Yaptığı hatalardan dolayı, başına gelen musibetlerden ders alıp hayatını dine göre düzenleyenler için, bu musibet bir hidayet vesilesi olarak görülebilir mi?

Tarih: 06.11.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evet musibetler hidayet vesilesi olur. Nitekim dünyaya dalan kimseler vardır ki başına bir musibet geldiğinde hemen kendini toparlar ve var olma sebebini hatırlayıp hayatını buna göre düzenler.

Musibetler çeşitlidir. Bazı musibetler insanların kendi yaptıkları fiillerinden dolayı başlarına geldiği Kur'an-ı Kerim'de buyurulmaktadır.

"Kendi yaptıklarından dolayı başlarına bir musîbet geldiğinde nice olur halleri..." (Nisa, 4/62).

Yüce Allah:

"İnsana bir darlık dokunduğu zaman yanı üzere yatarken, otururken yahut ayakta bize yalvarır..."  (Yunus, 10/12)

buyurarak, insanların musibet anında Allah'a döndüğünü belirtir. Ancak kimisi bunda sebat etmeyip musibet geçince yine eski haline döner. Nitekim ayetin devamında

"...ama biz onun sıkıntısını giderince, sanki kendisine dokunan bir darlıktan ötürü bize hiç yalvarmamış gibi hareket eder. İşte aşırı gidenlere yaptıkları iş böylesine süslü gösterilmiştir." (Yunus, 10/12)

buyrularak bu gerçek ifade edilmiştir.

Başka bir ayeti kerime de ise şöyle buyurulur:

"(Denizde) onları gölgeler gibi dalgalar sardığı zaman dîni yalnız kendisine has kılarak Allah'a yalvarırlar. Fakat o, onları kurtarıp karaya çıkarınca içlerinden bir kısmı orta yolu tutar, (birçoğu da inkâr eder)... " (Lokman, 31/32)

Musibet ve hastalıklar, insana kul olduğunu, aciz bir varlık olduğunu çok iyi hatırlatıyor ve ders veriyorlar. Nur Külliyatından konumuza ışık tutacak cümle: 

“Fâtır-ı Hakîm, insanın mahiyet-i maneviyesinde nihayetsiz azîm bir acz ve hadsiz cesîm bir fakr dercetmiştir. Tâ ki, kudreti nihayetsiz bir Kadîr-i Rahîm ve gınası nihayetsiz bir Ganiyy-i Kerim bir zâtın hadsiz tecelliyatına câmi’ geniş bir âyine olsun.” (bk. Sözler, Yirmi Üçüncü Söz, s.321)

İbadet ve marifet için yaratılan insan, bu vadide mertebe kat edebilmek için aczini ve fakrını hissedecek, sürekli olarak Rabbine sığınacak ve Ondan medet dileyecektir. Duadan geri durmayacak, huzuru yakalamaya çalışacaktır. Bunlar ise dünya hayatında insanı, medet dilemeye ve sığınmaya götüren her türlü musibet, hastalık, çaresizlik ve sıkıntılarla mümkün.

Çaresizlik içinde kalıp Rabbine sığınan ruhlar, bu dünya imtihanını kazanma noktasında müspet bir puan almış oluyorlar. Ama, refah, sıhhat ve saadet gibi tecellilerde insanoğlu, aczini anlamak yerine, bunlara meftun olup, kul olduğunu unutup, gaflete dalabiliyor.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun