Muğire bin Şube'nin hayatı hakkında geniş bir bilgi verir misiniz?

Tarih: 17.02.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Muğire b. Şube, (ö. 50/670) 600 yılı civarında Tâifte doğdu; Sakif kabilesinin Ahlâf kolundandır. Rivayete göre, arkadaşlarından birkaçını sarhoş oldukları bir sırada öldürdüğü için Tâif'ten kaçmak zorunda kalmış ve Hudeybiye Antlaşması'ndan (6/628) bir süre önce Medine'ye gelerek İslâmiyet'i kabul etmiştir. Öldürdüğü kişilerin kan bedellerini Tâif'in önemli şahsiyetlerinden babasının amcası Urve b. Mes'ûd ödemiştir.

Hudeybiye barış görüşmeleri sırasında Hz. Peygamber (asm)'in koruyuculuğunu yapan Muğire, daha sonraki bütün gazvelerde bulundu. 9 (630) yılında Medine'ye gelen Tâif heyetinde yer alan akrabalarını evinde ağırladı. Tâif halkının İslâm'ı kabulüyle sonuçlanan görüşmelerin ardından, Ebû Süfyân ile birlikte Tâif'teki Lât putunu yıkmakla görevlendirildi.

Muğîre, Hz. Ebû Bekir (ra) döneminde Ridde savaşlarına katıldı ve Nüceyr üzerine gönderilen birliğin kumandanlığını yaptı. Ardından Müseylimetülkezzâb’a karşı düzenlenen Yemâme ve Suriye cephesindeki Yermük savaşlarında bulundu. Hz. Ömer (ra) zamanında Kâdisiye Savaşı (15/636) öncesinde III. Yezdicerd'e gönderilen heyette yer aldı, ayrıca İran ordularının başkumandanı Rüstem ile çeşitli görüşmeler yaptı.

17 (638) yılında Basra valiliğine tayin edildi. Ancak bir süre sonra zina ettiği iddiası ile halife tarafından Medine'ye çağırıldı. Yapılan yargılama neticesinde iddia ispatlanamadığı, esasen bunun nikahlı eşiyle olan bir ilişki olduğu anlaşıldığı için, cezalandırılmadıysa da valilikten uzaklaştırıldı. Valiliği sırasında vilâyetin gelir ve giderlerini içeren bir defter tanzim etmişti. Hz. Ömer (ra) onun bu icraatını takdirle karşıladı ve divan teşkilâtının kurulmasında onu örnek aldı. Basra valiliğinin ardından tekrar Irak ve İran fetihlerine katılan Muğire, Nihâvend Savaşı (21/642) öncesindeki barış görüşmelerini yürüten heyete başkanlık yaptı. Ayrıca kumandanın şehid düşmesi durumunda yerini alacak yedeklerin üçüncüsü idi. Büyük bir zaferin kazanıldığı bu savaşta kumandanlık sırası ona gelmedi; ancak savaşın ardından emrindeki birliklerle Hemedan bölgesini ele geçirmeyi başardı.

21 (642) yılında Küfe valiliğine getirilen Muğire, Medine'ye gitmesine izin verdiği Hristiyan kölesi Ebû Lü'lüe'nin ağır bir şekilde yaraladığı Hz. Ömer (ra)'in vefatına kadar görevinde kaldı ve bu esnada Azerbaycan'ı fethetti. Hz. Ömer (ra), yerine seçilecek halifeye Sa'd b. Ebû Vakkas'ı Küfe valiliğine getirmesi vasiyetinde bulunduğu için Hz. Osman (ra) tarafından önce Küfe valiliğinden, bir süre sonra da uhdesine verilmiş olan Azerbaycan ve İrmîniye valiliğinden alındı. Emevî Devleti'nin kuruluşuna kadar resmî bir göreve getirilmeyen Muğire"nin Hz. Osman (ra)'ı veya Hz. Ali (ra)'ı desteklediğini gösteren herhangi bir bilgi yoktur. Hz. Osman (ra)'ın şehid edildiği günlerde halife seçilen Hz. Ali (ra)'e birtakım tavsiyelerde bulunmuş, fakat onun görüşlerini dikkate almaması üzerine muhaliflerine katılmak için Medine'den ayrılarak Mekke'ye gitmiştir.

Hakem Vak'ası'nda çağrılmadığı halde hakemlerin toplantısına katılan Muğire. Hz. Ali (ra)'in şehid edilmesinin ardından Muâviye'nin yanında yer aldı ve rivayete göre onun ağzından mektup yazmak suretiyle o yılın hac emirliği görevini üstlendi. Aynı zamanda kayınbiraderi olan Muâviye adına Hz. Hasan (ra)'a giden elçilik heyetinde bulundu; daha sonra da Küfe valiliğine getirildi (41/661). Bu görevi sırasında, Hz. Ali (ra) tarafından vali tayin edildiği Fars'ta direnmeyi sürdüren kendi kabilesinden Ziyâd b. Ebîh'in Ebû Süfyân'ın nesebine katılıp Muâviye'nin kardeşi ilân edilmesinde ve ardından Basra valiliğine getirilmesinde büyük rol oynadı.

Küfe, o sıralarda Emevîler'in karşısında yer alan Hz. Ali (ra) taraftarlarının ve sürekli isyan halindeki Hâricîler'in en yoğun bulunduğu merkezdi, Muğire bu karışık şehirde müsamahakâr bir politika izlemeye çalıştı. Suriyeli askerlerle yenemediği Hâricîler'in üzerine ekonomik ve siyasal baskılarla bunalttığı, önceden onlarla beraber savaşan Hz. Ali (ra) taraftarlarını gönderdi; böylece Müstevrid b. Ullefe liderliğindeki Haricî isyanını kanlı bir şekilde bastırıp isyancıların tamamına yakınını ortadan kaldırdı (43/663).

Muhaliflere karşı ılımlı tutumu yüzünden tenkit ve şikâyetlere mâruz kalan Muğire, görevden alınacağını anlayınca halifeye oğlu Yezîd'i veliaht yapmasını tavsiye ederek makamını korudu ve 5O (670) yılındaki veba salgınında ölünceye kadar görevinde kaldı.

Kaynaklarda Muğire'nin bir gözünün kör olduğu belirtilir. Mugiretürre'y lakabıyla anılan Mugire hitâbetiyle ünlü kişiler arasında sayılır ve Arapların dâhilerinden kabul edilir.

Muğire b. Şu'be Hz. Peygamber (asm)'in kâtiplerindendi; ondan yüz otuzun üzerinde hadis nakletmiştir. Bu hadislerden dokuzu Buhari ve Müslim'de yer almakta, biri sadece Buhârî'de, ikisi de sadece Müslim'de bulunmaktadır.

(bk. Diyanet İslam Ansiklopedisi, Muğire b. Şube md.)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun