Hayalle şirke girilir mi? Şirke giren sonsuz cehennemde mi yanar? Kişi namaz kıldığı, dini konularda bilgili olduğu için diğer insanlar tarafından övüldüğünü hayal etse, bu hayalden gururlanıp mutlu olsa şirke mi girer?..
Değerli kardeşimiz,
Şirk, Allah’a ortak koşmak demektir. Bunun bir zâhiri, yâni “açığı” var; bir de “hafîsi”, yâni gizlisi. Zâhir olanı, bildiğimiz şirktir. Üç ilaha inanmak, yahut putları Allah katında şefaatçi kabul etmek bu guruba girer.
Hafî şirke gelince, bu ana hatlarıyla ikiye ayrılır. Birisi, Allah’ın rızasını unutup insanlara riya ve gösterişte bulunmak, yahut nefsin arzularını tatmine özen göstermek. Diğeri de eşyanın yaratılmasında birer sebep olarak vazife gören mahlukata olduğundan fazla önem vermek; onları tesir gücüne sahip zannetmek.
Bir de bu hafî şirkin bir derece daha perdelisi var ki, fiil âleminde değil, his âleminde, kalp âleminde cereyan eder. İnsanlar mânen terakki ettikçe şirk de gittikçe perdelenir...
Sebeplere olduğundan fazla önem vermek de gizli şirk. Bir işin tahakkukunda sebebin hakkı bir iken, ona yüz kat fazla değer biçilirse doksan dokuzu gizli şirk hesabına geçer... İnsanın kendi nefsine fazlaca güvenmesi, bütün lâtifelerini onun emrine vermesi de gizli şirk.
Buna sadece bir tek misal: Cebbar ve Mütekebbir ancak Allah’tır. İnsan, Allah’ın kendisine bahşettiği varlığı, kuvveti, ilmi, Onun huzurunda Onun kullarını ezmekte kullanırsa Cebbar ve Mütekebbir olmaya özenmiş ve gizli şirke girmiş olur.
Resulûllah (asm.) Efendimiz, “Felak” için,
“Cehennemden bir zindandır, onda cebbarlar, mütekebbirler hapis olunur ve cehennem ondan Allah’a sığınır.”
buyurmuştur. Ama gel gör ki cehennemin ürküp kaçtığına, nefsimiz can atıyor. Sadece bu bile, nefsin cehennemden çok daha tehlikeli olduğunu bildirmeye kâfi. Fakat bunu da yine o nefis yüzünden anlamaya yanaşmıyoruz...
Bir başka hadis-i şerif:
“İslâm dinini kabul etmiş birisi, herhangi bir şahsa zenginliği için saygı gösterirse, dininin üçte ikisi gider.”
İslâm’da Allah için sevmek esastır. Zekâtını veren, hayırlı işler gören bir zengini sevmek Allah namınadır ve bu hadisin şümulüne girmez. Burada yasaklanan sevgi Allah’tan gafil olarak, kula zillet gösterme tarzındaki sevgidir.
İslâm, tevhit dinidir. Bu kâinatın Sahibi ve Mâliki birdir. Her hayır, ancak Onun hazinesindedir. İslâm, ne ışık için güneşe, ne tahıl için tarlaya, ne de serveti için zengine aşırı ölçüde minnettar olunmamasını ders verir. Herkes ve her şey, sadece birer sebep, birer vesiledir. Bütün nimetler, arz ve semanın Rabbinden geliyor.
Bu dersi alan fakir bir mü’min, bir zengine rızkını o veriyormuşçasına zillet gösterirse, tevhit inancı, yâni Allah’ı bir bilme itikadı zedelenebilir. Zengin olsun, fakir olsun her insan, ancak iman, ahlâk, fazilet, ilim, irfan, dürüstlük gibi sıfatları için sevilir. Zenginlik, tek başına bir sevgi vesilesi değildir.
Bir zengin de bu hadis-i şerifi okuduğu zaman, kimseyi minnet altında bırakmaz. Yaptığı iyiliklere, ettiği ihsanlara karşı, aşırı bir hürmet beklemez. Aksi takdirde, karşı tarafın şeref ve haysiyeti yanında, diniyle de oynamış olacağını bilir.
İnsan hayalinden geçen düşünceleri fiiliyata dökmedikçe mesul değildir. Ayrıca hayalden geçirmekle o işi yapmak çok farklıdır. Bu bakımdan böyle düşünceler kişiyi şirke düşürmez.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Şirk-i hafî / gizli şirk ne demektir?
- İş saatinde namaz kılmaktan dolayı hak geçer mi?
- Kabre karşı dua etmek ve o kabirde metfun / gömülü olan zattan şefaat beklemek şirk midir?
- Peygamberimizin şefaati konusunda bilgi verir misiniz? Şefaate inamamak imani bir konu mudur?
- Şefaat dilemek ve şirk
- Allah'a İman
- Deniyor ki, "Bir kişinin hakikatlere gönlünün açık olup olmadığı, 'BİR'in içindeki hakikat nedir?' sorusunun cevabını bilmekten geçer." Bu konuda açıklama yapar mısınız?
- Allah'ın birliğinin delilleri nelerdir? Tevhid delilleri...
- Allah'a babalık isnad etmek, teslis ve ruhullah ifadesi?
- ŞEHVET