Peygamberimizin bazı hastalıklar için tükürüğünü sürmesi nasıl açıklanabilir? Bunu tiksindirici bulanlara ne denilebilir?

Tarih: 18.10.2012 - 14:37 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bazı hadislerde, Resulü Ekrem (asm) bazı sahabelerin rahatsızlıkları için "Tükürüğünü sürdü, şifa buldu." veya "Kuyuya tükürüğünü attı, en tatlı su oldu." diyor.

- Neden tükürük?

- Bazı insanlar bunu duyunca "Biraz tiksindirici değil mi?" diyorlar. Bunu nasıl anlayabiliriz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Mucizelerin gösterilmesi veya harika bazı işlerin gerçekleşmesi de genellikle bazı sebeplerin perdesi arakasında söz konusu olur. Çünkü imtihanın gizlilik sırrı gereğince, akla kapı açılır, özgür iradesi elinden alınmaz. Böylece herkes aklını kullanarak, iradesini devreye koyarak bir tercihte bulunabilsin. 

Harika işlerin belli perdelere bürünerek ortaya çıkması, insanlara özgür iradelerini serbestçe kullanma imkânını vermeye yöneliktir. Örneğin, Kur’an’ın ayeti (Kamer, 54/1-5) ve sahih hadislerle sabit olan Ay’ın ikiye bölünmesi de Hz. Peygamber (asm)'in parmağının işret perdesine bürünerek ortaya çıktığı için, iman edenlerin yanında, bunu Hz. Peygamber (asm)'in bir sihri olduğunu iddia edip inkarlarına devam edenler de olmuştu.

- Hz. Peygamber (asm)'in, harika işlerin meydana gelmesinde bazen tükürüğünü kullanması da bu perdelerden biridir. Kuvvetli bir ihtimalle bu tükürüğe önem kazandıran Onun okuduğu bazı ayet ve dualardır. Kur’anî ve nebevî kelimelerin karıştığı tükürük ayrıca bir manevi etkinlik kazanmıştır. 

- Tükürüğün su cinsinden olması, suyun fışkırması için kullanılması, bu fiziki münasebetinden ötürü daha uygun görülmüş olabilir. Bedenin herhangi bir tarafına sürülmesi ise, -ilahî inayet ile teksir edilerek- bedenin gözeneklerinden ilgili hasta hücrelere kadar süzdürmek şeklinde fiziki açıdan da anlaşılabilir yanı vardır. 

- Bununla beraber, Hz. Peygamber (asm) bazen tükürüğü sürdüğü gibi, bazen de mübarek elini sürmekle şifaya vesile oluyordu.

- Tükürüğünü yaralı ele, hasta göze sürülmesi, ileride yara kremi, göz merhemi gibi ilaçların keşfedilmesine bir işaret de olabilir. Çünkü, peygamberlerin bazı mucizelerinin ileride bilimsel olarak sebepler dairesinde de yapılabileceğini de Bediüzzaman Hazretlerinden öğreniyoruz.

Bununla beraber, Hz. Peygamber (asm)'in bazılarına tükürüğü sürmesi, bazılarına el sürmesi, bazılarına mübarek nefesini üfürmesi, bazılarının gözüne tükürüğünü sürerken, diğer bazılarına “gidip abdest alıp iki rekat namaz kılıp dua etmesini” tavsiye etmesi gibi farklı olaylarda farklı tedavi metodunu uygulaması, -maddi tedavi açısından da farklı şifa metotlarına işaret olmakla beraber- bizim bilemeyeceğimiz nebevi bir sırrı da ihtiva etmiş olma ihtimali kuvvetlidir.

- Tükürüğü bıraktığımız aynı havuza beraber giren, tarih boyunca ağzımıza aldığımız kaşıklarımızı aynı çorbaya koyan bizlerin bu davranışı ortada iken, Hz. Peygamber (asm)'in tükürüğünden tiksinti duyma tasavvuru gibi çarpık bir düşünce olabilir mi? Kaldı ki, sahabelerin onun yemek ve su artığını kapmak için yarıştıkları bilinmektedir. 

- Ayrıca bilindiği üzere, insanlar sevdiklerinin artıklarından, hatta tükürüklerinden tiksinti değil, zevk alır. Başkalarının gerçekten tiksinti duyduğu bir çocuğun burnundan, ağzından çıkan sıvılar, onun anne-babası tarafından hiç de öyle kötü görülmediğini her evlat sahibi bilir. 

Buna göre, Hz. Peygamberi (asm) sevdiğimiz nispette ona karşı alakamız sevince dönüşür. O halde Peygamberimiz (asm)'in Hz. Ömer (ra)’e “Beni canın dahil her şeyden daha fazla sevmedikçe hakiki mümin olamazsın.” şeklindeki uyarısına ciddi kulak vermek durumundayız.

İlave bilgi için tıklayınız:

- Hastaların ve Yaralıların Şifa Bulması Mucizeleri

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun