Namaz ibadeti, geçmiş peygamberlerden bugüne nasıl gelmiştir
- Namazın peygambelerden bugüne gelişi?
- Diğer peygamberler ve ümmetleri de namaz kılar mıydı?
Değerli kardeşimiz,
Diğer peygamberler zamanında, namazın vakitleri ve şekli farklı olabilir. Fakat, namazın devam ede gelen bir ibadet olduğunu gösteren hadisler yanında, -hatta rüku ve secdeden de bahseden- bazı ayetler de söz konusudur. Ayetlerin bir kısmı şöyledir:
Hz. İbrahim (as) dua ediyor:
“Ey Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bir kısmını senin Beyt-i Haram’ın (Kâbe) yanında, ekin bitmez bir vâdiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılsınlar diye (böyle yaptım). Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir ve onları bazı meyvelerle rızıklandır ki şükretsinler!”
“Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri, namazı dosdoğru kılanlar eyle! Ey Rabbimiz! Duâmı kabul et!” (İbrahim, 14/37 ve 40).
İbrahim, Lut, İshak ve Yakub peygamberlerle ilgili şöyle buyuruluyor:
“Onları, emirlerimiz doğrultusunda insanlara doğru yolu gösteren önderler yaptık ve onlara, hayırlı işler yapmayı, namazı dosdoğru kılmayı, zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar, yalnız bize ibadet eden kullardı.” (Enbiya, 21/73).
“İsmail ailesine ve çevresine namazı ve zekâtı emrederdi. Rabbi katında hoşnutluk kazanmış bir kimseydi.” (Meryem, 19/55).
Hz. Lokman (as) çocuğuna şu tavsiyede bulunuyor:
“Yavrucuğum, namazını kıl, iyiliği emret ve kötülükten sakındır.” (Lokman, 31/17).
Konuyla alakalı bazı ayetler de şu şekildedir:
“Onlar dediler ki: 'Ey Şuâyb! Atalarımızın taptığı şeyleri (putları) bırakmamızı yahut mallarımızda dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi, sana namazın mı emrediyor? Gerçekten sen çok yumuşak huylu çok akıllısın.'” (Hud, 11/87).
“Musa ve kardeşine: 'Kavminiz için Mısır’da evler hazırlayın. Evlerinizi namaz kılınacak yerler yapınız. Namazı dosdoğru kılın.' Ayrıca Musa’ya: 'Müminleri müjdele!' diye vahyettik.” (Yunus, 10/87).
“Ey İsrailoğulları!.. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve rükua gidenlerle birlikte rükua varın.” (Bakara, 2/40-43).
“Ey Meryem! Rabbine gönülden ibâdet et! Secdeye kapan ve rükû edenlerle beraber rükû et!" (Al-i İmran, 3/43).
"İsa, şöyle dedi: 'Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum, o bana kitabı (İncil’i) verdi ve beni peygamber yaptı. Nerede olursam olayım o beni mübarek kıldı. Hayatta bulunduğum müddetçe bana namazı ve zekâtı emretti.'” (Meryem, 19/30-31).
Ehl-i kitap namaz kılmakla emrolunmuştur:
“Kendilerine kitap verilenler, ancak o apaçık delil kendilerine geldikten sonra ayrılığa düştüler. Halbuki onlar dine herhangi bir şey katmadan tertemiz bir şekilde Allah’a kulluk yapmaları, namazı ikame etmeleri zekâtı vermeleriyle emrolunmuşlardı. İşte bu doğru olan dindir." (Beyine, 98/4-5).
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Bilgisayar ve çocuk üzerindeki olumsuz etkileri?
- Zekât kimlere farzdır?
- Kadın çocuk yapmama hakkına sahip midir?
- Kur'an-ı Kerim'de Hz. İbrahim ile ilgili âyetler hangileridir?
- Hz. İsa yaşıyorsa, kime zekat veriyor, nasıl namaz kılıyor?
- Ezan ve namaz Yahudilikle aynı mı?
- Allah'ın "ben, biz, o" zamirleri kullanmasını nasıl anlamalıyız?
- MUKTEDİ (TABİ OLAN)
- Hz. İbrahim namazı nasıl kılardı?
- Müslümanlar Hz. İsa'ya nasıl bakıyor?
Yorumlar
Ama cennetteki yaşama ortamı ile dünyadaki yaşama otamı aynı mı. Sonuçta diyoruz ki şu anki beynimiz sınırlıdır. Ama cennet sınırsızdır. Bu beynimizle sınırsızı kavrayamayız diyoruz. Buradaki vücut ile cennetteki vücut aynı olursa cenneti nasıl kavrayacağız?
Cennetteki bedenimiz ile bu dünyadaki bedenimiz görünüş itibari ile aynıdır. Ancak cennetteki bedenimiz hem güzellik bakımından hem de cennetten istifade bakımından mükemmel olacaktır. Cennetten istifade etmemiz için bedenimizin büyümesi gerekmez.
Hz. Adem ve Hz. Havvanın cennetteki bedenleri ile dünyadaki bedenleri aynıdır. Ancak istifade noktasında cennette iken daha fazla istifade etmişlerdir.