Fetihler dinde zorlama değil mi?

Tarih: 07.07.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İslam'ın ilk yayıldığı yıllarda yapılan fetihler, dinde zorlama olduğunu göstermiyor mu? 
- Sonuçta cihad, ancak canımız tehlikede olunca yapılacak şey değil midir?
- Ama "ya cizye ya savaş" deyince dayatmış olmuyor muyuz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İslamiyet, barış dinidir. "Silm, selamet, selam..." gibi barış, güvenlik bildiren kelimeler, "İslam" kelimesiyle, aynı kökten gelmiştir. Allah'ın isimlerinden biri "Es-Selam dır". Müslümanlar, birbirleriyle karşılaştıklarında "selamün aleyküm" derler. Mescid-i Haram'ın kapılarından biri, Babu's-Selam, Cennetin isimlerinden biri, "Daru's-Selam" dır.

İslamiyet'te asıl olan savaş değil, barıştır.(1) Savaş ya saldırgan düşmana ya da İslam'ın tebliğine engel olanlara karşı yapılır. Gayri müslim ülkeler, Müslümanlara saldırmadığı ve ülkelerinde İslamın tebliğe izin verdikleri ve İslamı yaşamak isteyenlere engel olmadıkları müddetçe, kendileriyle savaşılmaz. Resulullah (asm)'ın şu sözü, İslam'da barışın asıl olduğunu ifade eder:

"Ey insanlar! Düşmanla karşılaşmayı istemeyin, Allah'tan afiyet dileyin. Onlarla karşılaştığınızda ise, sabredin. Biliniz ki, Cennet kılıçların gölgesi altındadır."(2)

İslamiyet, hayatı mukaddes tanır. Bir masumu öldürmeyi bütün insanları öldürmek gibi kabul eder. Bir hayata vesile olmayı da, bütün insanların hayatına vesile olmak gibi sayar. (Maide, 5/32)

İslamiyet, öldürmek için değil, yaşatmak için gelmiştir.

"Ey iman edenler! Peygamber, size hayat verecek olan şeylere sizi çağırdığında, Allah'a ve Rasulü'ne icabet edin!.." (Enfal, 8/24)

ayetinde, bu inceliği görmek mümkündür. Hudeybiye'ye 1400 kişiyle gelen Resulullah'ın, orada yapılan barıştan iki sene sonra 10.000 sahabeyle Mekke'yi fethe gitmesi, İslamiyetin barış ortamında yayıldığının güzel bir delilidir.(3)

İslamiyetin kitlelere uluşması, Hudeybiye Barışı'ndan sonra gerçekleşmiştir. Hz. Peygamber (asm), ulaşabildiği idarecilere elçiler göndererek, onları Allah'ın dinine davet etmiştir. Bizans, İran, Habeşistan, Mısır, Umman, Bahreyn, Suriye kralları bunlardan bazılarıdır.(4)

Getirdiği esasların sağlamlığı, hakikatlerinin güzelliği ve onu tatbik eden Müslümanların güzel ahlakı, on dört asır boyunca, başka din mensuplarının İslam'a girmelerine vesile olmuş ve olmaya devam etmektedir.

Kaynaklar:

1. Rıza, X, 168; Azzam, s., 144; Tabbera, s., 377-378; Şedid, s.119; Abdurabbih, s., 313; Sabuni, Kabes, III, 163.
2. Müslim, Cihad, 20; Ebu Davud, Cihad, 89.
3. Berki, s., 324.
4. İbnu Hişam, IV, 254-255.

İlave bilgi için tıklayınız:

İslam dininde zorlama olmadığı halde başka ülkeleri fethetmek için cihada çıkmak İslam'ın bu hükmü ile nasıl bağdaşır?

Din, cihad ve zorlama: İslam barış dini midir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun