Peygamber günahsız ise, neden adam öldürüyor?

Tarih: 25.04.2024 - 09:20 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hadis Enes bin Malik'ten rivayet edilmiştir:
“Peygamber, süs eşyalarını almak için bir kızı öldüren bir Yahudi'yi öldürdü.” (Sahih al-Buhari 6885)
- Doğrudan bu hadise bakan soru, Peygamber Efendimiz günahsızdır ama burada adam öldürüyor, bu nasıl bir araya geliyor?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hz. Peygamber (asm) Efendimiz, bir kadını öldüren kişiyi kısas ederek adaleti uygulamıştır. Böylece hem Allah hakkını hem de kul hakkını yerine getirmiştir. Muhtemelen sadece süs eşyasını çaldığı için öldürdüğü şeklinde bir anlama olmuş, bundan dolayı da hatalı bir karara varılmış olabilir.

Olay şöyle gerçekleşmiştir:

Çoğunlukla Hz. Enes’ten rivayet edilen hadise göre:

Üzerinde gümüşten ziynetleri bulunan bir kadın (cariye) şehrin dışına çıktığı bir sırada onu takip eden bir Yahudi onun başını taşla ezerek -ağır bir şekilde onu yaralayarak- üzerindeki süs eşyalarını alarak kaçtı. Hz. Peygamber bu menfur saldırıyı duyduktan sonra kadının yanına geldi.(1)

Diğer bir bilgiye göre ise kadın yaralı hâliyle ruhunu henüz teslim etmemiş olduğu bir halde Resul-i Ekrem’e getirildi.(2)

Hz. Peygamber (asm) kadına: “Sana bunu kim yaptı?”(3) "Falan mı?”(4) buyurarak ona bir soru sordu. Kadın kafasıyla hayır işareti yaptı. Aynı soruyu Resulullah, ikinci kez sorduğunda kadın yine hayır cevabını verdi. Bunun üzerine Resul-i Ekrem: “O hâlde falan mı?” buyurmak suretiyle Yahudi’nin ismini söyleyince cariye başı ile “Evet!” dedi.(5)

Bu tespitin ardından Yahudi, kısa sürede ele geçirildi ve suçunu itiraf etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (asm), onun yaptığı gibi başının iki taş arasında ezilerek öldürülmesini emretti.(6)

Diğer bir rivayete göre ise Resul-i Ekrem, o Yahudi’yi çağırttı. Resulullah, (kısa bir soruşturma sonucunda Yahudi suçunu kabul edince) onu iki taş arasında -başını ezerek ya da ezdirerek- öldürdü.(7)

Bunlardan farklı olarak Müslim’in aktardığı başka bir bilgiye göre öldürülen bu cariye Ensar’lı bir kadın olup Yahudi onu zinetleri için öldürmüş, sonra da onu kuyuya atmıştır. Akabinde Yahudi yakalanarak Hz. Peygamber’e (asm) getirildi. Resulullah’ın emriyle recm edilmiştir.(8)

Tirmizi, bu hadisin hasen-sahih olduğunu söylemektedir.(9)

Kısas, canın olası saldırılardan korunması için konulmuş ilahi bir kanundur. Birisinin hayatına kasteden caninin, kendisinin de hayatına son verileceğini bilmesi onun kötü duygularını frenleyeceği bir gerçektir.

Görüldüğü üzere Resul-i Ekrem (asm), devlet başkanı ve yargı organının başı olarak haddi uygulamakla görevli birinci şahıs olarak bu emri vermiştir. Başka deyişle toplumda anarşi, gasp, yankesicilik gibi huzuru ve can güvenliğini tehdit eden olayların müsebbiplerini cezalandırmak suretiyle yaptıklarını yanları kâr olarak bırakmamıştır. Verilen bu ceza da kısas gereği olup Hz. Peygamber’in (asm) bir müdahalesi yoktur. Sadece devlet başkanı ve peygamber olarak var olan yasayı uygulamaya koydurtmuştur.

Bu konuda -cezanın tatbiki konusunda- mezhep imamları arasında görüş ayrılığı vardır. Daha doğrusu böyle bir durumda suçlu öldürdüğü aletle mi yoksa kılıçla mı kısas edileceğini konusunda alimler arasında fikir ayrılığı mevcuttur.

İslam alimlerinden İmam Malik, İmam Şafiî ve İmam Ahmed bu hadisle amel ederek “Katil, maktulü ne ile öldürdü ise kendisi de onunla öldürülür.” derler.

Buna karşılık Ebu Hanife, Ebu Yusuf, İmam Muhammed, Hasan Basrî, Süfyan-ı Sevri, Şabî ve İbrahîm Nehaî gibi bazı İslam alimleri ise: “Kısas, yalnız kılıçla tatbik edilir!” hadisiyle amel ederek bu görüşe muhalefet etmişlerdir.

Hanefiler, diğer mezhepler gibi amel etmemelerini şöyle izah etmişlerdir:

Kısası katilin suç aleti ile yapmak İslamiyet’in ilk zamanlarına mahsus bir uygulama olup müslenin mubah olduğu bir zamandır. Hâlbuki müsle, sonra neshedilmiştir, diyerek gerekçelerini ortaya koymaktadırlar.(10)

Bu rivayetlerden de anlaşıldığı üzere Hz. Peygamber (asm) Efendimizin emriyle kısas gereği öldürülen Yahudi kişi, savunmasız masum bir bayanı sırf üzerindeki mücevherleri alabilmek amacıyla başını ezerek vahşice yaralamış ve ölümüne neden olmuş bir kişidir. Dolayısıyla da böyle bir suçlunun cezalandırılmış olması ilerde bu tür menfi olayların önüne geçmek için gerekli hukukî bir karardır.

Bu karar daha çok toplumun faydasınadır. Çünkü bu olaydan yola çıkarak ileride böyle savunmasız birçok insanın da canı yanacağı bir gerçektir. Kısaca günümüzdeki cinayetlerin önünün bir türlü alınamamış olması Hz. Peygamber’in (asm) bu kararında ne kadar isabetli olduğunu göstermektedir. Bu rivayetten yola çıkarak şöyle diyebiliriz:

Savunmasız kadınların süs eşyalarını almak için öldüren insanların öldürülmesi dinen caizdir.(11)

Kaynaklar:

1) Tirmizî, Diyet, 6.
2) Buhârî, Diyet 3, 4, 6, 11; Müslim Kasame, 1672.
Müslim’de bu rivayet detaylı olarak şu şekilde aktarılmaktadır: Bir Yahudi, bir cariyeyi, üzerindeki gümüş süs eşyalarını almak için taşla vurup ağır yaralamıştı. Bu cariye ölmek üzereyken Hz. Peygamber´in huzuruna getirildi. Peygamberimiz, kadına: “Seni falanca mı öldürdü?” diye sordu. Kadın başı ile hayır işareti yaptı. Sonra Hz. Peygamber ikinci defa sordu. Kadın yine başı ile hayır diye işaret etti. Sonra Allah Resulü üçüncü bir isim daha sordu. Bu sefer kadın: “Evet” dedi ve başı ile işaret etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber kadının haber verdiği o Yahudiye kısas uygulayarak başını iki taş arasında ezdirip onu öldürttü. Bk. Müslim, Kasâme,1672.
3) Buhârî, Diyet 3; Müslim Kasame, 1672.
4) Müslim Kasame, 1672; Tirmizî, Diyet, 6.
5) Buhârî, Diyet, 3, 4; Tirmizî, Diyet, 6.
6) Trmizî, Diyet, 6.
Katilin başının taşla ezilerek öldürülmesi bazılarınca hoş görünmeyebilir. Ancak mazlumun yakınları gözüyle bakıldığında durumun hiç de öyle olmadığı görülecektir. Şöyle ki;
Günümüzde canlarını teröre ve gaspçılara kurban veren annelere olayın failleri teslim edilse acaba nasıl cezalandırırlardı sizce? Herkes kendi vicdanına göre bu olaya bakarsa konunun daha iyi anlaşılacağını düşünüyoruz. Çocuklarını genç yaşta namert kurşunuyla öldüren teröristler, şehit annelerine teslim edilse onları linç etmeyeceklerine kim garanti verebilir. İçlerinde yanan evlat acısını sizce nasıl dindirirlerdi? Günümüzde buna benzer menfur olayların önüne bir türlü geçilememiş olması verilen cezaların caydırıcılıktan çok uzak kararlar olduğunu gözler önüne sermektedir. Dolayısıyla da mazlumların hakları tam olarak alınamamaktadır. Günümüzdeki meri hukukta Hz. Peygamber gibi caydırıcı cezalar verilmiş olsa Allahu alem toplumda istenmeyen bu olaylar büyük bir ihtimalle kökten kesilirdi. 
7) Buharî, Diyet 3, 4; Müslim Kasame, 1672.
8) Müslim Kasâme, 1672.
9) Osman Zeki Mollamehmetoğlu, Tirmizî, Sünen-i Tirmizî Tercemesi, III, s, 10-11.
10) Ahmed Davutoğlu, Sahîh-i Müslim Tercüme ve Şerhi, VIII, s, 300-301.
11) bk. Veysel Aktürk, Hz. Peygamber Döneminde Öldürülmeleri Emredilenler ve Öldürülme Nedenleri, Selçuk Üniversitesi, Yüksek Lisans, 2009.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun