"Her can ölümü tadacaktır..." ayetini açıklar mısınız?
"Her can ölümü tadacaktır. Sonunda Bizim huzurumuza getirileceksiniz." (Ankebut, 29/57)
- Bu ayeti açıklar mısınız?
Değerli kardeşimiz,
"Her can ölümü tadacaktır. Sonunda bizim huzurumuza getirileceksiniz." (Ankebut, 29/57)
Her nefis, her nasıl olsa ve her nerede bulunsa, ölümü tadacak sonra da hep bize döndürüleceksiniz. Yeniden diriltilip hakkın huzuruna dikilerek mükafatınızı veya cezanızı alacaksınız. Bundan dolayı, ondan kaçmakla kurtulamazsınız, aksine Allah'tan başkasına kulluk etmemek için, zorlama karşısında bile her fedakarlığı göze alarak Hakk'ın huzuruna tam bir samimiyet ve hürriyet ile gitmeye çalışmalı.
Şüphesiz ki Cenâb-ı Hak mutlak hikmet sahibidir; onun kudret elinden çıkan her şey ölçülü, dengeli, düzenli, faydalı ve hikmete dayalıdır. Anlaşıldığı gibi, dünya hayatının tadı, önemi ve anlamı ölümle ve âhiret hayatıyla belirginleşmekte ve anlaşılmaktadır; aynı zamanda bu iki ayrı âlem ve onlarla ilgili iki ayrı hayat birbirini tamamlamakta ve biri diğerinin hikmet-i vücudunu ortaya koymaktadır.
Diğer önemli bir husus da şudur: Varlıkta, insan dahil her şey, Cenâb-ı Hakk'ın kudretinin eseridir ve her şey eninde sonunda o kudrete döndürülecektir. Bu da ölüm olayı gibi değişmeyen bir kanundur. O halde Allah'ı bilen ve ona kulluk edip emirlerine ve koyduğu nizama uyan kimse, ümitle, şevkle ve hevesle ona dönmeyi arzular. Bu da dünya hayatını bir işkence, mutlak bir ümitsizlik durumundan kurtarıp insanın kalbini ve ruhunu büyük ümitlerle doldurur. Zira imân temeli üzerinde filizlenip geliştirilen sâlih amellere karşılık ikinci hayatta büyük mükâfatların hazırlandığını, bizzat bizi yaratfp varlık alanına getiren Rabbımiz haber vermektedir.
Unutmamak gerekir ki, nîmet külfet mukabilindedir. Sonsuz nîmetlere erişip ebediyen mutlu olabilmek için, önce dünyaya getirilişimizin hikmet ve amacını bilmeliyiz. Sonra da hak uğrunda karşımıza çıkan birçok tehlikelere, sıkıntılara göğüs gerip Allah'tan yardım beklemesini bilmeliyiz. İşte bu noktada çetin sınavlar bizi beklemekte ve başarılı bir hayat sürüp sürmediğimiz bu merhalelerde ortaya çıkmaktadır.
Ashab-ı Kiram Resûlüllah (asm) Efendimiz'den aldıkları ilim ve irfanla bu gerçekleri çok iyi öğrenip benimsedikleri içindir ki, Mekke'de çok zorlu ve sıkıntılı günler geçirirken imân ve irfanlarından bir şey kaybetmediler. Önlerine çıkan her sınavı başarıyla verip yollarına devam ettiler. Cenâb-ı Hak onları ve onların yolunda yürüyenleri şu âyetle ne güzel övüp müjdelemektedir:
«İman edip iyi yararlı amellerde bulunanları gerçekten altlarından ırmaklar akan, içinde devamlı kalacakları cennetin yüksek (hoş manzaralı) kısımlarına yerleştireceğiz. (İyi yararlı) amelde bulunanların mükâfatı ne güzeldir! Onlar (dünyada hem küfrün saldırısına, hem ibâdetin devamına) sabredip Rablarına güvenip dayanırlar.» (Ankebut, 29/58)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Bir Müslüman gayrimüslim bir kimsenin cenazesine katılabilir mi?
- Ölümden sonra ölüm var mı?
- Peygamberimizin eşi Maria hakkında bilgi verir misiniz?
- Adam öldüren kimse tövbe ederse affedilebilir mi?
- Tesbih namazı kaç kişiyle kılınır?
- Alimlerin öldükten sonra tasarrufu söz konusu mu?
- Allah, sonsuz merhametiyle kullarını ateşe atmaz mı?
- Eski ümmetlerin şeriatları neden farklıdır?
- Bakteri gibi tek hücreli canlılar bölündüğünde DNA kendini eşlediği için aynı karakterden iki bakteri oluşuyor ve bölünme devam ediyor. "Bütün canlılar ölümü tadacaktır." ayeti buna zıt değil mi?
- Mezheb taklidi nasıl olur?