Almanya, Norveç gibi yatsı namazı vakti olmayan ya da vakit çok az olan yerlerde Yatsı namazı ne zaman kılınacaktır?
- Bu sene (2012) Diyanet'in yatsı namazı vaktinde yaptığı değişiklikler nerden kaynaklanıyor?
- Eski uygulamaya göre yatsı namazı kılınır mı?
Değerli kardeşimiz,
Güvenilir bir takvime göre kıldığınız ve kılacağınız namazlar geçerlidir. Bu konuda içtihat farkının olması normaldir. Çünkü sizin olduğunuz yer gibi bazı yerlerde vakitler normal olmadığından farklı görüşler olabilmektedir. Önemli olan bir anlayışa göre namazlarınızı kılmanızdır. Onlar da doğruyu bulmak için çalışmaktadırlar. Bu açıdan kimseyi suçlamamak gerekir.
Konuyla ilgili Din İşleri Yüksek Kurulunun açıklaması -teknik terimler zor anlaşıldığından bir kenara bırakılarak- özetle aşağıya alınmıştır:
Gündüz veya Gecenin Oluşmadığı Bölgeler
Vakit, namazın şartı ve sebebi olduğundan, namaz vakitlerinden biri veya ikisi oluşmayan bölgelerde bu namazların farz olmadığını ileri sürenler olmuştur. Ancak İslâm bilginlerinin çoğunluğu, vakit, namazın şartı ve sebebi olmakla birlikte, namazın asıl sebebinin ilâhî hitap olduğunu söylemişlerdir. İlâhî hitabın gereği bütün Müslümanlar, günde (24 saatte) beş vakit namazı kılmakla mükelleftirler. Dünyada, bazı bölgelerde bazı vakitler tam olarak oluşmasa da, kutuplara yakın bölgelerde günlerce, hatta aylarca güneş doğmasa veya batmasa da bir gün 24 saattir ve tarih değişimi de buna göre olmaktadır. Bu sebeple, bir bölgede herhangi bir namazın vakti gerçekleşmiyorsa veya tam olarak belirlenemiyorsa, takdir yapılarak namazlar kılınır.
Deccal hadisi olarak bilinen hadiste Hz. Peygamber, "Deccal yeryüzünde 40 gün kalacaktır. Bu kırk günün bir günü bir yıl gibi, bir günü bir ay gibi, bir günü bir hafta gibi, diğer günleri ise normal günleriniz gibi olacaktır." deyince ashab, uzun günlerde bir günlük namazın yeterli olup olmadığını sormuşlar, bunun üzerine Hz. Peygamber "Hayır, bir günlük namaz yeterli değildir; namaz vakitlerini takdir edersiniz." buyurmuştur (Müslim, Kitabu'l-Fiten ve Eşrâtu's-Sâat, 20).
Bu hadis, vakitlerin oluşmamasının namazı düşürmeyeceğini ve vakit oluşmayan bölge ve zamanlarda vakitlerin takdir edilerek namazın kılınması gerektiğini açıkça göstermektedir.
Yatsının çok geç oluşup çalışanların sıkıntıya düşmeleri durumunda akşam ile yatsı namazının akşam namazının vaktinde birleştirilerek kılınabilecektir.
Hz. Peygamber (a.s.m) normal şartlardan farklı olan yolculuk, yağmur, çamur gibi durumlarda öğle ile ikindi ve akşam ile yatsıyı cem-i takdîm ve cem-i tehir ile birleştirerek kıldığı sahih hadislerde yer almaktadır. (Buhârî, Taksîru's-Salât, 15; Müslim, Salatu'l-Müsâfir, 5-6; Tirmizî, Salât, 282; Ebû Dâvûd, Salât, 274).
Abdullah b. Abbas, Rasulullah (a.s.m)'ın ümmetine sıkıntı olmadığını göstermek amacıyla korku, yağmur gibi bir illet olmaksızın, Medine'de öğle ile ikindi ve akşamla yatsıyı birleştirerek kıldığını nakletmiştir. (Müslim, Salâtu'l-Müsâfirîn, 6; Tirmizî, Salât, 26; Ebû Dâvûd, Salât, 274; Ahmed, Müsned, I/223, 251, 283, 346, 354, H.No:1953, 2265, 2557, 3235, 3323).
Hanefî mezhebi dışındaki mezheplerde, yolculuk, hastalık, yağmur, kar, dolu, korku gibi durumlarda, zorluk ve meşakkat bulunduğundan, öğle ile ikindi ve akşamla yatsının cem-i takdim veya cem-i tehir ile kılınabileceği, küçük farklılıklarla kabul edilmiştir (Şirbînî, Muğni'l-Muhtâc, I/271 vd.; Şîrâzî, el-Mühezzeb, I/104; İbn Kudâme, Muğnî, 2/112; Derdîr, eş-Şerhu'l-Kebîr, I/368; İbn Hazm, el-Muhallâ, III/165-166).
Kabul etmek gerekir ki, şafak normalden çok geç kaybolan yerlerde yatsı namazı için şafağın kaybolmasını beklemekte karşılaşılan zorluk ve meşakkat, müçtehitlerin namazların cem edilerek kılınmasına (birleştirilerek bir vakitte kılınmasına) cevaz verdikleri zorluklardan çok daha ağırdır. Namazların cem edilerek kılınmasının gayesi zorluğu kaldırmak olduğuna göre, bu bölgelerde yaşayan Müslümanlar gerektiğinde namazlarını cem edebilirler.
Buna göre durumu müsait olanlar, yatsı namazını takvimde belirtilen saatte kılarlar. Durumu uygun olmayanlar akşam namazı ile cem ederek kılabilirler.
Ayrıca Müslümanların çoğunluğunun kabul ettiği uygulamalara uyarak namaz kılanlar olursa, onlara da saygılı olmak gerekir.
Din İşleri Yüksek Kurulunun konuyla ilgili detaylı bilgileri internet üzerinden "diyanet.gov.tr" sitesinden bakılabilir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Bir namaz kaçması ihtimalinde, namazı cem etmeye niyet edilebilir mi?
- Üniversitede namaz kılmak yasak ve namaz kılacak yer de yok; namazları birleştirip kılabilir miyim?
- Uzun ameliyatlara giren bir doktorun, nöbet bekleyen polis ve askerin namazlarını kaçırmasının hükmü nedir?
- Doktor olan bir kimse, aşırı yoğunluktan dolayı, öğle ve ikindi namazlarını cem ederek kılabilir mi?
- Öğlen namazının zaruri vakti, ikindi namazının sonuna kadar devam eder, ne demektir?
- Şafi mezhebine göre cem-i takdim ve cem-i te'hir ile ilgili hükümler nelerdir?
- Akşam ve yatsı namazları birleştirilerek kılındığında, akşamla yatsı arasında evvabin kılınabilir mi?
- Öğleni kılamamış kişi ikindideyken kaza mı yoksa cem mi etmeli? Mezhebi müsait olanlar ve olmayanlar için hangisi daha uygundur acaba?
- Hanefi mezhebine göre seferilikte cem-i takdim, cem-i tehir hakkında bilgi verir misiniz?
- Hastanenin acil servisinde çalışan doktorlar namazı kazaya bırakabilir mi?