İnsanlar öldükten sonra hangi safhalardan geçecektir? Mahşerde insanların çıplak ve yalın ayak olmasını açıklar mısınız?

Tarih: 16.07.2006 - 18:05 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Mahşer alanında insanlar ne şekilde olacaktır?
- Üzerlerinde bir şey olacak mı?
- Ayrıca durum ve vaziyetleri nasıl olacaktır?
- Başları önde olacak ve çırılçıplak olacaklar, diye duydum; doğru mu?
- Ayrıca mahşer nasıl bir yer; dünyadaki herhangi bir yere benziyor mu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bir gün kıyamet kopup dünya hayatı son bulacaktır. Sadece Allah Teâlâ’nın bileceği bir süre geçtikten sonra, sûra ikinci defa üflenecektir.

O zaman gökten hayat veren bir su indirilecek, herkes âdetâ bitkiler gibi yeniden canlanacak, kemikleri bile çürümüş olan insanlar, Allah’ın izniyle hiç çürümeyecek olan kuyruk sokumundaki hardal tanesi kadar küçücük bir parçadan (acbü’z-zenebden) yeniden canlanacak, kabirlerinde dirilip kalkacaklardır.

O zaman insanlar dünyada bir gün veya daha az bir zaman kaldıklarını sanacak, Allah’a hamdederek mahşere doğru koşarcasına gideceklerdir.

Ne yazık ki, kendi yaratılışını unutanlar, “Çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diye hayretle sorarlar, öldükten sonra yeniden hayat bulacaklarına bir türlü inanmazlar. İşte onlar, ilk önce yaratanın yeniden dirilttiğini göreceklerdir.

MAHŞER

Allah Teâlâ, mahşer gününden söz ederken; “büyük gün,” “bütün insanların, âlemlerin Rabbi huzuruna çıkacağı gün” ifadelerini kullanmaktadır.

O gün, sûr sesini duyanların gözü dehşetle açılacak; o kimseler dört yana dağılmış çekirgeler gibi kabirlerinden fırlayacaklar ve kendilerini çağırana doğru koşacaklar.

İlk insandan son insana kadar herkes bir araya gelecek; o gün yer başka bir şekle büründüğü, dağlar toz gibi savrulduğu, bir çukur, bir tümsek bulunmadığı için; dümdüz, bembeyaz, hiç kimsenin tanıdık bir işarete rastlamadığı bir yerde bütün insanlar toplanacak.

İnsanlar mahşer yerinde, Cenâb-ı Hakk’ın huzuruna, yalınayak, çıplak ve sünnetsiz olarak çıkacaklar. Kapıldıkları dehşet, korku ve şaşkınlık yüzünden birbirlerine dönüp bakamayacaklar.

O dehşetli zamanda güneş insanları yakıp kavuracak, herkes günahı ölçüsünde tere batacak; kimi topuklarına, kimi dizlerine kadar, kimi beline, köprücük kemiklerine kadar, kimi de ağzına ve kulaklarına kadar tere gömülecektir. (bk. Müslim, Cennet 62; bk. Tirmizî, Kıyamet 2, 6)

Hiçbir gölgenin bulunmadığı o dehşetli günde, Allah Teâlâ bazı kimselere özel ikrâmda bulunacak; onları Arş’ının gölgesinde dinlendirecektir.

Bu bahtiyar insanlar:

- Âdil devlet başkanları,

- Temiz bir hayat içinde Rabbine kulluk ederek büyüyen gençler,

- Kalbi mescidlere bağlı Müslümanlar,

- Birbirlerini Allah için seven; buluşmaları da, ayrılmaları da Allah için olan insanlar,

- Güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine “Ben Allah’tan korkarım.” diye yaklaşmayan yiğit adamlar,

- Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka verenler,

- Tenhâda Allah’ı anıp gözyaşı dökenler olacaktır.(bk. Buhari, Ezan 36; Müslim, Zekat 91)

AMEL DEFTERİ

Mahşer gününde herkesin önüne, dünyada iken yaptığı bütün iyilik ve kötülükleri gösteren kitapları (amel defterleri) açılacak. Herkese denecek:

“Oku kitabını! Bugün kendini sorgulayacak durumdasın.”

İyilik yapmış olanın amel defteri sağ eline verilecek. O kimse, büyük bir sevinç içinde etrafındakilere “Bakınız şu kitabıma, alınız okuyunuz!..” diyecek. Onun hesabı kolay görülecek ve cennetin yüksek yerinde, elini atınca koparacağı meyvelerin arasında, yiyip içerek mutlu bir hayat sürecek.

Defteri sol eline verilenler ise “Amanın, bu nasıl deftermiş! Yaptığım her şeyi küçük büyük demeden sayıp dökmüş. Keşke bana defterim verilmeseydi de hesabımı öğrenmeseydim. Keşke ölümle birlikte her şey bitmiş olsaydı!..” diye yanıp tutuşacak.(bk. Hakka, 99/18-27)

HESAP

Daha sonra insanlar, dünyada yaptıklarından dolayı Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda hesaba çekilecektir.

Ağızlar mühürlenip kapatıldığı için konuşamayacak, onun yerine eller ve ayaklar neler yaptığını bir bir anlatacak, kulaklar, gözler, deriler dile gelip her şeyi haber verecektir.

Elbette iman edip iyi işler yapan, Allah’ın emirlerini tutup yasaklarından sakınan biriyle, böyle olmayanlar hesaplaşmada bir tutulmayacaktır.

Peygamber Efendimiz (asm)'in anlattığına göre bu şöyle olacaktır:

Allah Teâlâ her bir insanla tercümansız konuşacaktır. O zaman insan sağ tarafına bakacak, âhirete gönderdiği iyilikleri görecek. Soluna bakacak, vaktiyle yaptığı kötü işleri görecek. Önüne bakacak, önünde sadece cehennemi görecektir.

Cenâb-ı Mevlâ, kendilerinden memnun olduğu kullarının amel defterine şöyle bir bakmakla yetinecek, onları ayrıca hesaba çekmeyecektir. Zira hesaba çekilenler azap göreceklerdir.

Muhammed ümmetinden; büyü yapmayan, yaptırmayan, uğursuzluğa inanmayan ve sadece Rablerine güvenen yetmiş bin kişi hesaba çekilmeden cennete girecektir.

Dünyada en küçük bir iyilik yapan, yaptığı iyiliğin karşılığını mutlaka görecek; en küçük kötülük yapan da bunun cezasını çekecektir.

Bu hesaplaşma sonunda kimsenin kimsede hakkı kalmayacak, hattâ boynuzsuz koyun bile, boynuzlu koyundan hakkını alacaktır.

MÎZAN

Hesap işi bittikten sonra, dünyada yapılan iyilik ve kötülüklerin ölçülüp tartılmasına sıra gelecektir. Allah Teâlâ kıyamet günü son derece doğru ve hassas teraziler kuracak, böylece kimse en küçük bir haksızlığa uğratılmayacaktır. Bir hardal tanesi kadar bile olsa, iyi veya kötü her şey tartıya konacaktır.

Tartıda iyilikleri ağır gelenler kurtulacak, muradına erecek; iyilikleri hafif gelenler, derin bir mutsuzluğa gömülecek, bir uçurumun girdabına sürüklenecek ve şayet Allah’ın âyetlerini de inkâr etmişlerse sonsuza kadar cehennemde kalacaklardır.

Dünyada yapılan ibadetler ve iyilikler mizanda ağır gelecektir.

Bazı iyilik ve ibadetler tartıda daha ağır çekecektir. Meselâ “Sübhânallahi ve bi-hamdihî sübhânallahi’l-azîm” zikri, dilde hafif olmakla beraber Rahmân olan Allah’ı hoşnut eden iki cümle olduğu için, mizana konduğunda ağır gelecektir.

“Elhamdülillâh” diye Allah’ı zikretmek de mizanı sevapla dolduran bir ibadettir.

Ama terazide her şeyden daha ağır çeken, güzel ahlâk olacaktır.

SIRAT

Mahşerden sonra cennete veya cehenneme gidebilmek için sıratın üzerinden geçilecektir. Sırat, cehennemin iki yakasına kurulmuş, Peygamber Efendimiz (asm)'in benzetmesiyle, kıldan ince, kılıçtan keskin bir köprüdür.

Mü’minler buraya gelince, peygamberler “Allah'ım selâmet ver, selâmet ver!” diye yalvaracaklardır.

Sırattan ilk defa Muhammed aleyhisselâm ile birlikte ümmeti geçecektir.

Allah’ın hoşnut olduğu kullar, bu köprüden, amellerinin derecesine uygun bir süratle kolayca geçip gideceklerdir. Kimi göz kırpacak kadar bir zamanda, kimi şimşek, kimi rüzgâr hızıyla, kimi kuş, kimi iyi cins at ve deve süratiyle geçecektir.

İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Sizler kıyâmet günü ayakkabısız, çıplak ve sünnetsiz olarak haşir meydanında toplanacaksınız."

Bu açıklama üzerine bir kadın sordu:

"(Bu durumda) birbirimizin avret yerlerini görmez miyiz?" 

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) (Abese suresinde geçen bir âyetle cevap verdi:

" Ey kadın! 'O gün herkesin kendine yeter derdi vardır.' (Abese, 80/37) "[Tirmizî, Tefsir, Abese, (3329)]

Âlimler bu hadisi yorumlarken şöyle ifade etmişlerdir:

Allah, bu dünyada ağaçlara nasıl fıtri bir elbise giydirmişse, hayvanlara yaratılıştan kendilerine uygun bir elbise vermişse, mahşerde de insanlara fıtri bir libas giydirecektir. Ayrıca mahşer meydanına bu şekilde gelen insanlarda, işlediği amellerin faziletine göre taç vb. mükafatlar da bulunulacaktır.

İnsanlar, dünyadayken bir ihtiyaçtan dolayı giydiğimiz kumaştan, deriden yapılmış elbiseler giyerler. Bu dünyada giymemizin nedeni, sıcak ve soğuktan korunmak ve diğer varlıklar içindeki farkımızın ortaya konulması içindir. Bu ihtiyaçlar ahiret aleminde olmayacağı için, suni elbiselere de ihtiyaç kalmayacaktır. Bu sebeple mahşer meydanında insanlar, dünyadaki kumaşlardan, derilerden yapılmış elbiseleri giymeyecekler, üryan, yani çıplak olacaklar.

Ancak Allah'ın ağaçalara ve hayvanlara birer fıtri elbise giydirdiği gibi, insana da mahşerde fıtri bir elbise giydirmesi onun hikmetinin bir gereğidir. Elbette bu fıtri elbise tıpkı cild ve deri gibi insanın cesedine yakışan ve rahatsızlık vermeyen güzel bir elbise olacaktır. Bu, Allah’ın hikmetinin şanındandır. (bk. Nursi, Mektubat, Yirmi Sekizinci Mektup)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

simsekhalit

Allah sizden razı olsun.
Siz de olmasanız biz nasıl bilgileneceğiz...

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
şehadet isteriz

NE KADAR ŞANSLIYIZ RABBİM MUHAMMEDİN(S.A.V) ÜMMETİ OLDUĞUMUZ İÇİN RABBİM O BÜYÜK GÜNDE TÜM MÜSLÜMANLARA YARDIM ETSİN

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
enka

Efendim Allah razı olsun ancak benım Çok merak ettiğim şeylerden biri sakatlar yine sakat olarak mı haşir olacak. Birde yaşlılar ne olacak herkes aynı yaşta mı olacak?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
müslüman905

Allah razı olsun.Çok teşekkür ederim.Yeterince cevabımı aldım.Bu soru ve cevabı birçok kişiye göndereceğim.Mekanınız cennet olsun.Allah tüm müslümanları cehennemden korusun,cennete ulaştırsın.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editör

Cevap 1:

Ölüm yokluk değildir. Daha güzel bir alemin kapısıdır. Nasıl ki, toprak altına giren bir çekirdek, görünüşte ölüyor, çürüyor ve yok oluyor. Fakat gerçekte daha güzel bir hayata geçiş yapıyor. Çekirdek hayatından ağaçlık hayatına geçiyor.

Aynen bunun gibi, ölen bir insan da görünüşte toprağa giriyor, çürüyor ama gerçekte berzah ve kabir aleminde daha mükemmel bir hayata kavuşuyor.

Beden ile ruh, ampul ile elektrik gibidir. Ampul kırılınca elektrik yok olmuyor ve var olmaya devam ediyor. Biz onu görmesek te inanıyoruz ki, elektrik hala mevcuttur. Aynen bunun gibi, insan ölmekle ruh vücuttan çıkıyor. Fakat var olmaya devam ediyor. Cenab-ı Allah Ruh’a münasip daha güzel bir elbise giydirerek, kabir aleminde yaşamını devam ettiriyor.

Bu sebeple Peygamberimiz, “Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçe, yada Cehennem çukurlarından bir çukurdur.” buyurarak, kabir hayatının varlığını ve nasıl olacağını bize haber veriyor.

Kabirden sonraki hayatta ise bütün insanlar bedenleriyle beraber dirileceklerdir. Ancak bu bedenler dünyadaki gibi değil, haşir meydanına, cennet veya cehenneme uygun olarak yeniden yaratılacaktır. Bu nedenle dünyada çok iyi bir bedene sahip olan bir kimse, imansızlık, ibadetsizlik ve günah işleme durumuna göre çok kötü bir bedeni olacabilecektir. Diğer taraftan dünyada arızalı bir bedene sahip olanlar da imanına, ibadetine dikkat etmesi ve günahlardan sakınması derecesinde de çok mükemmel bir bedene sahip olabilecektir. Bedenler Cennet veya Ceheneme uygun olarak yeniden yaratılacaktır.

İşte dünyadayken ayağı, gözü, kulağı ya da başka bir uzvu çalışmayan bir kimse iman, ibadet ve takva derecesine göre diğerleirnden daha mükemmel ve harika olarak yaratılacaktır. Örneğin bu dünyada gözü görmeyen bir hasta, günahlardan korunduğu gibi, gözü görenlerden daha mükemmel bir gözle yeniden yaratılacaktır. En uzakları dahi gören dürbün gibi ve her tarafı ışıtan bir güneş gibi olacaktır.

Nitekim tam aydınlatmayan bir lamba çıkarılıp yerine her tarafı aydınlatan ve binler ışık saçan bir avizeyle değiştirldiğinde, o avizede önceki ampülün arızaları görülmez. Yine tam düzgün olmayan bir hurma çekirdeği ağaç olunca, çekirdeğindeki arızalar ağacında bulunmaz. Bunun gibi ruhun ampülü gibi olan bu bedenin yerine takılacak yeni bedende de eksiklikler olmaycaktır. Çekirdek gibi olan bedenin ağaç olmasında da asla bir eksiklik görülmeyecek ve cennete uygun olarak yaratılacaktır.

Cevap 2:

Cennet ehli kaç yaşında olacak?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
azizali

ALLAH c.c merhameti müslümanların üzerine olsun...

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
abdurrahma

Allah razı olsun bu siteyi hazırlayanlardan. Kafama takılan ve binlerce müslüman evladının kafalarına takılan tüm sorulara en güzel ve en sağlam kaynak ve delillere dayanarak cevaplar veriliyor.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
bahçeee

Allah sizden ve muhamedin sav ümmetinden razı olsun

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun