Eski ümmetlerin şeriatları neden farklıdır?
- Eski ümmetlerin şeriatlarının farklı olmasının nedeni nedir?
- Bizden farklı hükümlerine örnek verebilir misiniz?
Değerli kardeşimiz,
Hak dinlerin iki temel esası vardır; inanç esasları ve ameller. İnanç esasları bütün dinlerde aynıdır. Ancak şeriat denilen ameller-muamelat kısmı, dinlerde farklılık gösterir. Bunun böyle olması da hikmetin gereğidir. Çünkü mevsimlere göre -kışlık, yazlık, mevsimlik gibi- elbiseler / giysiler farklılık göstermektedir. Hastaların ve hastalıkların durumuna göre, tedavide kullanılan ilaçlar farklılık arz etmektedir.
Bunun gibi, insanlık camiası daha önceki peygamberler devrinde, birbirinden çok farklı katmanlara ayrılmış, bedeviliğe yakın olduklarından, mizaçları bir derece kaba, anlayışları birbirinden uzak olduğundan, o asırlarda değişik şeriatlar, hatta aynı asırda gönderilen ayrı peygamberlerle farklı şeriatlar gelmiştir. İnsanlara o mevsimlere uygun elbiseler giydirmişler, hastalıkları uygun metotlarla tedavi etmişler. Diğer bir ifadeyle, ilk ve orta öğretim çağındaki o insanlara, bölgelere, seviyelere- uygun bir eğitim sunmuşlardır.
Ancak, İslam dininin geldiği çağ artık üniversite çağı olmuştur. İnsanlar gittikçe medeniyete doğru yol almış, iletişim imkânları çoğalmış, seviyeler yaklaşmış, bir tek öğretmeni dinleyecek seviyeye gelmiş olduğundan, ilahî hikmet İslam şeraitini kıyamete kadar devam edecek bir donanıma sahip kılmıştır. Eski şeraitlerin, her zaman uygulanabilir yanlarını, evrensel güzelliklerini de alarak bütün insanlığa bir öğretmen olmuştur.
Konuyla ilgili birkaç misal:
a. Bazı âlimlere göre, daha önceki bazı ümmetlerde oruç elli gündü. İslam'da bir aya indirildi. (Razî tefsir, V, 63).
b. Hz. Musa (as)'a kendi evlerini kıble yapılması ve oralarda namaz kılmaları emredilmişti. İslam'da ise, bütün yeryüzü mescittir. Müslümanlar istedikleri yerde namaz kılabilirler. (bk. a.g.e.).
c. Bir kısım yiyecekler Yahudilere haram iken, İslam'da helal kılınmıştır. Aşağıdaki ayetler bu konuya işaret etmektedir:
"De ki: Bana vahiy olunanlar arasında yiyecek olan kimseye haram edilmiş bir şey bulamıyorum. Ancak leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti -ki bu pisliğin ta kendisidir- veya Allah'tan başkası adına kesilen bir fısk (murdar olmuş hayvan) bunun dışındadır. Kim çaresiz kalırsa, haddi aşmamak ve başkasının hakkına tecâvüz etmemek suretiyle (bunlardan yiyebilir). Şüphesiz ki Rabbin çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
"Biz, Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sığır ve koyunun iç yağlarını da onlara haram kıldık. Ancak bu hayvanların sırtlarının yahut bağırsaklarının taşıdığı ya da kemiğe karışan yağlarını haram kılmadık. Zulümlerinden dolayı onları bu şekilde cezalandırdık. Biz, elbette doğru söyleyenleriz." (Enam, 6/145-146).
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İlahi dinlerdeki emir ve yasaklarda farklılıklar var mıdır?
- İslamiyet'ten önceki şeriatlar, bizim için de geçerli midir?
- Allah,Yahudilere ceza olsun diyerekten onlara tırnaklı hayvanları haram kılıyor. Ancak, aralarından bazılarının hatası yüzünden, bu yasağın hepsine yapılması ne kadar adaletlidir?
- Enam Suresi'nin 146. Ayet'inde, Yahudi'lerin yaptıklarına bir ceza olarak, tırnaklı hayvanların ve içyağların haram kılındığı bildiriliyor. Oysa bunlar sağlığa zararlı şeylerdir. Buna göre cezaî bir niteliği kalmıyor demektir?
- Dinlerin farklı olmasının, sosyal, kültürel ve ekonomik nedenleri nedir?
- Allah, Yahudilere ceza olsun diye tırnaklı hayvanları haram kılıyor; adalet mi bu?
- Eski ümmetlerin şeriatların farklı olmasının nedeni?
- İslam dini geldikten sonra, diğer dinlere tabi olanların; Allah'a inanan fakat Peygamber Efendimize inanmayanların durumları nedir?
- "Biz elbette doğru söyleyenleriz." mealindeki ayette geçen "söyleyenleriz" kelimesi yerine, "söyleyeniz" olması gerekmez miydi?
- Allah isteseydi ilk gelen ilahi din tek din olabilirdi, ama neden üç farklı dinin oluşmasına izin vermiştir?