Mudara nedir, hangi konularda uygulanabilir?
Değerli kardeşimiz,
MUDARA (Müdârâ), bir kimsenin şerrinden korktuğu birine karşı, aşırıya kaçmadan iltifat etmesi, insanlarla iyi geçinmeye çalışma anlamında ahlâk terimidir.
Sözlükte "kandırmak, aldatmak" anlamındaki dery kökünden türeyen mudara kelimesi "hoşgörülü olma, insanla geçinme" manasına gelir. Terim olan taşkın hareketleriyle huzursuzluğa yol açandan endişe edilen veya aşırı alıngan kişilere karşı nazik davranarak kötülüğünü önlemeyi yahut gönlünü almayı çabalayan davranışları ifade eder.(1) İbn Battal el-Kurtubî, asıl hedefinin ülfet olduğunu ve farklı karakterdeki insanlara karakterlerine uygun biçimde davranmayı gerektirdiğini belirtir.(2) İbn Hacer el-Askalânî de müdârâyı "bilgisiz kişiyi eğitmek, günahkârı kötü fiilinden vazgeçirmek gibi faaliyetlerde bulunurken muhataba karşı yumuşak davranmak" şeklinde tanımlamıştır.(3) Kaynaklarda, müdârânın bir zararın önlenmesi veya bir hayrın gerçekleşmesi gibi Allah rızâsına uygun amaçlara dayandığına dikkat çekilerek böyle bir gaye taşımayan, çıkar sağlama ve mevki kazanma gibi sebeplerle insanlara karşı hoş görünmeye "müdâhene" denildiği ve bunun haram olduğu belirtilmektedir.(4)
Müdârâ kelimesi Kur'ân-ı Kerîm'de geçmemekte, bazı hadis mecmualarında Hz. Peygamber (asm)'in konuyla ilgili tavsiyeleri yer almaktadır. Buhârî, "İnsanlara Müdârâ" başlıklı babda içinde müdârâ kelimesi geçmemekle birlikte konuya dair olan hadislere yer vermiş, ayrıca ashaptan Ebü'd-Derdâ'nın muhtemelen müşriklerin ve münafıkların ileri gelenlerini kastederek söylediği, "Biz bazı kimselere karşı içimiz öfke dolu olduğu halde güler yüzlü olmaya çalışırdık." anlamındaki sözünü nakletmiştir. Burada geçen bir hadise göre Resûlullah kendisini ziyaret etmek isteyen bir kimsenin gıyabında, "O adam kabilesi içinde çok kötü biridir, ama bırakın gelsin." demiş, adam huzuruna geldiğinde onu sıcak karşılamış, daha sonra bu tutumunun sebebini soran Hz. Âişe'ye, onu kendi huzurunda yüz bulamamış insan durumuna düşürüp kıyamet gününde Allah'ın huzurunda daha da kötü bir hale gelmesini istemediği için böyle davrandığını söylemiştir. Bu hadis müdârânın meşru ve mendup olduğuna dair en önemli delil sayılmıştır. Yine hadis mecmualarında "Resûlullah'in, kadınların psikolojik özellikleri dikkate alınarak onlara karşı nazik davranılması yönündeki öğütleri yer almaktadır."(5)
Bazı kaynaklarda Hz. Peygamber (asm)'in, "Farz namazla emrolunduğum gibi insanlara müdârâ etmekle de emrolundum" dediği(6)aklın başta gelen gereğinin Allah'a imandan sonra insanlara müdârâ etmek olduğunu söylediği(7) insanlara müdârâ etmenin sadaka yerine geçeceğini belirttiği(8) yönünde yer alan rivayetlerin sıhhati şüpheli kabul edilmişse de(9) bu tür sözler, Kur'an'ın ve sahih hadislerin genel öğretisine uygun olması yanında tarih boyunca İslâm toplumlarının hâkim karakteri haline gelmiş olan hoşgörünün ilkelerini içermesi bakımından da önem taşımaktadır. İbn Ebü'd-Dünyâ'nın bu tür rivayetleri topladığı Müdârâtü'n-nâs adlı eserinde çeşitli başlıklar altında 186 hadis ve haber yer almaktadır.
Tasavvuf literatüründe ahlâk terbiyesi bakımından büyük değer verilen müdârâ konusu genellikle uhuvvet, sohbet, sabır, ülfet gibi kavramlar çerçevesinde ele alınarak insanlara karşı güler yüzlü, tatlı dilli ve hoşgörülü olmanın, onlardan gelebilecek sıkıntılara katlanmanın önemi üzerinde durulmuştur. Hz. Peygamber (asm)'in müdârâsından bazı örnekler nakleden Şehâbeddin es-Sühreverdî'nin kaydettiğine göre aile, çocuklar, komşular, dostlar ve bütün insanlara karşı müdârâ göstermek sûfıyyenin anlayışındandır. Kişinin gerçek karakteri sıkıntılara katlanma derecesiyle ortaya çıkar. İnsanın aklının güçlü, ilminin ve hilminin zengin olduğunu müdârâdan daha iyi gösterecek bir erdem yoktur. Çünkü bu erdem sayesinde nefsin bencilliği kırılır, nefret duygusu yatıştırılır.(10) Öte yandan sûfîlere göre bir kimsenin kendisiyle iyi geçinebilmeleri için insanları zahmete sokması tasavvufî ahlâkla bağdaşmaz.(11)
İbn Kuteybe'nİn Uyûnü'l-ahbâr ve İbn Abdülber en-Nemerinin Behcetü'l-mecâlis'ı gibi edebî-ahlâkî mahiyetteki eserlerde insanlara müdârâ etmenin toplumsal ilişkiler açısından getireceği faydalara dair hadislerden ve sahabe sözlerinden başlayarak hakimane sözler ve şiirler derlenmiştir. Şiî literatüründe de Hz. Ali (ra)'e müdârâ konusunda hikmetli sözler isnat edilmiştir.(12)
Dipnotlar:
1. bk. Arab, "dry" md.; Tâcü'l-'arûs, "dry "İbn Hacer, XXII, 330; Ahmed Rifat, 321.
2. Şerhu Sahîhi'l-Buhâri, VII, 294-295.
3. Fethu'l-bâri, XXII, 330.
4. bk. Müdâhene.
5. Dârimî, "Nikâh", 35; Buhârî, "Nikâh", 79; Tirmizî, "Talâk", 12.
6. Şîrûye b. Şehredâr ed-Deylemî, I, 76.
7. Beyhaki, VI, 343.
8. Beyhaki, VI, 344.
9. Aclûnî, I, 228, 507-508; II, 280; İbn Ebü'd-Dünyâ, s. 23-25 Naşirin dipnotları.
10. Avari-fü'l-ma'ârif, V, 136-137, 139.
11. Hücvîrî, II, 583; Şehâbeddin es-Sühreverdî, V, 214.
12. Hâdîel-Müderrisî, s. 446-448.
(Diyanet İslam Ansiklopedisi, md. Müdârâ)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Gönüllü zina ile tecavüzün cezası aynı mı?
- Baraka (Barakah) hakkında bilgi verir misiniz?
- Mudara nedir. Hangi konularda uygulanabilir?
- Tasavvufta en son mertebe hangisidir?
- Ebû Talib el-Mekki ve Kûtu’l-Kulûb hakkında bilgi verir misiniz?
- İBTİLÂ'
- Laiklik nedir?
- Bir Müslüman laik olabilir mi?
- Tasavvufu reddetmek kişiyi ehlisünnet dairesinden çıkarır mı?
- Zeynüddin Irakî, muhaddis midir; hangi eserleri vardır?