Cenab-ı Hakk'ın, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'e kardeş nasip etmemesinin hikmetleri neler olabilir?

Tarih: 10.07.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu konuda kesin olarak bir hikmeti beyan etmek oldukça zordur. Çünkü kardeşlerinin olmamasını gerektiren gerçekler vardır. Mesela, kendisi daha dünyaya gelmeden babası vefat etmiştir. Kardeşinin olması zaten artık düşünülemez. O zaman, “Niye babası -o vakit- vefat etmiştir?” gibi bir soruya cevap bulmak gerekir. Bütün işler, bir değil, bin hikmet zinciriyle birbirine bağlıdır.

Bununla beraber insan aklıyla şöyle düşünebilir:

a. Allah, Hz. Muhammed (a.s.m)’i anasız-babasız / yetim olarak yetiştirmekle, imanlı bir ana-babadan gelmemekle bir nevi öksüz durumda olan ilk muhataplarına karşı daha şefkatli olmasını sağlamıştır. Yetimlere, çocuklara özel ilgisinden bunu anlamak mümkündür.

b. Anne-babası vahyi tebliğ zamanına kadar kalsalardı, evlat ile ebeveyn arasındaki ilişki ile peygamber ile ümmet arasındaki ilişkinin bir arada yaşanması gibi oldukça zor bir durum ortaya çıkacaktı.

c. Hz. Peygamber (asm)'in yetim / öksüz olarak büyümesi, aynı zamanda imtihanın bir unsuru olarak da görünmektedir. Nitekim bazı insanlar “Yetim-i Ebî Talib” diyerek küfürlerine bir bahane olarak kullandıkları gibi, bazıları da “yetim olduğu halde bu harika edep ve terbiyeyi hatta edebiyatı nasıl öğrendiğini” merak etmişler ve “Beni Rabbim terbiye etti...” (el-Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 1/224; el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 1/70) cevabını alırken de imanlarını artırmışlardı.

ç. Özellikle bir kardeşi olsaydı, bu takdirde bu kardeşi ya Hz. Musa (as)’ın kardeşi Hz. Harun (as) gibi peygamber olacaktı; bu ise son peygamber olma özelliğiyle çelişen bir husustur. Veya peygamber olmayacaktı, bu takdirde ise -peygamber olmadığı için- masum olamazdı ve bir beşer olarak onun yapacağı bazı kusurları bahane eden Hz. Muhammed (asm)’in muarızları, onu peygamberlik gibi kutsî bir tebliğ makamına karşı kullanacaklardı.

d. Şayet kardeşi olup vefatından sonraya kalsaydı, belki de sahabe onu halife yapacaklardı. Bu ise, yakınlığa dayalı cibilli bir mülahazaya yol açacaktı. Bu da nübüvvet manasına uygun olmayan düşüncelere sebebiyet vermek anlamına gelecekti...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun