Cihat yapmayı isteyen birine ne önerirsiniz? Neler cihattır?

Tarih: 22.02.2012 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cihat başlıca dört kısma ayrılır.

1. Cehalete Karşı Cihat: Bu cihat, insanlara hakkı, doğruyu ve güzeli öğretmektir. Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hak, Peygamber Efendimize (asm) hitaben şöyle buyurur:

“Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle çağır. Onlarla en güzel şekilde mücadele et.” (Nahl, 16/125)

Bir başka ayet-i kerime:

“Sizden hayra çağıran, iyiliği emreden ve fenalıktan men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erişenler onlardır.”(Âli İmran, 3/104)

Kur’an-ı Kerim sadece bir kavmin değil, kıyamete kadar gelecek bütün insanların maddî ve manevî, ferdî ve içtimaî yaralarını tedavi etmeye kâfi İlâhî bir tiryaktır. Bu tiryakı bütün insanlığa takdim vazifesi Müslümanlara verilmiştir.

2. Nefisle Cihat: Bir ayet-i kerimede nefsin desiselerine karşı müminler şöyle ikaz edilirler:

“Heva ve hevesine uyma, sonra seni Allah yolundan saptırır.” (Sad, 38/26)

Peygamber Efendimiz (asm.)'da,

“Cihadın en büyüğü nefisle cihattır.” ve

“Senin en büyük düşmanın, içinde bulunan nefsindir.” (Aclûnî, Keşfü’l-Hafa, Beyrut, I/143, Hadis No: 413)

hadis-i şerifleriyle bu cihadın önemine dikkatimizi çeker. Nitekim, bir harp dönüşünde,

“Küçük cihattan büyük cihada döndük.” (Kenzu’l-Ummal, IV, 430, Hadis No: 11260 )

buyurmakla nefsi yenmenin düşmanla harp etmekten daha zor ve daha önemli olduğunu çok veciz bir şekilde dile getirir.

3. Şeytana Karşı Cihat: Kur'an-ı Kerim'de,

“Şüphesiz ki şeytan sizin için bir düşmandır. Siz de onu düşman tutun.”(Fatır, 35/6 )

ayet-i kerimesiyle insanlara en büyük düşman olarak şeytan gösterilmiş, dolayısıyla da en büyük cihadın, bu en büyük düşmanla yapılan cihat olacağına dikkat çekilmiştir.

4. Silahla Harp Etmek: Bu cihat devamlı olmadığı gibi herkese de farz değildir. Devletin yeterli gücü bulunması halinde cihat farz-ı kifayedir; yani bir gurup insanın cihat etmesiyle diğer insanlardan bu vazife düşer.

Manevi cihad, bütün Müslümanların kendi nefsi arzularını gemlemek amacıyla nefis ve şeytanın tuzak ve hilelerine karşı mağlup olmamak için yürüttükleri manevi bir savaştır. Manevi mücahede, ya da “Cihad-ı ekber” (en büyük cihad) olarak da nitelendirilen manevi cihadın amacı, her mümin için nefis ve şeytan ile bir ömür boyu mücadele etmek, nefsini kötülüklerden arındırarak, istikamet çizgisinde halis bir kul, faydalı bir Müslüman, faziletli ve kamil bir insan olmaktır. Manevi cihad, iç dünyanın tanzimine kuvvet vermektir. İçini kirden, günahtan yıkamak ve bütün kötülüklerden arınmaya çalışmaktır. Müminin kendi iç dünyasını mamur ve müstakim kılmasını amaçlayan manevi mücahede, kulluk görev ve ciddiyeti ve insan olma sorumluluğudur.

Manevi mücahede, bütün Müslümanlar için daimî bir farzdır. Manevi mücahede, süreklilik içinde kulluk şuurunu icra etmeye çalışmaktır. Manevi cihadın önemi Kur’an-ı Kerim ve hadislerde açık bir şekilde vurgulanmıştır. Hz. Muhammed (a.s.m.)

“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” (Hud, 11/112)

ayet-i kerimesi ile ilgili olarak,

“Hud Sûresi beni ihtiyarlattı.” (Tirmizi, Tefsir, sure 56)

buyurarak, emr-i ilahi çizgisinde istikameti muhafaza etmenin önemini ve kulluk görevi ile ilgili hassasiyetini ifade etmiştir.

Nitekim Kur’an-ı Kerim'de,

“Güneşe ve onun aydınlığına, güneşi takip ettiğinde Ay’a, onu açığa çıkardığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yayıp döşeyene, nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.” (Şems, 91/1-10)

beyanıyla Cenab-ı Hak kurtuluşa ermenin ancak nefsini kötülüklerden çekmek ile mümkün olacağını kasem (yemin) ile beyan buyurmaktadır.

Hz. Muhammed (a.s.m.) bir hadisinde

“Mücahid nefsiyle cihat edendir.” (Tirmizi, “Feza’iü’l cihad”2)

buyurarak nefis ile mücadelenin önemini belirtmiş, Cenab-ı Hak da, Kur’an-ı Kerim'de nefsin kötülük ve desiselerine karşı:

“ Muhakkak nefis daima kötülüğe sevk eder.” (Yusuf, 12/53),

“Benim ayetlerimi, az bir dünya menfaatiyle değiştirmeyin. Ve yalnız benden korkun, yasaklarıma karşı gelmekten sakının.” (Bakara, 2/41)

emri ile insanları ciddi bir şekilde ikaz etmiştir. Bu ikaz ile birlikte arınmanın ve temizlenmenin yollarını da göstermektedir:

“Nitekim kendi içinizden, size ayetlerimizi okuyan, SİZİ TEMİZLEYEN, size kitabı ve hikmeti getirip bilmediklerinizi öğreten bir resul gönderdik.” (Bakara, 2/151)

Dinde muvaffakiyet, büyük ölçüde manevi cihadda muvaffakiyet demektir Gerçekten Allah’ın emirlerine uyma konusunda nefsi ile cihad edemeyenin düşmanla cihat edemeyeceği de açıktır.

Manevi mücahade yapan müminlere Yüce Allah’ın yardım ve ihsanı vardır. Nitekim bu hususu şu ayet-i kerime teyit etmektedir:

“Bizim uğrumuzda gayret gösterip mücahede edenlere elbette muvaffakiyet yollarımızı gösteririz. Muhakkak ki Allah iyi davrananlarla beraberdir.” (Ankebut, 29/69).

Şener Dilek (Prof. Dr.)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun