Kainatta olan her şey insana hizmet ediyorsa, niçin aklının yüzde onunu değil de tamamını kullanamıyor?

- Kullanamamasının sebepleri nelerdir?

Değerli kardeşimiz,

Akıl kapsamının genişliği Allah’ın ilim ve kudretinin sonsuzluğunu, cömertliğinin nihayetsizliğini ve mükerrem yaratıp muhatap kabul ettiği insanoğluna verdiği değerin boyutunu göstermektedir.

Aklının ancak yüzde onunu kullanması ise, insanın âcizliğini, başındaki aklını bile kullanacak durumda olmadığını, dolayısıyla kendisine aklı veren Allah’a karşı haddini bilmesini göstermeye yöneliktir.

Bununla beraber, hayvanlardan çok farklı bir mahluk olarak yaratılan insanoğlunun duyguları, arzuları gibi aklının da bir anlamda -kendisi için- sınırsız bir boyutta yaratıldığını, bununla da şu fani, geçici ve dar dünyada bunların tamamını kullanacak bir saha bulmayacağını hatırlatarak, yüzünü bakî ve ebedî olan ahiret hayatına çevirmesi için fiilen verilen bir derstir.

Gerçekten, aklının yüzde onunu ancak  kullanabilen bir insan, ebede uzanan arzularının, doymak bilmez hırslarının, sonsuz elemlere maruz ve nihayetsiz lezzetlere meftun hissiyatının, çok az bir parçasını kullanabildiği devasa aklının ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olan bu dünyanın geçici bir misafirhane olduğunu; semavî kitapların haber verdiği gibi dünyaya sığmayan bu  donanımların veriliş gayesi alabildiğine geniş, ebedî saadet yurdu olan öbür dünya hayatında kullanmak üzere verildiğini anlar.

Öyle anlaşılıyor ki, diğer meyveler ve gıdalar dünyada adeta bir tadımlık olarak verilip, müşterilerin nazar-ı dikkatini bunların asıl membaı olan cennete çevrildiği gibi, akıl meyvesi de dünya hayatında insanların dünyevî ve uhrevî işleri tanzim edip tedarik etmeleri ve tamamının açılışının yapılacağı cennet yurduna gönül vermeleri adına, bir teşvik primi olarak belli bir yüzdesi -bir tadımlık olarak- kullanıma açılmıştır. Ne mutlu akl-ı selimden payı çok olanlara!

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet