Cüz dağıtıp hatim yapmanın geçerli olmayacağını iddia ediyorlar; doğru mudur?

Tarih: 26.07.2006 - 18:51 | Güncelleme:

Soru Detayı
Bazıları, cüzleri parçalayıp başka başaka insanlara verilerek okunan hatimin hatim olmayacağını ileri sürüyor. Birisi Kur'an'ı okusa, son sûresi olan Nas sûresini başkasına okutsa, o hatim olmaz diyorlar, bu böyle midir?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Okunan Kur'an ve Kur'an hatmi nurani olduğu için bir lamba gibidir. Bir lamba için birisi gazyağı, diğeri fitil, bir başkası cam, kibrit v.s getirse, lamba yandığında herkes tam bir lambaya sahib olur ve lambadan istifade eder. Herbirinin elinde bir ayna olsa "Lamba benim yanımdadır." diyebilir. Birinin istifadesi diğerinin istifadesine engel olmaz.

Değişik cüzleri okuyup Kur'an'ı hatmeden kimseler de böyle manevi bir lamba yakmışlardır. Bunun ışıkları da sevaplarıdır. Okunan hatime katılanlar, bu manevi nurdan aynı şekilde sevap alırlar ve birinin sevap kazanması diğerine engel olmaz, sevabını azaltmaz.

Kısaca, cüzler dağıtılarak Kur'an'ın okunmasıyla hatim yapılmış olur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

onurum_41

bazı insanlar hatim paylaşımına bid'adtır diyor bunun aslı var mı?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editör

Bidat lûgatta nümûnesiz ve benzeri olmayan ve sonradan uydurulan şeydir. Şeriatta ise Kuran ve sünnette yer almamış ve sonradan icat edilmiş nesnedir. Bu da hasane ve seyyi'e olmak üzere iki kısımdır.

Bidati basene, Kuran ve sünnette yer almadığı hâlde İslâm'ın genel prensiplerine uyarak beşeriyete faydası dokunan şeydir. Buna göre Hatim dağıtmanın kime ne zararı vardır ya da dağıtmayınca kim ne kazanıyor. Belki de böyle güzel bir adete bidat deyip insanları Kuran okumaktan alıkoymak bidat olur.

Bidati seyyi'e ise, İslâm'ın genel prensiplerine ters düşüp beşeriyete faydası dokunmayan, bilâkis zarar veren şeydir. Başka bir yönden de bidat beş kısımdır:

1- Din ve dünya için gerekli bir şey olup vacibin hududu dahilinde olan bir şeydir. Mesela İslâm dini Kuran ve sünnete dayanır.

Bunları iyice anlamak için nahiv, sarf, me'âni, bedi, beyan ve lügat gibi bilgileri bilmek lazımdır. Bunları yazmak ve öğrenmek farz-ı kifâyedir. Kurân-ı Kerîm'i bir araya getirip cem etmek de bu kabildendir. Peygamber (sav) hayatta iken Kurân-ı Kerîm, sûre ve parçalar halinde olup bir arada değildi. Bölümler halinde ashab-ı kiramın yanında bulunurdu. Yalnız Kurân-ı Kerîm'i ezberleyip hıfz eden çoktur. Ebû Bekir'in (ra) hilâfeti sırasında Yemâme savaşı patlak verdi. Ve bu savaşta hafızlardan yetmiş kişi şehid oldu. Bunun üzerine Hz. Ömer endişe etti. Zamanla hafızların vefat ve şehadetiyle Kur'ân-ı Kerîm'in kaybolmasından korktu ve hâlife olan Ebû Bekr'e (ra) giderek Kurân-ı Kerîm'in bir araya getirilmesini teklif etti. Fakat Ebû Bekir, bu iş bidat olup Peygamberin yapmadığı bir şeydir diyerek teklifi reddetti. Fakat Hz. Ömer (ra) durumu açıkladı ve Hz. Ebû Bekir'in kalbi de münşerih olup iyi olacağına kanaat getirdi. Ve bunun için Zeyd bin Sabit'i başkanlığında bir heyet görevlendirdi.

2- Küfrü gerektirmezse de Ehli Sünnet ve'l Cemâat'a muhalefet eden görüş ve amel bidattir. Bu bidat da haramdır. Mesela birçok kimse tarikat namı altında erkek kadın bir araya gelerek âyin yapar ve İslâm'ın kabul etmediği birçok gayrı İslâmî hâllerin ortaya çıkmasına vesile olur. Bu gibi hallerin tarikatla hiç ilgisi yoktur. Bidattir. Herhangi bir ibadet ve zikir için hudud çizilmiş ise onu aşmak da bidattir.

Mesela teravih namazı yirmi değil fazla kılmak ve namazdan sonra teşbih, tahmid ve tekbirleri otuzüç defa değil daha fazla veya daha çok yapmak da bidattir.

3- İslâm'a ve müslümanlara hizmet etmek maksadıyla cemiyet kurmak ve Kuran kursu binasını yapmak da bidattir. Peygamber (sav)'in zamanında böyle bir şey yoktu. Ancak İslâm ve müslümanlara faydalı ve âmeli sâlih kabilinden olduğu için sünnettir.

4- Camiye, minber ve mihrab gibi şeyleri yapmak gereklidir. Fakat aşırı olarak onları süslemek ve israfa kaçmak doğru değildir. Peygamber (sav)'in zamanında olmadığından mekruh ve bidattir. 5- Teşbih denilen şeyle yapılan zikirleri saymakta bidat olmakla beraber mubahtır. İmâm Şafiî (ra) şöyle diyor: Kuran, sünnet, icmâ ve ashab yoluna aykırı icat edilen şey bidati seyyiedir. Hayırlı bir şey icat edilse bidati basenedir (1).

1-Fethü'l-Mübîn, s. 107

Halil GÜNENÇ, Günümüz Meselelerine Fetvalar II. 213

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun