Allah, Hz. İbrahim'e babası için dua etmemesini söylediği halde, onun "Beni, ana-babamı ve müminleri bağışla!" diye dua etmesinin sebebi nedir?
Değerli kardeşimiz,
Aşağıda mealleri verilen ayetlerden, Hz. İbrahim (as)’in babası için mağfiret talep ettiği anlaşılmaktadır.
“Rabbimiz! Beni ve anne-babamı bağışla.” (İbrahim, 14/41),
“(Babacığım!) Sana selam olsun, ben senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim.” (Meryem, 19/47),
“Babamı bağışla, o gerçekten sapıklığa düşenlerdendir.” (Şuara, 26/86),
“Muhakkak ki ben senin için mağfiret dileyeceğim.” (Mümtahine, 60/4).
Hz. İbrahim (as)’a doğrudan hitap eden ve babası için mağfiret dilemesini yasaklayan bir ayet söz konusu değildir. Ancak, aşağıda mealleri verilen ayetler, kâfirler için mağfiret / af duasının yapılmasının caiz olmadığına delalet etmektedir:
“Şu muhakkak ki Allah kendisine şirk koşmasını afetmez...” (Nisa, 4/48)
“Onlardan ölen hiçbir kimsenin cenaze namazını kılma ve kabri başında dua etmek üzere durma. Çünkü onlar Allah’ı ve Resulünü tanımadılar ve yoldan çıkmış olarak öldüler.” (Tevbe, 9/84)
“Kâfir olarak ölüp de cehennemlik oldukları kendilerine belli olduktan sonra, akraba bile olsalar, müşriklerin affedilmelerini istemek, ne Peygamberin ne de müminlerin yapacağı bir iş değildir.” (Tevbe, 9/113)
Bu hükümler Kur’an’da yer alsa da bunların bütün dinlerde geçerli evrensel birer ilahi prensip olduğu bilinmektedir. Bu sebeple, Hz. İbrahim’in de bir şekilde bu hükümden haberdar edildiğini düşünmek gerekir. Bu yasaktan haberdar olduğu halde kâfir olan babası için dua etmesi -görünüşte- Hz. İbrahim (as)’a yakışmayan bir durum olduğu düşünülebilir
İşte Cenab-ı Hak, Hz. İbrahim (as) gibi Allah’ın dostu unvanını almış bir peygamberin, kâfir olan babası için dua etmesinden ötürü muhtemel itirazları def etmek üzere şu ayet-i kerimeyle konuya açıklık getirmiştir:
“İbrahim’in, babası için af dilemesi, sırf ona yaptığı vaadi yerine getirmek için olmuştu. Fakat onun Allah düşmanı olduğu kendisine belli olunca, onunla ilgisini kesti. Gerçekten İbrahim çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi.” (Tevbe, 9/114)
Ayette yer alan “sırf ona yaptığı vaad” ifadesi, Hz. İbrahim (as)’ın babasına veya kendisine ait olduğu şeklinde yorumlanmıştır. Hz. İbrahim’in babasına ait olduğu takdirde ayetin manası şöyle olur:
“İbrahim’in, babası için aff-u mağfiret dilemesi, sırf babasının -onun dinine iman edip onu peygamber olarak kabul edeceğine dair- kendisine verdiği sözü yerine getirmesi için olmuştur.”
Eğer bu vaad Hz. İbrahim (as)’ın kendisine ait olduğu kabul edilirse, bu takdirde ayetin manası şöyle olur:
“İbrâhim’in, babası için aff-u mağfiret dilemesi, sırf babasının -onun dinine iman edip onu peygamber olarak kabul etmesi için- kendisine dua edeceğine dair verdiği sözünü yerine getirmesi için olmuştur.”
Ancak zamanla onun ıslah ve iflah olmaz biri olduğunu anlayınca, bu duayı terk etti. Ayette yer alan “Fakat onun Allah düşmanı olduğu kendisine belli olunca, onunla ilgisini kesti.” mealindeki cümlenin ifadesinde bu gerçeğe vurgu yapılmıştır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Peygamber Efendimizi eleştiren ayetleri yazar mısınız?
- Bütün insanlar için dua etmenin sevabı var mı?
- Kur'an-ı Kerim'de Hz. İbrahim ile ilgili âyetler hangileridir?
- Halil İbrahim sofrası, bereketi ne demektir?
- Sapığa, sarhoşa, din düşmanına rahmet dilenir mi?
- Şefaat Haktır- Kur'an'dan Deliller- 9. Delil: Şefaati Kur’an emretmektedir
- Hz. İbrahim’in yüz yaşına kadar isminin "Avram" olduğu söyleniyor. Buna göre ayetlerde ona "İbrahim" denilmesi bir hata değil midir?
- Hz. İbrahim'in hayatı hakkında bilgi verir misiniz?
- Nisa suresi 64. ayete göre, Efendimiz'den dua istemek onun vefatından sonra da geçerli midir?
- NAMAZ KILMAYANIN CENAZE NAMAZI