Peygamberimiz ümmetine olan şefkatini kendi iradesiyle mi kullanmıştır?
Değerli kardeşimiz,
Bütün şefkatlerin sahibi yüce Rabbimizdir. İnsanın fıtratına şefkat duygusu koymuştur. Allah'ın insanın kalbine koyduğu bu şefkat hissini peygamberler ümmetinin kurtuluşu için kendi iradeleri ile kullanmak istemişlerdir. Peygamberlerin hepsi ümmetlerine aşırı derecede şefkatlidir. Bu şefkat hissi Peygamberimiz (asm)'de daha da belirgindir.
Mücessem rahmet olarak gönderilen Allah Resûlü (asm), Cenab-ı Hakk’ın engin rahmetinin temsilcisi olarak hayatı boyunca insanların o rahmetten istifade etmesi için çırpınıp durmuştur. Dünya ve ahiret saadetine götüren, Allah’ın engin rahmetinden olabildiğince istifade etme yollarını gösteren mesajına bîgâne kalan, hatta inkâr edenlerin bile hidayete ermeleri için iki büklüm olmuş, ızdırapla kıvranmıştır. Kur’an, Kainatın iftihar tablosunun bu durumunu hem takdir hem de ta’dil (kendini bu kadar da yıpratma) ederek şöyle buyurmuştur:
“Bu söze (Kur’an’a) inanmıyorlar diye neredeyse kendini telef edip bitireceksin.” (Kehf, 18/6; Şuarâ, 26/3)
“Size kendi aranızdan öyle bir peygamber geldi ki sıkıntıya düşmeniz O’na çok ağır gelir. Kalbi sizin için titrer, müminlere karşı pek şefkatli ve merhametlidir.” (Tevbe, 9/128)
buyurarak, Rahmet Peygamberi (asm)'in ümmetine olan alakasının aşkınlığını bildirmiştir.
Peygamber Efendimiz (asm), ayette bildirildiği üzere ümmetine çok düşkündür. Onların üzerine öylesine titremektedir ki bir tozun bile konmasına gönlü razı değildir. Ümmetinin dünyada ve ahirette sıkıntıya düşmesi O’nu çok müteessir ve mahzun eder. Onu (asm) en çok düşündürüp mahzun eden de ümmetinden ahirette cehennem azabına düşecek olanların halidir. Ümmetini cehennem azabına götüren bir yola düşmemesi için bir baba şefkatiyle ikaz eden Allah Resûlü (asm), onların hep hayırlara, güzelliklere mazhar olması hususunda da çom hırslıdır.
Efendimizin (asm) müminlere olan şefkati, düşkünlüğü bir babanın evladına olan şefkati gibidir. Bu son derece şefkatli bir babanın “evladım” diyerek gönül meyvesini ve ciğerparesini bağrına basması gibi o daha dünyaya teşrif eder etmez “ümmetim” demişti. Nitekim Şefkat Peygamberi (asm) ümmetine olan bu düşkünlüğünü şöyle ifade etmişti:
“Hiç şüphesiz ben size bir babanın evlatlarına olan durumu gibiyim.” (Ebu Davud, Taharet, 4; Beyhaki, Sünen-i Kübra, 1/91.)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Peygamberimiz'i (asm) diğer insanlardan ve peygamberlerden ayıran özellikler nelerdir? Peygamberimiz (asm)'in beşeri özellikleri...
- Peygamberimizin beşerî ve nübüvvet yönlerini açıklar mısınız?
- "Bana iki çenesi ile iki bacağı arasını koruma garantisi verene..." hadisini açıklar mısınız?
- Şarkı söyleyen kız Fartana (Fertana) neden öldürüldü?
- HÜZÜN YILI; EBÛ TALİB VE HZ. HATİCE'NİN VEFATLARI
- Peygamberimiz'in ifk (iftira) hadisesi ile alakalı Hz. Aişe validemize "Eğer böyle bir günaha yaklaştınsa, Allah'dan af dile ve Ona tövbe et." sözünü nasıl anlamalıyız?
- Hz. Muhammed'in güzel ahlakıyla ilgili bilgi alabilir miyim?
- Hz. Mariye annemiz hakkında yapılan iftiranın mahiyeti nedir?
- Fâtıma (r.anha)
- Kulluk