"Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle..." Bu ayeti açıklar mısınız?
"Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle satanlara gelince, işte onların âhirette hiç nasipleri yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak,..."
- Al-i İmran Suresi 77. ayeti açıklar mısınız?
Değerli kardeşimiz,
Al-i İmran suresi, ayet 77:
"Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle satanlara gelince, işte onların âhirette hiç nasipleri yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için elem veren bir azap vardır."
Ayetin Tefsiri:
Râzî, âyetin Yahudıler hakkında olduğunda tereddüt bulunmadığı kanaatindedir. Zira ona göre Yahudiler hakkında olduğunda şüphe bulunmayan 78. âyet bu âyete atfedilmiştir. (Râzî, VIII, 106-107)
Tefsir ve hadis kaynaklarında bu âyetin nüzul sebebi açıklanırken, ehlikitaptan bazılarının, yeminin kutsallığını hiçe sayarak menfaat elde etmeye çalıştıklarını ortaya koyan olaylara yer verilir. (Meselâ bk. İbn Atıyye, I, 459-460) Bu olaylar âyetin anlaşılmasında canlı birer örnek teşkil etmekle beraber, esasen burada âhiret inancına sahip olan herkese, Allah'ı kendi sözüne kalkan yaparak hak gaspetmeye çalışmanın ağır sonuçları üzerinde düşünme çağrısı yapılmaktadır.
Bu âyette Allah'a verilen sözü ve onun yüce adı ortaya konarak yapılan beyanları dünyevî çıkarlar uğruna satma eylemi hakkında yer alan ifadeler dikkatle incelenirse, bunun haram kılmanın diğer birçok fiile göre çok daha vahim sonuçların olduğu anlaşılır.
Gerçekten, İnsanoğlu nefsinin tutkularına esir düşerek günah ve cezayı mucip olduğunu bildiği halde bazı yasak eylemlerden uzak duramasa bile, bu âyetteki ikaza rağmen, âhiret hayatının varlığına inanan hiçbir akıl ve iz'an sahibi geçici bazı dünyevî çıkar ve hazlar uğruna ebedî âhiret nimetlerinden yoksun kalmayı, üstelik Allah'ın kendilerini muhatap kabul etmeyip yüzüne bile bakmayacağı kimselerden olmayı, dolayısıyla O'nun engin af ve mağfiretinin kapılarını kendi eliyle kendi suratına kapatmayı, sonunda da elem verici bir azaba çarptırılmayı göze alma anlamına gelen bu çirkin yola tevessül etmez.
Allah'ın bu kimselerle konuşmaması ve onlara bakmamasından maksat, onların Allah Teâlâ nezdinde hiçbir değerlerinin ve itibarlarının olmaması, onun gazabına müstahak olmaları; Allah'ın onları temize çıkarmaması (tezkiye etmemesi), onları bağışlamaması ve günahlardan arındırmaması ya da sâlih kullarına lâyık gördüğü övgüden onları yoksun bırakmasıdır ki bunlar kulluk bilincine sahip kişi için gerçekten çok vahim sonuçlardır. (İbn Atıyye, 1,460; Zemahşerî, 1,197)
Kurtubî bu âyetten, -bazı hadislerde de açıkça belirtildiği üzere- lehine hüküm verilen kişinin gerçeği bilmesi halinde, hâkimin objektif delillere binaen verdiği kararın haksız kazancı helâl hale getirmeyeceği hükmünün çıktığını belirtir. (Râzî, IV, 120; Ayetin Tefsiri için bk. Diyanet Tefsiri, Kur’an Yolu: I, 450.)
Ayette geçen "az bir paha -semen-i kalîl-, ne demektir?
Ayetteki "az bir paha ile satmayın" ifadesinin mefhum-u muhalifi düşünülürse, "çok paha ile satın" anlamı çıkar. Ancak Kur'ân naslarının "mefhum-u muhalifinin" alınamayacağını, başta Hanefiler olmak üzere, birçok Islâm Hukukçusu söylemiştir. Ayrıca tefsirciler de bunu şu şekilde açıklamışlardır:
1. "Ayetlerimizi az bir paha ile değişmeyin." ifadesinin anlamı, açıklama, izah etme ve faydalı ilmi gizlemeyip, insanlara yayma karşılığında bir şey almayın, demektir... Nitekim Ebû Dâvûd'un Sünen'inde Ebû Hureyre'den nakledilen bir hadîs-i şerifte şöyle denir:
"Rasûlüllah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
"Her kim Allah'ın rızası için öğrenilmesi gereken bir ilmi, sadece bir dünya metaı elde etmek için öğrenirse; Kıyamet Günü'nde Cennet'in kokusunu duyamaz." [Ebu Davud, Ilim 12; Ibn Mace, Mukaddime 23; Müsned N/338: ayrıca bk. Ibn Kesîr, Tefsîr'u Kur'ânı'I Azîm. Beyrut, I388 (l969) (Ofset) I/83-84; Sehzade, Hâsiye ‚alâ-Tefsîri'I-Kâdi'l Beydavi,1 I288.]
2. Allah'ın bunu "semen-i kalîl" diye isimlendirmesi, bu karşılıkların ya aslında az olduklarından, ya da verdikleri zarara oranla az olduklarındandır.(Fahrüddin er-Râzî, Mefatihu'l-gayb. Ist. l307, IV, 33.)
3. Hasan el-Basri'ye âyetteki "semenen kalîlen"in manasını sordular da "Semen-i kalîl, her şeyiyle beraber dünyadan ibarettir" dedi. (Ibn Kesîr, I, 83-84.)
4. Sâîd b. Cübeyr: "Ayetlerimizi semen-i kalîl ile değişmeyin" meâlindeki âyet-i kerîmede geçen "Ayât" tan maksat, Allah'ın onlara indirdiği kitabıdır. "semen-i kalîl" ise, dünya ve lezzetlerinden ibarettir" demiştir.(a.y.)
5. Ebu'l- Aliye, "Ayetlerimizi semen-i kalîl ile değişmeyin" meâlindeki âyet-i kerime için, "yani karşılığında ücret almayın, demektir." demiştir. (a.y.)
6. Diğer bir âyet-i kerimede: "Allah'ın indirdiği kitaptan (Peygamberin vasıflarına dair) bir şeyi gizleyip de onunla az bir pahayı (âdî bir menfaati) satın alanlar (yok mu?) onlar karınlarına ateşten başka (bir şey) yemiş olamazlar." buyurulmaktadır. (Bakara, 2/174).
Bu âyet-i kerime ile ilgili başka bir rivayet daha vardır: Ibn Abbâs diyor ki: "Bu âyet-i kerime Yahudi liderlerinden Kâ'b b. el-Eşref, Kâ'b b. Esed, Mâlik b. es-Sayf, Hayy b. Ahtab ve Ebû Yâsir b. Ahtab haklarında nâzil olmuştur: Taraftarlarından hediyyeler alırlardı. Muhammed (s.a.v.) Peygamber olarak gönderilince bu menfaatlarinin kesilmesinden korktular da, Allah Rasulü'nün (s.a.v.) ve getirdiği şerîat'ın mahiyetini gizlediler. Bunun üzerine bu âyet-i kerime nâzil oldu. (Râzî, a.ge. N/l32.)
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle satanlara gelince, işte onların âhirette hiç nasipleri yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve... Ali İmran suresi, 77. ayeti açıklar mısınız?
- "Sizin dostunuz yalnız ve yalnız Allah,.." (Maide, 5/55) ayeti Hz. Ali hakkında mı nazil olmuştur?
- SEMEN
- Kur'an’da geçen misak ve ahid ne demektir?
- MÜNÂFİKÛN SÛRESİ
- KERÂMET
- KERÂMET
- KIRAATA ÜCRETİ HARAM KILAN DELİLLER
- Kuran'da geçen "sekar/sakar"ın anlamı nedir, açıklar mısınız?
- Allah Teala'nın "biz" demesini nasıl anlamalıyız?