Ehli Sünnet ekolun görüşleri mutlak doğru görüşler mi?
- Bu İslami olmayan bir iddia değil mi?
Değerli kardeşimiz,
- Ehl-i sünnet ekolü, kendi arasında farklı görüşlere sahip insanların yer aldığı bir camiadır. Daha önce on iki mezhepten oluşuyordu. Bu kadar büyük gruplardan oluşan bir ekolün -camia olarak- yanlış yapma ihtimali çok azdır. Halbuki diğer gruplar azınlığı temsil etmektedir. Bunların yanlış yapma ihtimali çok daha fazladır.
- Bir hadiste "Ümmetim, sapıklık üzerinde bir araya gelmez. İhtilâf gördüğünüz zaman size 'sevâdu'l-a'zam (en büyük olan ve hak üzere bulunan topluluğa katılmayı) tavsiye ederim." (İbn Mâce, Fiten 8) buyurulmuştur.
Sevâdu'l-a'zam: Sırât-ı müstakim metodunu benimseme hususunda görüş birliği içinde bulunan topluluk olarak tefsir edilmiştir. (İbnü'l-Esir, en-Nihâye, II, 419). Alimler, ehlisünnet ve cemaatin doğru bir çizgide olduğuna delil olarak bu hadisi zikrederler.
- İslam literatüründe Ehl-i sünnet ekolü, Fırka-i Naciye olarak da kabul edilmektedir. Bu da onların genel olarak doğru bir çizgide olduklarını -şayet varsa- hatalarının bağışlanabilen türden olduğunu gösterir.
- Hadiste bu fırka,
“Benim ve ashabımın üzerinde bulunduğu çizgiyi takip edenler.” (Tirmizi, iman; 18)
olarak tarif edilmiştir. Demek ki, Ehl-i sünnetin çizgisi, Kur’an ve Sünnet çerçevesinde şekillenen, sahabelerin de görüşlerini yansıtan bir konumdadır. Tarihî realiteler de böyle cereyan etmiştir.
- İtikadî noktada İslam alimlerinin büyük çoğunluğunun intisap ettiği ehlisünnetin Eşarî ekolünün kurucusu, Ebu’l-Hasan el-Eşarî’nin Mutezile Mezhebi'ni bırakıp Ehl-i sünnet camiasına girmesi ve hayatı boyunca Mutezile ile mücadele etmesi, Ehl-i sünnetin haklılığını gösteren diğer bir delildir.
- Mutezilenin hiçbir görüşü doğru değil, demek büyük bir haksızlık olur. Çünkü her batıl doktrinde de bir veya birçok dane-i hakikat bulunur.
- Eğer söz gelimi mütezilenin bir görüşünün -kitap ve sünnete göre- daha doğru olduğuna kanaat getiren bir kimsenin onu benimsemesinde bir sakınca olmasa gerektir.
- Yalnız şu nokta önemlidir: Ümmetin büyük çoğunluğunu teşkil eden, en büyük dahi alimleri içinde barındıran, Kur’an ve Sünnet çizgisini yol haritası olarak benimseyen ehlisünnetin çizgisini takip etmek, -deyim yerinde ise- marjinal grupların arasına girip kendini riske sokmaktan çok daha mantıklı bir yoldur. Büyük cadde dururken, izbe yollara sapmanın bir manası yoktur.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Ehl-i sünnet ve Ehl-i beyt kavramlarını açıklar mısınız?
- Şia ve Mutezile neden yanlış olmak zorunda?
- Mutezilenin, İslam düşüncesine katkıları, zararları nelerdir?
- Sünnilik nereden çıktı?
- Mezhepler dini parçalamış mıdır?
- İtikadi mezhepler olan Eş'ari ve Maturidi arasındaki görüş farklılıkları nelerdir?
- Mutezile mezhebi kaderi inkar ettikleri halde, neden kendilerine "kafir" denilmemektedir?
- Ehl-i sünnet itikadı kaç maddeden oluşur? İtikad düzeyindeki Eşairi ve Maturidi mezheplerinin birbirlerinden farkı nedir?
- Mutezile mezhebine göre büyük günah işleyen kafir olur. (Haricilerin kurduğu mezhep) Bu kişiler bu hükme hangi ayet veya hadislerden varmıştır?
- Ehl-i kıble zarurat-ı diniye üzerinde ittifak etmiş mi?