Peygamber orucu, su orucu, açlık orucu diye bir şey var mıdır?

- Peygamber orucu veya su orucu veya açlık orucu diye bir şey var mıdır, eğer varsa bu nasıl tutulur, belirli kuralları var mıdır?
- Bu maksatla günümüzde uygulanan bazı yöntemler sünnete aykırı olur mu?
- Açlık, bir tedavi metodu olarak “açlık orucu”, “su orucu” gibi isimlerle bütün dünyada uygulanmaktadır. Yurt dışında bu amaçla klinikler kurulmuştur. Bazı ekoller, iftar ve sahurda sadece su içerek 1-2 defa 20 gün, 25 gün, 30 güne kadar açlık orucu uygularken, Aidin Salih ekolünde genellikle 4 veya 7 günlük periyodik aralıklarla belli sayıda 3 günlük açlıkları önerilir. Bu ekolün uygulayıcıları olarak kişinin durumuna göre 36 saatle veya 48 saatle başlamayı, nadiren, beden alıştıktan sonra 10 gün açlığı tavsiye ediyoruz.
- Bu oruçlarda iftar ve sahurda sadece su içerek oruç tutuluyor.

Değerli kardeşimiz,

- İslam’da bildiğimiz şekliyle tuttuğumuz orucun dışında, “su” ve benzeri yöntemlerle tutulan bir oruç şekli yoktur.

Bununla beraber, şayet bu günkü Tıp ilminin kesin kanıtlarla ortaya koyduğu böyle faydalı  “açlık orucu”, “su orucu” isminde bir yöntem varsa, onu tatbik etmekte bir sakınca yoktur.

Fakat bu perhiz şekli asla manevi sevap kazandıran bir “Oruç” olarak değerlendirilemez. Hatta bir kişi ramazan orucunu bile sırf perhiz niyetiyle tutsa, bu orucu makbul olmaz. Çünkü ameller niyetlere göredir.

- İslam’da ibadet olan oruçların dünyevi faydaları da var ki, insan için güzel bir perhiz olur. İngiltere’de yapılan bazı çalışmalarda haftanın iki gününde bir şey yememek suretiyle vücut sağlığına iyi katkı sağladığı sonucuna varılmıştır. Bu husus, İslam’da haftada pazartesi ve perşembe günlerinde tavsiye edilen oruç ile uygunluk göstermektedir.

- Ayrıca İslam’ın tavsiyeleri arasında yer alan;

- Az yemek,
- Acıkmadan yememek,
- 4-5 saat geçmeden yemek üstüne yemek yememek,
- Yılda bir ay zorunlu oruç tutmak,
- Şevval’de 6 gün isteğe bağlı oruç tutmak,
- Her hafta iki gün oruç tutmak...

gibi hususlar perhiz niyetiyle değil, ibadet niyetiyle yaptığımız takdirde hem ibadetimiz hem de sağlığımız yerine gelmiş olur.

- İbn Sina, “Yiyin, için fakat israf etmeyin” mealindeki ayetten istifade ederek şu kuralları koymuştur:  

"İlm-i Tıbb'ı iki satırla topluyorum. Sözün güzelliği kısalığındadır. Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra dört-beş saat kadar daha yeme. Şifa, hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin mikdarı ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, taam taam üstüne yemektir."

"Yani vücuda en muzır, dört beş saat fasıla vermeden yemek yemek veyahut telezzüz için mütenevvi yemekleri birbiri üstüne mideye doldurmaktır.” (bk. Lem'alar, s. 147)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet