Baba veya annenin günahlarının, zulmünün çocuklarından çıkmasını nasıl açıklarız?
Değerli kardeşimiz,
1. Hiç kimse başkasının işlediği suçtan dolayı sorumlu olmaz ve cezaya çarptırılmaz.
2. Bu durum her zaman geçerli olan bir durum değildir. Yani her kötü fiil işleyen babanın çocuğu da kötü fiiller işleyecek diye bir kaide yoktur. Ancak bazı insanlar bu tarzda bir cezaya maruz kalmış olabilirler. Çocuk, anne ve babası günah işledi diye günah işlemez, çocuk üzerinde herhangi bir baskı zorlama olmadan kendi iradesiyle günahı seçmiştir. Bazı anneler babalar çok zalim olduğu halde çocukları tam aksine iyi olabilmektedirler. Burada çocuk illa babası veya annesi gibi zalim olacak diye bir kaide yoktur. Baba yaptığının cezasını ya bu dünyada aynen görür, ya başka bir tarzda görür, ya da ahirette görür.
3. Babanın veya annenin işlediği bir günahtan dolayı çocuğunun başına musibet gelmesi anne ve babaya bir ızdırap vereceğinden, dolayısıyla anne ve babaya da bir ceza mahiyeti taşır.
4. Bunun bir cevabı, bu dünyanın tecrübe ve imtihan yeri olması sırrında yatmaktadır. Yani eğer musibet geldiği vakit sadece zalimler ve günahkarlara isabet etse, masumlar ve günahsızlar bu musibetlerden korunsalar, o zaman imtihan sırrına zıt bir durum ortaya çıkardı.
İşte imtihan gereği olarak bir musibet geldiği zaman hem iyileri hem de kötüleri beraber içine alıyor. Böylece imtihan sırrı kaybolmuyor. Eğer musibetlerde ve zulümlerde iyiler kurtulup sadece kötüler zarar görseydi, imtihan sırrı kaybolurdu. Kötüler de iyi olmak zorunda kalırlardı. Böylece Ebubekir (ra) ruhlu insanlar ile Ebucehil ruhlu insanlar aynı seviyede kalırdı. Bu açıdan bazen hiç suçu olmayan günahsız kimseler de zulme maruz kalabiliyorlar.
Zulmedenler yaptıklarının cezasını bu dünyada olmasa bile ebedi alemde hakkıyla çekeceklerdir. Bu bakımdan adalet yerini bulacaktır. Zulme uğrayanlar ise hem zalimlerden haklarını alacaklar, hem de suçsuz ve günahsız olduğu halde bu zulme uğramasından dolayı da Allah'ın lütfuna ve rahmetine mazhar olarak ebedi alemde sonsuz nimetlere gark olacaklardır. Hatta günahsız olarak böyle zulümlere maruz kalanlara ahirette durumları ve nasıl oldukları sorulacak olsa, "Çok az zahmetle çok büyük mükafat aldık ve zulmedenlerin cezalarını hakkıyla aldıklarını da gördük, çok memnunuz." diyeceklerdir.
Bunların bedenlerine yapılan çirkinlikler ise sadece dünya yönüyledir. Ahirette onların hiç bir eseri olmayacaktır. Siyaha boyanmış bir çekirdek ağaç olunca, onun çekirdeğindeki siyahlık ağacın, yaprak, çiçek ve meyvelerinde olmayacağı gibi, bu dünyada değişik zulümlere uğrayan masum insanların ahiret alemlerinde hiç bir eseri ve izi kalmayacaktır.
Ayrıca böyle zulümlere maruz kalanların istikballeri noktasından da bir rahmet olacağı düşünülebilir. Gerek kendileri gerekse de aile, eş ve dostları açısından bir rahmet eseri olarak Allah'ın değişik rahmet tecellilerine mazhar olabilirler. Bunun bir örneğini Kur'an-ı Kerim'de görmekteyiz. Hz. Hızır ile yolculuk yapan Hz Musa aleyhimesselam bir gemiye binerler.
"Bunun üzerine kalkıp gittiler. Nihayet bir gemiye rastlayıp ona bindiler ve o zat gemiyi deldi. Mûsâ duramayıp: “Ne yaptın öyle?” dedi “İçindeki yolcuları denizde boğmak için mi yaptın bunu? Vallahi çok müthiş bir iş yaptın!”
diyor. İşin iç yüzünü bilmeyen Musa aleyhisselamın itirazına yolculuk sonunda verilen cevap şöyledir:
"O gemi, denizde çalışan birtakım fakirlere ait idi. Ben onu kasden bir miktar zedeledim. Zira öte yanda, sağlam olan bütün gemileri gasbeden zalim bir hükümdar vardı." (Kehf, 18/70-80)
Bu olay görünüşte gemiye bir zarar vermek gibi olsa da gerçekte geminin tamamen kurtulmasına neden olmuştur.
İşte hiç günahı olmadığı halde başına böyle zulümler gelen çocuklar da kendilerine yapılan bu zulümlerden dolayı, gerek dünyada gerekse ahiret alemlerinde öyle büyük sıkıntılardan kurtulacaklar ve öyle büyük rahmetlere gark olacaklardır ki bunu anladıklarında şikayet bir tarafa çok şükredecekler ve Allah'ın sonsuz rahmeti karşısında memnun ve mesrur olacaklardır.
Allah hiç bir kuluna zulmetmez. Kullarına zulmedenlerin cezasını ise onlara zaman tanısa bile asla ihmal etmez.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Çocuklara gelen musibetlerin hikmeti nedir?
- Bu dünyada masum insanların başına gelen / gelecek olan musibetlerin mükafatı nerede verilmeye başlanır?
- Öldürülen insanın kabirde azabı azalacak mı?
- Bugün İsrail'in (Yahudilerin) Filistin'e yaptığı zülümler nereye kadar sürecek. Allah neden yardım etmiyor?
- Masumların da zalimlerle beraber musibete maruz kalmaları Cenab-ı Allah'ın hikmetinin gereği ise, onların rahmetten ve Cenab-ı Hakk'ın adaletinden aldıkları nasipleri nelerdir?
- Musibete uğramayanlar çok mu şanslılar?
- Helak olan kavimlerde çocukların ve hayvanatın da helak olmasını açıklar mısınız?
- Musibetlerin günahlara kefaret olduğu söyleniyor. Peki musibetlerde masum ve günahsız insanlar da zarar görebiliyor; bunu nasıl açıklarsınız?
- İnsanlar kendilerine zulmediyorsa, çocuklara bela niye gelir?
- Bela ve musibete uğramayan insanlar, uğrayanlara göre daha mı şanssızdır?