Allah kullarına ceza vermek için neden cehennem azabını uygun gördü; bu ceza fazla değil midir?
Değerli kardeşimiz,
Rububiyetin en açık iki özelliği vardır. Bunlardan biri, hâkimiyeti kabul edip itaat edenlere mükâfat vermek, bu hâkimiyeti kabul etmeyip isyan edenlere ceza vermek. Böylece hâkimiyetin inayet ve merhamet tarafını -itaat edenlere- mükâfatla, haysiyet ve izzet tarafını da isyan eden terbiyesiz eşkıyaları cezalandırmakla gösterir.
Risale-i Nur Külliyatı'ndan bir hakikat dersi:
“Bir sultanın sağında lütuf ve merhamet ve solunda kahr ve terbiye lâzımdır. Mükâfat, merhametin iktizasıdır. Terbiye de mücazatı ister. Mükâfat ve mücazat menzilleri ahirettir.” (Mesnevî-i Nuriye)
İtaat edenlere mükafat verememek gibi, isyan edenleri cezasız bırakmak da padişahın izzetine yakışmaz; her ikisi de acizlik ve zaaf ifadesidir. Cenab-ı Hak bu gibi noksanlıklardan münezzehtir.
Onun kahrının tecelli etmemesini istemek isyankârlara, azgınlara, zalimlere karşı hiçbir ceza tatbik edilmemesi veya eksik ceza verilmesidir. Bu, Allah’ın izzetiyle, gayretiyle, hikmet ve adaletiyle bağdaşmaz. Bu ise adalet-i ilahiyece mümkün değildir.
Allah'ın üç çeşit sıfatları vardır:
1. Celali sıfatlar.
2. Cemali sıfatlar.
3. Kemali sıfatlar.
Bunların ilki olanları, azap, ceza, gibi durumları iktiza eder. İkinci gurupta olanlar ise, güzelliği, affediciliği ve letafeti gerektirir. Üçüncü çeşit sıfatlar ise, büyüklüğü azameti ister ve gerektirir.
İşte Allah'ın sonsuz merhameti olduğu gibi, sonsuz azap ediciliği de vardır. Cemali sıfatların tecellisi olan sonsuz güzellikler diyarı cennete nefsimiz nedense pek itiraz etmediği halde, söz konusu azab olunca cehennem azabını çok buluyoruz. Biz bunu ihmal ediyoruz. Evet cehennem azabı çok şiddetlidir. Kafirlerin işlediği suça karşılık verilecek ceza da ancak böyle büyük olabilir.
Cehennem onların karşısında hiddete geldiği,
"Oraya atıldıkları zaman, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. Nerede ise öfkesinden paralanacak!.." (Mülk, 67/7-8)
ayetleri bu gerçeği bildirmektedir.
İnsanlar işledikleri suçlarının cezasını, bu suçu işledikleri zaman süresi kadar çekmiyorlar. İşledikleri suçun sonuçlarına göre cezasını çekiyorlar. Bir adamı bir saniyede öldüren bir katilin bir saniye ceza çekmesi adalet olur mu? Kâfirin kısa gibi görünen bir zamanda işlediği cinayet çok büyüktür. Bu nedenle ebedi ve sonsuz olarak cehennmede kalması gerekir ki, işlediği suçuna karşılık bir ceza olsun. Allah’ın zatı, sıfatları ve isimleri sonsuzdur. Sonsuz bir zatı ve sıfatlarını inkâr etmek sonsuz bir cinayettir. Bunlar gibi sonsuz cinayetleri işleyen birisine sonsuz bir cezanın verilmesi adalettir.
Bediüzzaman Haazretleri birçok risalede bu konuyu çeşitli yönleriyle ele almış ve aklı ikna, kalbi tatmin edecek izahlar getirmiştir. Bir kafir inkarıyla sonsuz cinayet işler. Çünkü:
- Vahdaniyet delillerine karşı küfür ile mukabele,
- Nimetlere karşı küfran ile mukabele,
- Mevcudatı kıymetsizlikle kâfirane ittiham ve tahkir,
- Esmâ-i İlâhiyenin tecelliyatını red ve inkâr.
Bunların her biri sonsuz bir cinayettir. Şöyle ki:
- Allah’ın varlığının ve birliğinin delilleri sonsuzdur. Bu kadar delilin inkâr edilmesi sonsuz bir cinayettir.
- Allah’ın nimetleri de sonsuzdur. “Organlarından, onları teşkil eden hücrelerinden, ruhuna ve ona takılan sayısız hissiyatına kadar; öte yandan, üzerinde sürekli seyahat ettiği dünyadan, her an içine çektiği havaya, geceden gündüze, güneşten aya kadar; diğer taraftan beslenmesi için önüne konulan sebzelerden, meyvelerden, süte, bala, helal etlere kadar uzanan sayısız nimetlere mazhar olan bir insan”, bütün bunları inkâr edercesine, Allah’a isyan ederse, bütün nimetlere karşı küfran ile mukabele etmiş ve sonsuz bir cinayet işlemiş olur.
- Gerek kendi vücudumuzda görev alan varlıklar, gerekse bizi kuşatıp her yönden yardımımıza koşan mevcudat çok kıymetli eserlerdir. Hiçbirini yapmak beşer takati dahilinde değildir. Bu kadar mucizeleri ve onlara takılan hikmetleri, manaları, ihsanları hiç dikkate almamak, düşünmeye değer bulmamak yine sonsuz bir cinayettir.
- Her varlığın hakikati bir veya daha çok esmaya dayanır. Varlık âlemi İlâhî isimlerin tecellileriyle doludur. Bu varlıkları dikkate almamak, onlarda tecelli eden esmâyı isimleri dikkate almama manasına gelir. Bu ise Cenâb-ı Hakk’ın nihayetsiz izzetine karşı bir isyan mahiyeti taşımakla yine nihayetsiz bir cinayet olur. Bu varlıklardan en önemlisi insanın kendisidir. Allah’ın bütün isimlerine ayna olma şerefine eren, onun misafiri ve cennetine davetlisi olma lütfuna eren, taşıdığı istidadın ulviyetiyle arza halife olan insan, bu üstün mahiyetini ve kabiliyetini küfür ve isyan yolunda harcarsa, kendinde tecelli eden bütün isimlerin tecellilerini şer ve isyan yolunda kullanmış ve böylece o isimlere karşı büyük bir edepsizlik etmiş olur. Bu ise tek başına büyük ve sonsuz bir cinayettir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Kur’an’da neden "göklerin ve yerlerin Rabbi" denilmiyor da arz/yer kelimesi tekil olarak geçiyor?
- İnsanla maymun çiftleşebilir mi, çiftleşme sonucunda farklı bir tür elde edilebilir mi?
- Kâfirlerin cehennemde yanmaları adalet midir?
- Allah'ı inkar etmek nasıl sonsuz bir cinayet olur?
- Allah'a inanmamak neden suçtur?
- Cehenneme girmek mi, yoksa yok olmak mı daha iyidir?
- Ceza olarak cehennemde sonsuza kadar yanmak nasıl açıklanabilir?
- Zati ve subuti sıfatlarda rahmet sıfatına delalet eden bir sıfat niye yok?
- Bazı insanlar-haşa- "Allah unuttu!.." ifadesini kullanmaktadır. Allah'ın unutmaktan münezzeh olduğunu nasıl anlatmalıyız?
- Allah'ın tenzihi sıfatları sonsuz mudur?