Deccal kimdir? Deccal'in istidrac (olağanüstü şeyler) göstermesi nasıl yorumlanabilir?
- Hindistan da ortaya çıkan Sai Baba adında bir adamın Deccal olduğu söyleniyor.
- Hindistanlı Sai Baba önce kendisinin İsa (a.s) olduğunu, daha sonra da Tanrı olduğunu söylemiş; dünyada 65.000.000 insan bu adama tanrı olarak tapıyormuş. Elinden kaynağı belli olmayan küller çıkarıyor, bununla hastalara şifa dağıtıyormuş ve ölen bir iş adamını dirilttiğini söylüyormuş. Amerikalı bazı illizyonistler ve üniversite profesörleri hilelerini çıkarmaya çalışmış, ama hile bulamamış ona tabi olmuşlar.
- Sizce bu adam gerçekten Deccal mı?
Değerli kardeşimiz,
Dünya, imtihan yeridir. İnsanlar bu dünyada imtihana tabi tutulmaktadırlar. Deccal da bir imtihan vesilesidir. Allah'ın kendisine verdiği güçle birtakım hârikalar gösterecektir. Deccâl'in göstereceği hârikalara "istidrâc" denir. İstidrâc, "inançsız ve şerîr kimselerin arzularına uygun olarak gösterdikleri hârikalara" denir.
İlâhlık iddia eden Deccâl, istidrâc türünden hârikalar gösterecek ve neticede bazı zayıf inançlılar buna aldanacak, imanı kuvvetli olanlar ise kanmayacaklardır.
Zira insanlar çok iyi bilirler ki, ilah doğmaz, yemez, içmez, acıkmaz, susamaz, dünyada insanlar tarafından görülmez. Halbuki Deccâl ise bir insandır, üstelik eksik yani kör bir insan ve hatta kendi gözünü iyileştirmekten aciz bir yaratıktır. İşte insanlar, akıllarıyla bunları bilebilecekleri için Deccâl ve benzerlerinin istidrâc göstermeleri mümkinattandır.
Müseylemetü'l-Kezzâb gibi peygamberlik iddia eden yalancılar ise "ihânet" türünden hârikalar gösterebilirler. Yani isteklerinin zıddı gerçekleşerek rezil olurlar. İstedikleri yönde harika gösterseler; peygamberlik iddia eden yalancılarla gerçeğini halk ayırt edemez. Ve bu, halkın sapmasına sebep olacağından caiz değildir. İnsandan peygamber olur ama ilah olamaz. Hz. Peygamber (asm),
"Dikkat edin Deccâl'in sağ gözü kördür. Rabbiniz ise tek gözlü değildir."
diye ümmetini bu konuda uyararak Deccâl'in harikalarına aldanmalarını önlemiştir. Hadislerde Deccâl'in iki gözü arasında KFR (kâfir) yazılacağı ve bunun herkes tarafından okunacağı bildirilmiştir. (Müslim, Fiten,102, 103,105).
Deccâl, müminler için çok büyük bir fitne olduğundan, bütün peygamberler ümmetlerini Deccâl'e karşı uyarmışlardır. (Buhârî, Fiten, 26; Müslim, Fiten, 101).
DECCAL: Bu kelime (decl) kökünden mübalağalı ism-i faildir. Aşırı yalan ve aldatmalarla hakkı bâtıl, bâtılı hak olarak gösteren ve münafıkane hakkı bâtıl ile karıştırıp hakkı örten ve böylece cemiyetleri ifsad ve idlâl eden şahıs demektir. Tac tercemesi, V / 631. hadiste beyan edildiği gibi: "Deccal meçhul (gaib) bir şerdir." şeklindeki ifadeden de anlaşıldığı gibi, süfyan denen İslâm deccalının deccallığı, herkesin anlayacağı tarzda apaçık değildir.
Münafıkane bir tavırla ümmeti ifsad ve idlâle çalışır. Deccalın başlattığı cereyana da deccaliyet denir. Deccalın en şerli ve zararlı tarafı da deccaliyetidir. Deccalın ölümünden sonra da cereyanı hayli devam eder. Deccalın hak ile bâtılı karıştırmasına karşı Kur'an, hak ile bâtılın tefrik ve tebyinini ister, İşte Kur'an'ın dersini, tam anlayan sahabeler nazarında hak ile bâtıl tamamen ayrılmıştı.
Deccal; "Sahih hadislerin ihbarı ve din büyüklerinin izah ve kabulleri ile, âhir zamanda gelecek ve Risâlet-i Ahmediyeyi inkar edip İslâmiyet'i tahribe çalışacak ve dünyayı fesada verecek çok şerli ve küfr-ü mutlak yolunda olan dehşetli bir şahıstır." Bir hadis rivayetinde üç deccal, diğerinde yirmiyedi deccal geleceği Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam tarafından bildirilmiştir.
Âlem-i islâm'da muhtelif zamanlarda çıkmış olan dehşetli din düşmanlarının ve anarşiye hizmet edenlerin umumu da rivayetleri tasdik etmektedir. Bu din yıkıcılığının âhirzamanda daha dehşetli olacağı bildirilmektedir. Şu son asırda görülen ve dünyayı tehdit eden ve Cenab-ı Hakk'ı inkâra kadar cür'et edip medeniyet-i beşeriyeyi tahribe çalışan dehşetli cereyanlar bu gaybî ihbarın doğruluğunu tasdik etmektedir.
"Deccalın sahs-ı surisi insan gibidir. Mağrur, fîr'avunlaşmış, Allah'ı unutmuş olduğundan; surî, cebbârane olan hâkimiyetine, uluhiyet namını vermiş bir şeytan-ı ahmaktır ve bir insan-ı dessastır. Fakat sahs-ı manevîsi olan dinsizlik cereyan-ı azimi, pek cesimdir. Rivayetlerde Deccala ait tavsifat-ı müdhişe ona işaret eder. Bir vakit Japonya'nın başkumandanının resmi, bir ayağı Bahr-i Muhitte, diğer ayağı on günlük mesafedeki Port Artür Kal'asında tasvir edilmiş. O küçük Japon Kumandanının bu surette tasviriyle, ordusunun sahs-ı manevîsi gösterilmiş." (Bediüzzaman, Mektubat, s.58)
Âhir zamanda biri İslâm âleminde, diğeri beşeriyet âleminde olmak üzere, iki deccal ve cereyanları bulunur.
"Sual: ...Rivayetlerde, her iki Deccalın harikulade icraatlarından ve pek fevkalâde iktidarlarından ve heybetlerinden bahsedilmiş..."
"Elcevab: (İlim ancak Allah' ındır.) İcraatları büyük ve harikulade olması ise: Ekser tahribat ve hevesâta sevkıyat olduğundan, kolayca harikulade öyle işler yaparlar ki, bir rivayette, "Bir günleri bir senedir." Yâni; bir senede yaptıkları işleri ücyüz senede yapılmaz denilmiş... tstidrac eseri olarak, müstebidâne olan koca hükümetlerinde, cesur orduların ve faal milletin kuvvetiyle vukua gelen terakkiyat ve iyilikler haksız olarak onlara isnad edilmesiyle binler adam kadar bir iktidar onların şahıslarında tevehhüm edilmeğe sebep olur."
"Her iki Deccal, azamî bir istibdat ve azamî bir zulüm ve azamî bir şiddet ve dehşet ile hareket ettiklerinden, azamî bir iktidar görünür. Evet, öyle acib bir istibdat ki: -kanunlar perdesinde- herkesin vicdanına ve mukaddesatına, hattâ elbisesine müdâhale ederler. Zannederim asr-ı âhirde İslâm ve Türk hürriyet-perverleri, bir hiss-i kablel vuku ile bu dehşetli istibdadı hissederek oklar atıp hücum etmişler. Fakat çok aldanıp yanlış bir hedef ve hatâ bir cephede hücum göstermişler. Hem öyle bir zulüm ve cebir ki, bir adamın yüzünden yüz köyü harab ve yüzer mâsumları tecziye ve tehcir ile perişan eder."
"Her iki Deccal, Yahudinin İslâm ve Hıristiyan aleyhinde şiddetli bir intikam besliyen gizli komitesinin muavenetini ve kadın hürriyetlerinin perdesi altındaki dehşetli bir diğer komitenin yardımını, hattâ İslâm Deccalı masonların komitelerini aldatıp müzaheretlerini kazandıklarından dehşetli bir iktidar zannedilir." (Bediüzzaman, Şualar, s. 593-594)
(Taç Tercümesi, V. cilt, 1026. hadisten 1047. hadisler; -Doç Dr. Abdülvehhab ÖZTÜRK tercümesinde sayfa 408-429 kadar- Deccal hakkındaki rivayetlerdendir.)
SÜFYAN: Âhir zamanda geleceği ve ümmetin karanlık günler yaşamasına sebeb olacağı sahih hadislerle bildirilen ve şeair-i İslamiyeyi tahribe çalışan dehşetli ve münafık bir şahıs.
"Rivayetler, Deccal'in dehşetli fitnesi İslâmlarda olacağını gösterir ki, bütün ümmet istiaze etmiş."
"(Gaybı yanlız Allah bilir.) Bunun bir te'vili şudur ki: İslamların Deccalı ayrıdır. Hattâ bir kısım ehl-i tahkik, İmam-ı Ali'nin (R.A.) dediği gibi demişler ki onların Deccalı, Süfyan'dır. İslâmlar içinde çıkacak, aldatmakla iş görecek. Kâfirlerin Büyük Deccalı ayrıdır. Yoksa büyük Deccalın cebr ve ceberut-u mutlakına karşı itaat etmiyen şehid olur ve istemeyerek itaat eden kâfir olmaz, belki günahkâr da olmaz." (Bediüzzaman, Şualar, s. 585)
Diğer bir hadis-i şerifte de şöyle buyuruluyor:
“Sizleri benden sonra vuku bulacak yedi fitneden sakınmaya davet ederim: Medine'den çıkacak bir fitne, Mekke'den çıkacak bir fitne, Yemen'den çıkacak bir fitne, Şam'dan çıkacak bir fitne, şarktan çıkacak bir fitne, garbdan çıkacak bir fitne. Bir fitne de Şam'ın merkezinden zuhur eder ki, işte bu Süfya-nî'nin fitnesidir.”
(Kitab-ül Feteva-yı Hadisiyye, Ahmed Şehabeddin bin Hacer-ül Heyte-mî adlı eserin 30. sahifesinde ve Kenzü'l-Ummal, 14. cilt, 272.sahifede ve 39639, 39677. hadislerinde ve diğer bazı hadis kitablarında "Süfyan"dan bahsedilir.)
"Evet, "Rivayetlerde, vukuat-ı Süfyaniye ve hâdisat-ı istikbaliye Şam'ın etrafında ve Arabistan'da tasvir edilmiş."
"Allahu a'lem, bunun bir te'vili şudur ki: Merkez-i hilâfet eski zamanda Irak'da ve Şam'da ve Medine'de bulunduğundan, râviler kendi içtihadlariyle -daimî öyle kalacak gibi- mâna verip "Merkez-i Hükûmet-i İslâmiye" yakınlarında tasvir etmişler, Haleb ve Şam demişler. Hadîsin mücmel haberlerini, kendi içtihadlariyle tafsil etmişler..."
"Diğer "bir rivayette, "İslâm Deccalı Horasan taraflarından zuhur edecek" denilmiş. Allahu alem bunun bir te'vili şudur ki: Şarkın en cesur ve kuvvetli ve kesretli kavmi ve Islâmiyetin en kahraman ordusu olan Türk milleti, o rivayet zamanında Horasan taraflarında bulunup daha Anadolu'yu vatan yapmadığından, o zamandaki meskenini zikretmekle Sûfyânî Deccal onların içinde zuhur edeceğine işaret eder."
"Garibdir hem çok garibdir. Yediyüz sene müddetinde Islâmiyetin ve Kur'an'ın elinde şeref-şiâr, bârika-asâ bir elmas kılınç olan Türk milletini ve Türkçülüğü, muvakkaten Islâmiyetin bir kısım şeâirine karşı istimal etmeğe çalışır. Fakat muvaffak olmaz, geri çekilir. "Kahraman ordu, dizginini onun elinden kurtarıyor." diye rivayetlerden anlaşılıyor..."
"Rivayette var ki: Süfyan büyük bir âlim olacak, ilim ile da lâlete düşer. Ve çok âlimler ona tâbi olacaklar."
"Vel'ilmu indallah, bunun bir te'vili şudur ki: "Başka padişahlar gibi ya kuvvet ve kudret veya kabile ve aşiret veya cesaret ve servet gibi vâsıta-i saltanat olmadığı halde, zekâvetiyle ve fenniyle ve siyasî ilmiyle o mevkii kazanır ve akliyle çok âlimlerin akıllarını teshir eder, etrafında fetvacı yapar. Ve çok muallimleri kendine taraftar eder ve din derslerinden tecerrüd eden maarifi rehber edip tamimine şiddetle çalışır." demektir." (Bediüzzaman, Şualar, s. 585-596)
"Büyük Deccal'ın ispirtizma nevinden teshir edici hassaları bulunur. İslâm Deccalı'nın dahi, bir gözünde teshir edici manyatizma bulunur. Hattâ rivâyetlerde, " Deccalın bir gözü kördür. " diye nazarı dikkati gözüne çevirerek büyük Deccal'ın bir gözü kör ve ötekinin bir gözü, öteki göze nisbeten kör hükmünde olduğunu hadîste kaydetmekle, onlar kâfir-i mutlak bulunduğundan yalnız münhasıran bu dünyayı görecek birtek gözü var ve âkıbeti ve ahireti görebilecek gözleri olmamasına işaret eder."
"Ben bir mânevi âlemde İslam Deccalını gördüm. Yalnız bir tek gözünde teshirci bir manyetizma gözümle müşahede ettim ve onu bütün bütün münkir bildim. İşte bu inkâr-ı mutlaktan çıkan bir cür'et ve cesaretle mukaddesata hücum eder. Avâm-ı nâs hakikat-ı hâli bilmediklerinden hârikulâde iktidar ve cesaret zannederler."
"Hem şanlı ve kahraman bir millet, mağlûbiyeti hengâmında, böyle istidraclı ve şanlı ve tâli'li ve muvaffakiyetli ve kurnaz bir kumandanı bulunduğundan gizli ve dehşetli olan mâhiyetine bakmayarak kahramanlık damariyle onu alkışlar, başına kor, seyyielerini örtmek ister. Fakat kahraman ve mücâhid ordunun ve dindar milletin, ruhundaki nur-u îman ve Kur'an ışığıyle hakikat-ı hâli göreceği ve o kumandanın çok dehşetli tahribâtını tâmire çalışacağı, rivâyetlerden anlaşılır." (Bediüzzaman, Şualar, s. 225)
Süfyan ve deccal'in kendilerinden daha çok, Süfyaniyet ve Deccaliyet denen cereyanları ve komiteleri daha dehşetlidir.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Deccal kimdir ve bir gözü kör müdür? Deccal evimizdeki televizyon mudur?
- Komünizim ve sosyalizm nasıl ortaya çıktı; bunların savunduğu görüş nedir?
- DECCÂL
- Deccal kimdir? Deccal'in istidrac (olağanüstü şeyler) göstermesi nasıl yorumlanabilir?
- Deccal'ın özellikleri nelerdir?
- Deccal kimdir, yeryüzüne gelişi nasıl olacaktır?
- "Deccal" ve "Süfyan" hakkında bilgi verir misiniz?
- Deccal ne zaman çıkacak?
- Kıyamet alametleri nelerdir?
- Bir hadiste okudum, otuz deccal çıkmadan kıyamet kopmaz, diye... Biz bir tane deccal çıkacak biliyorduk, açıklar mısınız?