Hangi ayet ne için okunmalı?

Tarih: 07.12.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Konuyla ilgili yazılmış geniş eserlere bakmanızı tavsiye ederiz... Kur'an- ı Kerim'in bazı âyet ve sûrelerinin özelliklerinden ve tesirlerinden bahseden ilim dalına "Havassü'l-Kur'an İlmi" denilir. Biz de numune olarak birkaç misal göstereceğiz:

a. Abdullah b. Mes'ud (ra)'dan rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (a.s.m)'den kendisine çok faydalı bir şeyi öğretmesini istemiş ve Hz. Peygamber (a.s.m) de "Ayetü'l-Kürsî"yi okumasını emretmiş, bunun kendisini, çocuklarını, evini ve hatta evinin çevresinde bulunan evleri koruyacağını söylemiştir. (bk. Suyutî, İtkan, 11/164; Taşköprüzâde, 2/569)

b. Ebû Hureyre (ra)'nin bildirdiğine göre, Hz. Peygamber (a.s.m)'in üzüntülü ve zor durumlarında Cebrail'in kendisine görünüp, İsrâ sûresinin 111. âyetini okumasını tavsiye etmiştir. (bk. el- İtkan, a.g.e.; Taşköprüzâde, II/568-73).

c. Hz. Ali (ra)'nin ifade ettiğine göre, "En'am" sûresi bir hasta üzerine okunursa, hasta şifaya kavuşur.(bk. a.g.e.).

d. Tefsir literatüründe "Havassü'l-Kur'an" olarak bilinen bu konuda da Bediüzzaman'ın orijinal sayılabilecek bazı görüşleri vardır. Yasin sûresinin sonunda yer alan “…kün fe yekün” "Allah bir işi yapmak istediği zaman ona ol der, o da hemen oluverir" mealindeki âyeti tefsir ederken "Emirle îcad etme"nin mahiyeti üzerinde durur. Konuyu kavlî emirlerin malzemesi olan Kur'an harflerinin etkisinin varlığı ile izah ederken (mealen) şöyle der:

"Kur'an harflerinin, özellikle 29 sûrenin başında bulunan münferit harflerin hususiyetlerine, faziletleri ve maddî tesirleriyle ilgili rivayet edilen hadislerin anlaşılması için, şu asrın maddeci akliyatına yaklaştırmak üzere maddî bir misal ile konuyu anlatmaya çalışacağız. Şöyle ki: Arş-ı a'zamın sahibi olan yüce Allah'ın manevî bir merkezi, kâinatın kalbi ve kıblesi hükmünde olan yerküresinde bulunan yaratıkların idare ve tedbirine medar dört Arş-ı İlâhî vardır: Birisi: Hıfz ve hayat arşıdır ki, toprak unsurudur. Hafîz ve Muhyî ismine mazhardır. İkincisi: Fazl (ihsan) ve rahmet arşıdır ki, su unsurudur. Üçüncüsü: ilim ve hikmet arşıdır ki, nur unsurudur. Dördüncüsü: Emir ve irade arşıdır ki, hava unsurudur. Basit topraktan canlıların hadsiz ihtiyaçlarını karşılayan, bitki ve mâdenleri basit bir unsurdan yaratıp, sanatının hârika nakışlarını gözler önüne seren; özellikle canlı varlıkların kaynağı olan nutfe (sperma) gibi basit bir unsurdan değişik pek çok canlıları yaratmak suretiyle sanatının hadsiz mucizelerini gösteren yüce Yaratıcı, nur ve hava unsurlarından da aynı harika sanatları ortaya koymuştur."

"Konumuz açısından emir ve irade arşı olan hava unsurunda gizli bazı harikalar vardır: Şöyle ki: Biz ağzımızdaki hava ile harfleri ve kelimeleri ekiyoruz, birden sünbülleniyorlar. Adeta zamansız bir anda bir kelime, bir tohum-tane olup, dışarıdaki havada sümbüllenir. Küçük, büyük hadsiz aynı kelimeyi ihtiva eden bir havayı sümbül verir. Hava unsuru o derece "Kün, fe yekûn" emrine bağlıdır ki, sanki her bir zerresi, her bir atomu emirber bir nefer gibi muntazam bir ordunun her dakika emrini bekliyor. Zamansız en uzak zerreden "Kün" emrinin cilvesini gösteren bir iradeye tereddütsüz itaat ediyor."

"Yine verici ve alıcı istasyonları vasıtasıyla nerede olursa olsun radyo gibi bir aletin ağzına kelimeleri koyan bir insanın konuşmalarının aynı anda dünyanın her tarafında işitilmesi hava unsurunun “kün” emrine karşı gösterdiği itaatin boyutunu ortaya koymaktadır. Havada değişken bir varlığa sahip olan harfler, bu sırr-ı imtisale göre kutsiyetleri nisbetinde, maddî tesir özelliğine sahip olabilirler." (bk Osmanlıca Lem'alar, s. 658-659).

"Adeta bu harfler, manevî yönlerini maddî yöne, gaybî cihetlerini şehadete çevirip, açığa çıkaran bir özellik taşıyorlar. İşte madem ki hadsiz emarelerle gözleniyor ki, hava unsurunun varlıkları olan harfler, hususan Kur’an’ın kutsî harfleri ve özellikle 29 sûrenin başında bulunan ve İlâhî birer şifre olan münferit harfler, muntazam ve nihayetsiz hassas ve zamansız emirleri dinler ve yapar gibi görünüyorlar. Elbette hava zerrelerinde kutsiyet noktasında "kün fe yekûn" emrinin cilvesine ve ezelî iradenin tecellisine mazhar olan harflerin maddi etkiye sahip hususiyetleri ve rivayet yoluyla bize kadar gelen faziletlerinin doğruluğunda şüphe etmemek gerekir."(bk.a.g.e).

Kur'an'ın bütün ayetleri, maddi- manevî bütün hastalıklar için şifadır. Ancak Fatiha Suresi, Ayeted'l-Kürsi, şifa kelimesini barındıran ayetler gibi bazı surelerin ve ayetlerin şifası, eskiden beri tecrübeyle sabit olmuştur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun