
- Dünyanın gayesi kulluktur. Kulluğunu tam yapan ve cennete giden biri, cennetteki hayatta da kısır döngüye girmez mi, bir yerden sonra o hayattan sıkılmaz mı, şimdiki gibi "Her gün aynı şeyler!.." demez mi?..
Değerli kardeşimiz,
Cennet hayatını dünya hayatına göre değerlendirdiğimiz zaman hataya düşmüş oluruz. Cennet hayatında insanlar bütün sıkıntılardan ve insana sıkıntı verecek hasletlerden arındırılacaktır. Cennet nimetleri sonsuz olduğundan ve cennette bir sonraki anımız bir öncekinden daha güzel geçeceğinden, orada bir sıkıntı ve ülfet olmayacaktır.
Ayrıca cennette makam sabit olmayacak, sürekli insanın makamı yükselecek; aldığı lezzet aynı olmayacak, bir şeyden aldığı lezzet sürekli artarak devam edecek. Bu sebebten cennette kısır döngü tarzında bir sıkıntı olmayacaktır.
Cennette İstenen Her Şeyin Olması
Evrende var olan her şey Allah'ın sonsuz gücünü ve sonsuz kudretini yansıtır. Allah dünyada imtihanın bir gereği olarak her şeyi bir kanun ile yaratmakta ve tüm olup bitenleri insan aklının kavrayabileceği makul sebep-sonuç ilişkileri içinde göstermektedir. Bundan dolayı insanlar bir meyve gördüklerinde, bunun bir tohumdan gelişen ağacın zaman içinde verdiği meyve olduğundan şüphe duymazlar. Elbette ki Allah'ın kanununa göre dünyada meyvenin sebebi budur, fakat unutmamak gerekir ki Allah dilediği takdirde tüm evreni sebeplerden bağımsız da yaratabilir. Allah, dilediğini dilediği şekilde ve zamanda, örneksiz olarak yaratan, hiçbir şeye ihtiyaç duymayandır. Dolayısıyla Allah'ın yaratması için de hiçbir sebebe, araca, aşamaya ihtiyaç yoktur.
Dünyada her şeyin belli sebeplere, doğa kanunlarına bağlı olması insanları yanıltmamalıdır. Allah tüm bu sebeplerin yaratıcısı olarak bunlardan tamamen münezzehtir. Nitekim cennette sebeplere bağlı yaratılış kalkacağı için, ağaçtan kopan meyvenin yerine yenisi hemen geri gelecek, hiçbir eksilme olmayacaktır.
Sebepleri de sonuçları da yaratan Allah'tır. Örneğin bir ağacın gölgesine baktığımızda bu gölgenin sebebinin Güneş ışınlarının yansıma açısı olduğu bilgisine sahibizdir. Gölge Güneş'in bir sonucudur, fakat Güneş'i gölgeye sebep kılan Allah'tır. Bu durum bir âyette şöyle bildirilmektedir:
"Rabbini görmedin mi, gölgeyi nasıl uzatıvermiştir? Eğer dilemiş olsaydı onu durgun kılardı. Sonra biz Güneş'i ona bir delil kılmışızdır. Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir." (Furkan, 25/45-46)
"... Allah onlardan razı oldu, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur." (Maide, 5/119)
Dünyada bu şekilde her şeyi sebep sonuç ilişkisi içinde yaratması Allah'ın bir sanatıdır ve Rabbimiz'in bu tecellileri sonsuzdur. Allah her şeyi istediği anda, istediği şekilde yaratabilir veya dilediği her şekle çevirebilir. Evreni yoktan var eden Allah, dilediği zaman da dünyada kavramaya çalıştığımız kanunları ve sebepleri kaldıracaktır. Salih Müslümanlar cennette akıllarına gelen, hoşlarına giden her şeyi isteyebilecek, istemeleriyle birlikte Allah'ın izniyle bunlara anında sahip olacaklardır. Gerek kendileri, gerekse çevreleri istedikleri şekil ve surette olacak, her istediklerini yapıp, en zevk alacakları nimetler içinde yaşayacaklardır. Üstelik bunların hiçbiri bir ihtiyacı karşılamak, bir eksikliği gidermek, bir kusuru örtmek amacıyla da olmayacak, sadece Allah'tan bir nimet ve güzellik olarak cennet ehlinin zevk almaları için olacaktır. (En doğrusunu Allah bilir.)
Bu konuda hadislerde verilen örneklerden bir kısmı şöyledir:
Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a: "Cennette at var mı?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam da:
"Allah Teala Hazretleri seni cennete koyduğu takdirde, kızıl yakuttan bir at üzerinde orada dolaşmak isteyecek olsan, o seni istediğin her yere uçuracaktır." buyurdular. Bunun üzerine diğer biri de:
"Cennette deve var mı?" diye sordu. Ama buna Aleyhissalatu vesselam öncekine söylediği gibi söylemedi. Şöyle buyurdular:
"Eğer Allah seni cennete koyarsa, orada canının her çektiği, gözünün her hoşlandığı şey bulunacaktır." (Tirmizi, Kütüb-i Sitte, XIV/431)
Hadiste bildirilen "canının her çektiği, gözünün her hoşlandığı şey" bizim dünyadaki ufkumuzla, hayal gücümüzle sınırlı değildir. Kur'an'da Allah,
"... orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı her şey var. Ve siz orada süresiz kalacaksınız." (Zuhruf, 43/71)
âyetiyle bu nimetlerin zenginliğine dikkat çekmiştir. Bu konuyla ilgili diğer âyetler ise şöyledir:
"... Orada nefislerinizin arzuladığı her şey sizindir ve istediğiniz her şey de sizindir." (Fussilet, 41/31)
"... Onlar nefislerinin arzuladığı (sayısız nimet) içinde ebedi kalıcıdırlar. " (Enbiya, 21/102)
Hepimizin dünyada isteyip de kimi zaman vakit ayıramamaktan, kimi zaman da risk taşımasından ötürü yapamadığımız pek çok şey vardır. Örneğin çok hızlı araba ya da motorsiklet kullanmak kimileri için heyecan verici bir zevk olabilir; kimileri ise uzun saatler derin sulara dalmak ya da yüksek dağlarda kayak yapmak, paraşütle yüzlerce metre yüksekten atlamak gibi tehlikeli sporlar yapmak isteyebilir. Ancak bunların hepsi kişinin hayatını risk altına sokan spor dallarıdır.
"Her nefis, kazandıklarına karşılık bir rehinedir. Ancak Ashab-ı Yemin (sağ ehli) hariç. Onlar cennetlerdedirler..." (Müddessir, 74/38-40)
Pek çok kişi de profesyonel olarak müzik aleti çalabilmek, resim yapabilmek gibi özel yeteneklere sahip olmak isteyebilir. Bu gibi şeyler yeteneğin yanı sıra kimi durumlarda teknik bilgi ve uzun süren bir eğitim gerektirir. Cennette ise bir kimse dilediği her şeye sahip olabileceği için istediği anda hiçbir çaba sarf etmeden, yetenek gibi bir sebebe bağımlı olmaksızın böyle bir imkana sahip olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.)
Kur'an âyetlerinde ve hadislerde, cennette Allah'ın dilemesi ile nefsin arzuladığı her şeyin mümkün olacağı bildirilmektedir. Dolayısıyla insanların ancak hayal edebilecekleri, ama dünyada mümkün olmayan şeyleri yaşamaları da mümkün olabilir. Örneğin at üzerinde uçmak dünya şartlarında imkan dahilinde değildir, ancak hadislerde dikkat çekildiği gibi, bu da Allah'ın dilemesiyle cennette mümkündür. Bir hadiste isteyen kişinin uçabileceğinden şu şekilde bahsedilmektedir:
"Eğer nasip olur da cennete girersen, 'Kızıl yakuttan bir beygire bineyim.' dersen binersin. 'Uçayım dersen uçarsın.' " (Ramuz el-Ehadis-1, s. 149/5)
Bir başka hadiste ise cennetteki nimet genişliği hakkında Peygamberimiz (asm) şöyle buyurur:
"Allah Teâla Hazretleri ferman etti ki: 'Ben Azimu'ş-Şân, salih kullarım için gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve insanın hayal ve hatırından hiç geçmeyen nimetler hazırladım.' " [Kütüb-i Sitte, 14/210 (5097)]
Cennette İstenen Şeylerin Anında Olması:
Dünyada güzel bir yemek isteyen bir kimsenin, bunun için emek ve zaman harcaması gerekecektir. Hiçbir girişimde bulunmadan, daha aklından geçirdiği anda bu yiyecekleri önünde hazır olarak bulması ihtimali ise nefsinin çok hoşuna gidecek bir durumdur. Ne var ki bu, dünya şartlarında mümkün değildir. Ancak vaat edilen cennet ortamında satın alma, emek ve zaman harcama gibi pek çok sebep ve aşama ortadan kalkarak, nimetler insanın en çok hoşuna gidecek şekilde sunulur. Bir hadiste bu durum şöyle bir örnekle aktarılmıştır:
"Cennette senin canın kuş isteyecek. Hemen kızartılmış olarak önüne getirilip konacaktır." (Büyük Hadis Külliyatı, V, 414/10123)
Bir rivâyette Peygamberimiz (asm)'in şöyle bir hadisi haber verilir:
"... kuşun etinden yemek o kimsenin hatırına gelir ve bunun üzerine hemen çeşitli et yemekleri halinde onun önüne varır. Cennet ehli ondan istediği kadar yer. Doyduğu zaman, kuşun kemikleri toplanır. Sonra uçar, dilediği gibi cennette otlamaya başlar." (Tezkire-i Kurtubi, I/58)
Öte yandan cennet ortamında bir kimse ne isterse yapabileceği için hadiste de bahsedildiği gibi, dilediği takdirde çalışmaya ihtiyacı olmadığı halde zevk için tarımla bile uğraşması mümkündür:
Peygamberimiz (asm)'in çöl halkından olan bir adamla konuşurken, sorularına şöyle cevap verdiği rivâyet olunur:
"Bir adam (cennette) ziraat yapmak için Rabbinden izin isteyecek. Rabbi ona diyecek ki: 'Sen arzuladığın hâl üzerine değil misin?' O da şöyle diyecek: 'Evet. Fakat ben ziraati seviyorum.' diyecek. Ona izin verilecek, hemen tohum ekecek bir anda ekin verecek, büyüyecek, harmanı yapılıp, dağlar gibi mahsul yığılacak..." [(Buhari), Büyük Hadis Külliyatı, V/413/10119)
İstendiği Gibi Suret Değiştirebilme:
İnsanlara yüzleri ve fizikleri ile ilgili tercih imkanı sunulsa, kuşkusuz herkes kusursuz bir görünüşe sahip olmayı ister. Çünkü insanın ruhu güzellikten zevk alacak şekilde yaratılmıştır ve her zaman en kusursuz olanı, en mükemmeli arar. En ufak bir detaydaki kusur bile gözüne çarpar, dikkatini çeker. Ne var ki insan aradığı kusursuz güzelliği dünyada tam olarak hiçbir zaman bulamaz. Bir kişi dünyanın en güzel insanı da olsa kaçınılmaz olarak yaşadığı acizlikler, hastalıklar ve en önemlisi ölümlü olması onun bu güzelliğine gölge düşürür. Çünkü imtihanın bir gereği olarak dünyada hemen her şey eksik ve kusurlarla birlikte yaratılmıştır. Bu eksik ve kusurların insanların ahirete yönelmeleri ve cennet hayatını özlemeleri açısından çok büyük hayır ve hikmetleri vardır.
İnsanın hoşuna giden kusursuzluğun ve güzelliğin gerçek yeri ise cennettir. Allah cennette kişiyi kusursuz güzellikte ve onun en hoşuna gidecek surette yaratacaktır. Üstelik bu güzellik tek bir suretle sınırlı değildir. Allah cennetteki kullarına istedikleri zaman istedikleri sureti seçebilecekleri bir imkan verecek, bu şekilde cennet ehli her istediğinde farklı bir güzelliğe sahip olabilecektir.
"... Orada nefislerinizin arzuladığı her şey sizindir ve istediğiniz her şey de sizindir." (Fussilet, 41/31)
Peygamber Efendimiz (asm) müminlerin cennetteki çarşılardan beğendikleri surete gireceklerini bir hadisinde şöyle haber verir:
"Cennette bir çarşı vardır. Ancak orada ne alış, ne de satış vardır. Sadece erkek ve kadın suretleri vardır. Erkek bunlardan bir suret arzu ederse o surete girer." (Tirmizi, Kütüb-i Sitte-14, s. 434/17]
Gece Olmaması:
Gece, dünya hayatında insanlar için bir dinlenme vakti olarak yaratılmıştır. Cennette uykuya ve dinlenmeye ihtiyaç kalmayacağı için, gecenin karanlığına da ihtiyaç olmayacaktır. Cennette gecenin olmadığı hadislerde şöyle bildirilir:
"Cennette gece yoktur. O, ışık ve nurdan ibarettir..." (Ramuz el-Ehadis-2, s. 366/4)
Uyku Olmaması:
Uyku insanın dünyada yaşadığı acizliklerden biridir. Tüm insanlar uykuya ihtiyaç duyacak şekilde yaratılmışlardır ve ne kadar isteseler de buna karşı direnemezler. Dahası vücut uykusuz kaldığında hastalıklara karşı direnci düşer, kişi yorgun bir görünüm alır.
Öte yandan uykuya harcanan vakit de azımsanamayacak kadar uzundur. İnsan, yaklaşık olarak ömrünün üçte birini uykuda geçirir. Bu aynı zamanda dünyada zaten kısa olan ömrünün çok büyük bir bölümünü bir nevi ölü gibi geçirdiği anlamına gelir. Nitekim Kur'an'da,
"Allah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda (bir tür ölüme sokar). Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı(n ruhunu) tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir..." (Zümer, 39/42)
âyetiyle uykunun bir tür ölüm olduğu haber verilmiştir. Fakat cennette uyku, yorgunluk gibi acizlikler yoktur. Allah,
"Onlara orada hiçbir yorgunluk dokunmaz..." (Hicr, 15/48)
âyetiyle bu gerçeği kullarına bildirmiştir. Bir hadiste ise cennette uykunun olmadığı şöyle açıklanmıştır:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e: "Cennet ehli uyur mu?" diye sordular. Şöyle buyurdu: "Uyku, ölümün kardeşidir. Cennet ehli uyumazlar." (Büyük Hadis Külliyatı, V/414/10125)
Anlaşmazlık Olmaması:
Cennet ehlinin en önemli özelliklerinden biri de ahlaklarının çok güzel olmasıdır. Bir hadiste cennetteki müminlerin huylarının güzelliğine şöyle dikkat çekilmiştir:
"Ben, cennet bahçelerinde, cennetin üstünde ve cennetin alt tarafında birer köşke şu kimse için kefilim ki, o haklı olduğu hâlde mücadeleyi terk eder, şaka için de olsa, yalanı söylemez ve insanlar(a örnek olması) için ahlakını güzelleştirir." (Ramuz el-Ehadis-1, s. 152/6)
Vicdanını kullanan, Allah'tan korkup sakınan kişilerin bulunduğu bir ortamda herkes rahat eder. Güzel ahlakın yaşanmadığı bir yerde ise çekişme, kıskançlık, kavga, kızgınlık, kin, alay, alınganlık vardır. Kur'an ahlakından uzak yaşayan kimseler, bu kötü ahlak özelliklerinden ötürü, kendi elleriyle cehennemi hatırlatan bir ortam oluştururlar.
"Onların göğüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sıyırıp çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar." (Hicr, 15/47)
Huzurlu, mutlu, güven dolu bir ortam içinde dostça, kardeşçe, hoşgörü ile yaşayabilecekken, dünyevi hırsların peşinde, kendi istek ve tutkularına kapılarak çok büyük bir nimet kaybına uğramış olurlar. Müslümanlar için ise dünyada sabırlı, itidalli, akıllı, makul, dengeli, affedici, şefkatli, sevgi dolu, güzel ahlaklı olmanın derin bir imani zevki vardır. Bir mümin bu güzel özellikleri kendinde gördüğünde ayrı bir haz alır, başka müminlerde gördüğünde bunlardan da ayrı bir zevk alır. Sonsuza kadar sürecek olan bu hoşnutluk, zevk ve güzellikler cennette de artarak sürer. Peygamber Efendimiz (asm)'in hadislerinden birinde cennetteki bu ortam şöyle tarif edilir:
"... Kalpleri, tek bir kimsenin kalbi gibidir. Aralarında ihtilaf, husumet yoktur... " (bk. Kütüb-i Sitte, 14/227, H.No: 3/29)
Benzer başka bir hadiste de cennet ehlinin ahlakından şöyle bahsedilmektedir:
"Onların ahlakı bir tek kişinin ahlakı üzeredir." (Tezkireti'l-Kurtubi, s. 329/579)
Nitekim Allah Kur'an'da cennetine layık gördüğü mümin kulları için,
"Onların göğüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sıyırıp-çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar." (Hicr, 15/47)
buyurarak, onların yaşadıkları candan ve samimi dostluğa dikkat çeker.
Üzüntü, Sıkıntı Gibi Olumsuzlukların Olmaması:
Üzüntü, sıkıntı gibi insanlara azap veren ruh halleri, din ahlakından uzak yaşayan kimselerde sıkça görülür. Allah'ın her şeyi bir kader üzerine, hayırla yarattığını göz ardı eden bu kimseler aksilik, zorluk gibi görünen olaylar karşısında korku ve paniğe kapılırlar. Allah'a tevekkül etmedikleri için sıkıntıya düşer, hayıflanır, hatta sağlıklarına zarar verecek derecede büyük bir üzüntü yaşarlar. Oysa insan kendisi için neyin hayır neyin şer olacağını bilemez, ancak Allah bilir. Bir âyette bu gerçek şöyle bildirilir:
"... Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." (Bakara, 2/216)
Dünyada zorluk, sıkıntı gibi görünen bir durum ahirette kişinin cennetine vesile olacak bir güzelliğe dönüşebilir. Bunun bilincinde olan müminler, dünyada karşılaştıkları sıkıntı ve zorluk gibi görünen olumsuzlukları imanlarının gücü ile kendilerinden uzaklaştırırlar. Allah'a teslim olmanın, yarattığı her şeyden razı olmanın rahatlığı ve huzuru içinde, karşılaştıkları her olayı Allah'ın yarattığı bir güzellik olarak değerlendirirler. Bu yüzden cennet umudu taşıyan müminler dünyevi hiçbir şeyi olumsuzluk olarak değerlendirmezler. Cennette ise Allah'ın rahmetiyle, sonsuza kadar üzüntü, sıkıntı, endişe gibi duygulardan uzak yaşayacaklardır. Hadislerde cennetteki bu nimet şöyle haber verilir:
"... Her kaygının da arkası kesilecektir. Cehennem ehlinin kaygısı müstesna..." (Ramuz el-Ehadis-2, s. 342/15)
"... onlar şöyle diyecekler: 'Biz ebedileriz, asla helak olmayız, biz mutlu kişileriz, asla kederlenmeyiz.' ..." (Tirmizi, Büyük Hadis Külliyatı-5, s. 409/10099)
"... Orada hiçbir dert ve tehlike yoktur..." (Ramuz el-Ehadis-1, s. 170/1)
İncil'de ise bu konu şöyle yer alır:
"... Beyaz kaftan giyinmiş olan bu kişiler kimlerdir, nereden geldiler?"... Bana dedi ki, "Bunlar, o büyük sıkıntıdan geçip gelenlerdir... Bunun için, Allah'ın tahtının önünde duruyorlar... Taht üzerinde oturan, çadırını onların üzerine gerecektir... Allah onların gözlerinden bütün yaşları silecektir." (Yuhanna'ya Gelen Esinleme, 7. bölüm, 13-17)
Allah Kur'an'da müminlerin bu huzurlu ruh hallerini şöyle bildirmektedir:
"Allah'ın Kendi fazlından onlara verdikleriyle sevinç içindedirler. Onlara arkalarından henüz ulaşmayanlara müjdelemeyi isterler ki onlara hiçbir korku yoktur, mahzun da olacak değillerdir." (Âl-i İmran, 3/170)
"Derler ki: 'Bizden hüznü giderip yok eden Allah'a hamdolsun; şüphesiz Rabbimiz, gerçekten bağışlayandır, şükrü kabul edendir.' " (Fatır, 35/34)
"Artık Allah, onları böyle bir günün şerrinden korumuş ve onlara parıltılı bir aydınlık ve bir sevinç vermiştir." (İnsan, 76/11)
"Nimetin parıltılı sevincini sen onların yüzlerinde tanırsın." (Mutaffifin, 83/24)
Daha önce de belirttiğimiz gibi, dünyada var olan hemen her şey imtihanın bir gereği olarak özellikle eksik ve kusurlu yaratılmıştır. Müminler dünyada karşılaştıkları tüm zorluk ve sıkıntılara güzel bir sabır gösterir, Allah'a tevekkül ederler. Peygamberimiz (asm) hadislerinde kişinin ancak cennete girdiğinde gerçek anlamda rahata kavuştuğunu haber vermiştir:
"Ancak cennete giren rahata kavuşur." (Ramuz el-Ehadis-1, s. 138/13)
"Cennet ebedi bir ikamet halinde parıldayan bir nur, yaygın bir koku, çok iyi inşa edilmiş bir köşk, akan bir ırmak, olgun bir meyve, yeşillik, neşe, serinlik, tazelik mahallidir."
[bk Prof. Subhi Salih, Ölümden Sonra Diriliş (Çevr. Prof. Dr. Şerafeddin Gölcük), Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2004, s. 232]
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Peygamberimizin sevdiği Müslüman nasıl olmalıdır?..
- Hz. İsa'nın nüzulü ve Mehdi'nin gelmesi ile ilgili açık ayet var mıdır?
- Kâfirler için ahiret gününde, tartı, terazi, mizan var mıdır yok mudur?
- Allah'ı her gün görmek cennette mümkün müdür?
- "Cennette erkeklere huriler var, ama kadınlar için ne var?" denilmekte, bu konudaki görüşleriniz nelerdir?
- Peygamberler günah işler mi?
- Cennette evlilik nasıl olacaktır?
- Şükreden bir kul olmayayım mı, hadisini açıklar mısınız?
- Cennetle müjdelenen sahabeler kimlerdir, kadın sahabi de var mı?
- Dinimiz evlenmemeye (bekâr kalmaya) nasıl bakmaktadır?
Yorumlar
HOCAM;CENNETİ O KADAR GÜZEL ANLATTMIŞSINIZ Kİ...BU DÜNYANIN SIKINTILARI ARTIK O KADAR AĞIR GELMİYOR GÖZÜME GÖNLÜME.ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN.BİLGİNİZLE ,İLMİNİZLE BİZLERİ AYDINLATTIĞNIZ İÇİN BÜTÜN MÜSLÜMAN KARDEŞLERİM ADINA TEŞEKKÜR EDİYORUM.HERKESİN BU BİLGİLERİNİZDEN FAYDALANABİLMESİ DİLEĞİYLE,HAYIRLI GÜNLER.
Burada okuyup gördük ki cennet aklımızın alamayacağı kaar güzel bir yer. Cennet her ne kadar bizleri büyüleyecek kadar güzelse cehennem de o kadar kötü bir yerdir. Olaya farklı bir bakış açısı getirmek istedim.
Allah sizden razı olsun.
elhamdülillah cok şükür. Cenab-i Hak bizleride affetsin ve cenntine koysun dualarımızla. bu site ile ugraşan büyüklerimizdende Allah razı olsun
sonsuzluk bir insanın isteyeceği en büyük şeydir.hayat en güzel şekilde devam etmeli ve bitmemeli.cennette snsuzluğu düşünmeden kaynaklanan sıkıntılarımız olmayacak orada ne istersek olacak.sonsuzluğu fazla düşünmeye gerek yok.hergün bize yaşamamız için yeni bir gün verilecek okadar.zevk doruk noktasında olacak cennette.bitmesini asla istemeyiz.o yüzden sonsuzluk olmalı.sevdiğim insanları sonsuza kadar görmeliyim.Allah yokluktan korusun asıl korkulacak budur.
RABBİM bizleri sevdiklerimizi tanıdıklarımıızı peygamber efendimizi hz. Muhammed(s.a.v)in havzu kevseri başında bulunup onun şefaatine nail olup senin rızanı kazanıp cennete giren kullarından eyle
ALLAH RAZI OLSUN ÇOK GÜZEL BİLGİLER VAR
rabbim bizleri de cennetine kavuştursun inşallah bilgiler de çok güzel çok güzel ifade edilmiş
ALLAH razi olsun, sorularima burda cevap bulabildim. Rabbimiz insallah hepimizi cennetine koyar, insallah Efendimizin (sav) ümmetine layik müslüman olmamizi nasip eyler. AMIN
cennet ucuz değil cehennem dahi luzumsuz değil
hocam müstesna anlatmışsınız ALLAH u TEALA ümmeti MUHAMMEDİ cennette buluştursun
allah bir değil bin kere razı olsun..
harika bilgiler,inşaallah hepimiz gireriz
bu kadar detaylı bilgileri çoğu yerde bulamadım. kafamdaki çoğu soru işaretleri burada cevap buldu. ebediyen bu site ayakta kalır Allahın izniyle ve insanları bilgilendirmeye devam eder.....
ALLAH RAZI OLSUN HEPİMİZDEN İNŞALLAH.HOCAM O KADAR GÜZEL ANLATMIŞSINIZKİ YEMİN EDERİM CENNETİ OKURKEN İÇİM HUZUR BULDU KİM BİLİR CENNETTE OLMAK NE KADAR DA AKIL ALMAZ HUZUR VERİCİ SAADET DOLU BİR MEKANDIR.RABBİM İNŞALLAH MÜBAREK CENNETİNE GİRMEYİ HAKEDEN KULLARINDAN OLMAMIZI NASİP ETSİN O ŞEREFE LAYIK OLMAMIZI NASİP ETSİN.AMİN.ÇEKİLEN SIKINTILARA SABIR GÖSTERMEKLE RABBİM CENNETİ MÜJDELİYORMUŞ YA İNANIN OKURKEN İÇİMDEN Bİ SES SIKINTILAR ÜZERİME YAĞSINDA BENDE HEPSİNE SABIR GÖSTEREYIM İNŞALLAH VE RABBİMİN O GÜZELLER GÜZELİ CENNETİNİN BİR KÖŞESİNDE BENDE OLAYIM DEDİM.YÜCE YARADAN HER TÜRLÜ SIKINTIYA SABIR GÖSTERİP HUZURA EREN VERDİĞİ NİMETLERE VERDİĞİ HERŞEYE ŞÜKREDEN BU İMTİHAN DÜNYASINDA SINAVINI SABIR VE ŞÜKÜRLE BAŞARIYLA VEREN KULLARINDAN OLMAMIZI NASİP EYLE.AMİN.SALAT VE SELAM OLSUN RESULULALLAH EFENDİMİZE ALİ VE ASHABINA.ALLAHIN RAHMETİ ÜZERLERİNE OLSUN İNŞALLAH.AMİN.SELAMLA
silinmiş kullanıcı, coşmak güzeldir, ama abartı değil. bir sahabe diğerine '' vallahi seni mümin görüyorum'' demiş, bunu duyan efendimiz s.a.v '' 'müslüman görüyorum de!' mealinde uyarıda bulunmuş. yani kimse Allah adına konuşamaz, gaybı, kalbleri ancak O bilir. biz de Allahu alem diyelim, inşallah hocamızı Allah melek kadar temiz yaşatsın diyelim, bundan ötesi fazla.
Rabbimiz hepimizi kendi cemaline kavuştursun inşallah.amin
amin hep birbirimize dua edelim dua edelim rabbim bizleri cennetine koyar inşallah subhanallah
iNŞALLAH ALLAH RIZASINI KAZANIP CENNETE GİRERİZ
sevgili arkadaşlar söylesem belki gülersiniz bu ne biçim korku diyebilirsiniz ama uykularımı kaçıran beynimin sınırlarını zorlayan bu derdimin çaresi olmadığını bildiğim bir derdim var ben sonsuz hayattan çok çok çok çok korkuyorum bu korkumu yenemiyorum sizlerin yazdıkları yorumları görünce bende sizin gibi olsam diye üzüldüm bu korkum hayatımı çok etkiliyor uyuyamıyorum bile düşündükçe delirmekten korkuyorum sizce bu düşünce nasıl kaybolur
sevil hanım sonsuzluktan korkmanız ne hasebiyledir?Öncelikle onu sormak gerekir sizlere.Cehennem korkusundan mıdır, yoksa cennetteki bu güzel nimetleri aklınızın sınırlarını zorlayıp adeta sizi bir nevi mecnun etmesinden midir?
HOCAM SİZ İNSANMISINIZ SİZE İNSAN DİYENİN VARYA SİZ VARYA SİZ SİZ BU DÜNYADA MELEKLİĞİ TATMIŞ İNSANLARSINIZ BARİZ ALLAHIMIZA HİZMET EDİYORSUNUZ SİTENİZE DİKKAT EDİYORUMDA DOGRU DÜRÜS REKLAMDA ALMIYORSUNUZ BELLİKİ SİZ ALLAHIN SEVGİLİ MELEKLERİSİNİZ BİZ SİZDEN RAZIYIZ ALLAHDA İNŞALLAH SİZDEN RAZI OLUR SELAMLAR SİZİN ÜSTÜNÜZDE OLSUN......
Allah razi olsun.Bilgiye kavusturdunuz.
İnşallah oraya hepimiz gireriz bu ebedi ve saadet dolu hayatı hep birlikte yaşarız.
ALLAH hepinizden razı olsun.
Bu kadar güzel açıklayarak bizim de faydalanmamıza sebep olduğunuz için ALLAH razı olsun sizden inşaALLAH.ALLAH hepimizden razı olur inşaALLAH'da cennette bulusuruz.Sonsuz salat ve selamda Hz.Muhammed (S.A.V) e olsun.inşaALLAH
Selamun aleyküm.
Sevil hanım sonsuzluktan korkmanız endişe etmenizden ve aklınızın cennet hayatını alamamasındandır.
Yazıda geçen şu satıra dikkat edelim:"Ayrıca cennette makam sabit olmayacak, sürekli insanın makamı yükselecek; aldığı lezzet aynı olmayacak, bir şeyden aldığı lezzet sürekli artarak devam edecek. Bu sebebten cennette kısır döngü tarzında bir sıkıntı olmayacaktır."
bilgisayarda oynadığımız bir oyunu düşünün oyun 2 boyutludur. Yani o bizi göremez bizimle konuşamaz ve bizi anlayamaz.
Sonsuzluğun olmasından şüphe etmek insanın şeytana verdiği bir vesvesedir. Dünya hayatından bir örnek verecek olursak ahireti düşünmeyen bir insan bu dünyada ebedi yaşamak ister. Veya çok zengin olmak ister her istediği karşısına gelsin herkes onun emrinde olsun ister. Hiç hasta olmamayı üzüntü duymamayı güvenilir olmayı ve güven duymayı ilgi ve şefkati ister. Bu amaçtır sonuç ise ahirettedir. Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki "Dünya,ahiretin tarlasıdır." üstte belirttiğim şeyde bununla alakalıdır bağlantıyı kuralım.
Tarlada çalışırız çabalarız emeğimizin karşılığını iş bittikten sonra alırız. Tarlamızda çalışırken zevk içinde sefa sürmek hiç çalışmadan kazanç sağlamayı istemek imkansız ve ahmakçadır.
Ahirette böyledir: Eğer ahiret hayatını istiyorsak yani ölümsüzlüğü ebedi mutluluğu,güvenmeyi,sevmeyi sevilmeyi,her türlü nimetten sınırsız elde etmeyi istiyorsak Tarlada (Dünyada) çalışıp Ahirette mükafatını alacağız inşallah.
Lafın özü: Bir yerde isteklerimiz Cennet hayatının mükafatları zaten.
İnşallah faydalı olmuştur Allaha emanet olun. :)
Hocam, cok sagolun varolun. Cenneti bu kadar güzel ve mükemmel anlattiginiz icin. Gercekten cok cok fevkalade ve cok mükemmel bir yer. Allah tüm müminlere Cenneti Kismet eylesin insallah. Amin