Allah şu an ne yapıyor, diye bir soru sormak caiz midir ve bu soruya nasıl cevap verilir?
Değerli kardeşimiz,
Böyle bir soru sormak caiz ise de çok fazla da şık değildir. Soranın niyetine göre daha da farklılık arz eder.
Bunun cevabı ise şudur:
“Göklerde olan, yerde olan herkes, ihtiyaçları için O’na yalvarır (bütün bunları gerçekleştirmek için) O, her an yeni tecellilerle iş başındadır.” (Rahman, 55/29)
mealindeki ayetin işaret ettiği gibi, O şu anda kâinatı idare etmektedir. Bütün kâinat bütün müştemilatıyla var olmak için ve varlıkta varlığını sürdürmek için, her an Allah’ın ilim, kudret, hikmet, iradesine muhtaçtır.
Bütün varlıkların her saat, her dakika, her saniye, her an ayakta / varlıkta durması, O’nun Kayyum isminin tecellisi sayesindedir.
Her şeyin dizginini elinde tutan ve bir ehadiyet sırrı olan kayyumiyet tecellisi bir an evrenden yüz çevirse, her şey yokluğa mahkum olacaktır.
Şu âlem yoktan var edilmesiyle Yüce Yaratıcıyı gösterdiği gibi, atomdan galaksilere varıncaya kadar her şeyde meydana gelen faaliyetlerle O'nun tasarruflarından haber verir.
Cenab-ı Hak, kâinatı yaratıp, sonra onu kurulmuş saat gibi kendi halinde işlemeye terketmiş değildir. Bir zerre bile Onun izni olmadan hareket etmez.
"Bir yaprak bile Onun ilmi dışında yere düşmez." (En'am, 6/59)
"Hiçbir dişi O'nun bilgisi dışında hamile kalmaz ve doğurmaz." (Fatır, 35/11)
Deli dolu esiyor görülen rüzgâr, rast gele değil, Onun emrettiği şekilde eser. Bazen meltem olur yüzümüzü okşar, bazen fırtına olur, bir "azap kamçısı" olarak görev yapar.
Kâinatın dinamik yapıda olması, Allah Tealâ’nın varlığı, sıfat ve isimleriyle doğrudan alâkalıdır ve bu dinamizmin, O’nun Zatı ve Vücud’u başta olmak üzere, sıfatlarının ortak niteliği olduğunu vurgulamaktadır.
Meselâ, Allah’ın “Hayy, Kâdir, Hâlık, Mübdî, Bedî’, Musavvir, Muhyî, Mumît, Rezzak, Mukît, Kâbız, Vehhab, Vâlî, Tevvâb, Mucîb, Semî’-Basîr...” gibi sıfat ve isimleri, Yüce Yaratıcı’nın kâinatla ve faaliyetle alakasını göstermektedir.
“Bir de o dağları görür, donuk ve hareketsiz sanırsın. Oysa onlar bulutların yürüdüğü gibi yürümektedirler. İşte bu, her şeyi muhkem ve mükemmel yapan Allah’ın sanatıdır.” (Neml, 27/88),
“Rabbin dilediğini hakkıyla yapandır.” (Hûd, 11/107),
“O daima ayrı bir tecellî ile her an faaliyettedir.” (Rahman, 55/29)
anlamındaki çeşitli âyetlerde kendi İlâhî Zâtını, dilediğini hikmetle yapan, her an faal halde bulunan, yaratan, suret ve şekil veren, ilk kez yoktan var eden gibi sıfatlarla vasıflandırmıştır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- “Dünya içinde her yükselttiğini aşağı indirmek, Allah’ın bir kanunudur.” anlamına gelen hadis ile Peygamberimiz'in anlatmak istediği nedir?
- Vahidiyet ile ehadiyetin farkı nedir?
- Meleğin hızının ışık hızından az olması nasıl açıklanabilir?
- Allah’ın kudretine göre yaratmada az-çok, küçük-büyük fark ediyor mu?
- Her şey atomlardan meydana gelmiştir. Bütün varlıkların yoktan yaratıldığı nasıl ileri sürülebilir?
- Muhalefetün li’l-havadis sıfatının tecellisi var mıdır?
- Allah katında her şey durmakta mıdır? İlk yaratıldığımız halimiz, ruh üflenirken ki halimiz, hepsi canlı ve diri durmakta mıdır?
- Yaratılış, mazide bitmiş bir olay mı yoksa devam eden bir süreç mi?
- Allah her şeyi yarattı ve her an her şey ona muhtaç, sözünü nasıl açıklarsınız?
- Bediüzzaman ve İmam Rabbani'ye göre "Şuunat-ı İlahiye" nedir?