Kadın neden kıskanç yaratılmış?

Tarih: 22.04.2024 - 20:03 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Allah Teâlâ, kıskançlığı kadınlara ve cihadı erkeklere yükledi. Hangi kadın, bu emre iman ederek sabrederse, şehit olan mücahid kadar sevap kazanır, hadisi sahih midir?
- Kıskançlık nedir, nasıl olmalıdır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bezzar’ın bildirdiğine göre, bu hadis hakkında bazı alimler zayıf, bazı alimler münker, bazı alimler de mevzu yani uydurma olduğuna işaret etmişler.(1)

Allah’ın sevdiği ve sevmediği kıskançlık şekli vardır:

Allah’ın sevdiği kıskançlık ortada ciddi bir şüpheye yol açan şüpheli konumla ilgilidir. Sevmediği kıskançlık ise, hiçbir şüphenin söz konusu olmadığı bir ortamda lüzumsuz yere yapılan kıskançlıktır.(2)

Buna göre erkek de kadın da Allah’ın sevdiği kıskançlığa sahip olmalıdır.

Kıskançlık hangi konularda olur?

Kıskançlık anlamında kullanılan Arapça gayret kelimesi “kişinin kendi mahremini koruması yönünde gösterdiği aşırı duyarlılık, izzet-i nefsine, şeref ve namusuna zarar verecek durumlardan sakınıp korunmasını sağlayan duygusal tepki”, daha özel olarak da “erkek veya kadının başkasının cinsel ilgisine karşı kendi eşini koruma ve savunma duygusu” manasına gelir.(3)

Kıskançlık çoğunlukla aşk ve sevgi söz konusu olduğunda ortaya çıkan bir duygudur. Dar anlamda kıskançlık kişinin, sevdiği şahıs bir başkasını tercih ettiği zaman gösterdiği telaş ve endişedir. Bilgi, sanat, nüfuz, güç, mal, mevki gibi toplumun değer verdiği şeylerin elden gitmesi korkusu ve bunları koruyup kollama isteği de genel olarak kıskançlık kavramıyla ifade edilir. Ragıb el-İsfahani insanın kendini, evini ve ailesini, ülkesini, kısaca aidiyet ilişkisi olan her şeyi koruma duygusu için de gayret kavramının kullanıldığını belirtir.

Kıskançlık, haset gibi mi?

Kıskançlık, “başkasının sahip olduğu imkânları çekememe” anlamına gelen hasetten farklı olup manası ondan daha geniştir. Ayrıca ahlâkî bakımdan hasedin her türü kötü olarak değerlendirilirken kıskançlık makul ve ılımlı ölçüde tutulması şartıyla gerekli olan bir tepkidir. Bir kimsenin eşini ve kendine ait olan bir hak ve menfaati başkasından kıskanması haset değil gayret olarak nitelendirilir. Çünkü bu tabii ve fıtrî bir eğilimdir. Kişinin sevip bağlandığı, değer verdiği bir kimseyi ve bir şeyi koruma altına alması, esirgemesi sonucunu doğuran kıskanma duygusu ve bundan kaynaklanan eylemler, yükselme, ilerleme, olgunlaşma, namus ve iffetin, hak ve menfaatlerin muhafazası için gerekli bir tutum ve davranış özelliği olarak kabul edilir.(4)

Bu sebeple İslam ahlak kültüründe dengeli bir kıskançlık duygusu asalet, namus, iffet ve mertliğin temeli sayılmış ve bir onur ifadesi olarak kabul edilmiştir.

Nitekim gayret kelimesi klasik sözlüklerde kısaca “hamiyet” (değerlere yönelik saldırılara karşı koyma duygusu ve iradesi) ve “enefet” (izzet-i nefis) şeklinde açıklanır.(5)

Kıskançlık her insanda var mı?

İmam Gazzali hamiyet, izzet-i nefis, kıskançlık duygularını her normal insanın tabiatında bulunan ve bir tür savunma mekanizması olan gazap duygusunun akıl ve din ölçüleri çerçevesinde faaliyet göstermesiyle ortaya çıkan erdemler olarak değerlendirmiş, bu erdemlerden yoksun kalmanın insanlıkta ciddi bir eksiklik olduğunu belirtmiştir.

Aynı alim, kişinin hamiyet duygusunun zayıflaması halinde izzet-i nefsinin de zaafa uğrayacağını, bütün bunların onun kıskançlık duygusundan mahrum kalmasına yol açacağını ifade etmiş, ardından Hz. Peygamber’in kıskanç olmakla övündüğünü anlatan hadisi(6) nakletmiştir.(7)

İbn Hazm da kıskançlığı hayvanlarda ve insanlarda doğuştan bulunan bir duygu olarak görür ve bu duygunun zaafa uğramasını veya ortadan kalkmasını fıtratın bozulması, ahlaki gerileme ve çöküntü şeklinde değerlendirir.(8)  

Günümüzde bazı ilim adamlarının kıskançlığı kültürel kökenli olarak kabul etmelerine karşılık genelde bu duygu ve eğilimin doğuştan ve üniversal olduğunu savunanlar daha fazladır.(9)

İyi veya kötü kıskançlık var mı?

İnsan tabiatında var olan diğer fıtrî eğilim ve duygular gibi kıskançlık da kendiliğinden iyi ya da kötü değildir. Ancak ortaya konuş biçimine, niyete ve kişinin ahlakî olgunlaşmasına olan katkısına göre bir değer kazanır.

Bu açıdan olumlu bir kıskançlık kişiliğin meydana gelmesinde ahlakî bir fazilet olarak kabul edilir. Hz. Peygamber (asm) Efendimizin bazı hadislerinde bu anlamdaki kıskanma üstün bir karakter özelliği diye zikredilmiş ve müminlere olduğu kadar Allah’a ve Peygamber’e de izafe edilmiştir.(10)

Allah’ın kıskanması ne demek?

Allah’ın kıskanması din dilinde “gayretullah” şeklinde ifade edilir ve yaptıkları kötü, çirkin, haksız işlerle gayretullaha dokunanların mutlaka ceza göreceklerine inanılır.

Kıskançlığı, “kişinin sevdiği ve sahip olduğu bir şeye başkasının ortak olmasından hoşlanmaması” diye tanımlayan Kuşeyrî de hadiste Allah’ın kıskançlıkla nitelendirilmesini bu tanıma uygun olarak açıklamaya çalışır. Ona göre Allah’ın kıskanması, “kulu üzerinde uluhiyet hakkının sadece kendisine ait olmasından dolayı yalnız kendisine ibadet ve itaat edilmesini istemesi, bu konuda başka birinin ortak kılınmasına razı olmaması” demektir. (11)

Doğru kıskançlık nasıl anlaşılır?

Kıskançlığın olumlu ve olumsuz yönlerini birbirinden ayırt etmek önemlidir.

Bazı kıskançlık belirtileri vardır ki görünüşte dinî-ahlakî endişe ve hassasiyetin dışa vurumu gibi olsa da çok defa şahsî zaaf ve bencilce dürtülerden kaynaklanır. Gerek Resûl-i Ekrem’in (asm) hadislerinde gerekse Müslüman alimlerin açıklamalarında kıskançlık duyguları arasındaki bu ayırıma dikkat çekildiği görülmektedir.

Nitekim bir hadiste Allah’ın sevdiği ve sevmediği kıskançlık çeşitlerinin bulunduğu belirtilerek birincisinin haklı bir şüpheye dayanan kıskanma, ikincisinin ortada şüphelenecek bir durum yokken ortaya konan kıskançlık olduğu ifade edilmiştir. (12)

İffet ve namusu koruma yönündeki kıskançlığı kocaya düşen bir görev olarak gören Gazzâlî bu konuda aşırı gitmeyi de doğru bulmamakta ve orta yolu tavsiye etmektedir. Ona göre sonu kötülüğe varacak davranışlara göz yummamak gerekir; fakat kadınla ilgili haksız bir kanaatin oluşmasına yol açacak şekilde gereksiz yere vesveseye kapılmak da doğru değildir. Mesela, kadınların gizli hallerini araştırmaya (tecessüs) varacak kadar kıskançlıkta aşırılığa sapmak yanlış ve zararlıdır. Ayrıca bu, Allah’ın Kur’an’da açıkça yasakladığı (bk. Hucurât 49/12) suizanna girer.(13)

Özetle, sadece Allah Teâlâ’nın dininde belirlemiş olduğu özel durumlarda kıskançlık gereklidir. Bu sınırları aşan her kıskançlık aklın sınırları dışında olup yersiz duygulardan kaynaklanan bir davranıştır. İnsanın kıskançlık duygusunun tesiriyle eşinin sırlarını açığa çıkarmaya kalkışması da yanlıştır.(14)

Kaynaklar:

1) Bezzar, Müsned, 1490; bk. İbn Ebi Hatim, İlel, 940-941; Zehebi, Mizan, 5426; İbn Hacer, Lisanu’l-Mizan, 250; Ukayli, ed-Duafau’l-kebir, 1094.
2) bk. Taberani, el-Kebir, 1772.
3) İbnü’l-Esîr, en-Nihaye, III, 401; Lisânü’l-ʿArab, “ġyr” md.; Râgıb el-İsfahânî, s. 347.
4) Elmalılı, Hak Dini, IX, 6405-6406.
5) Lisânü’l-ʿArab, “ġyr” md.; Tâcü’l-ʿarûs, “ġyr” md..
6) Buhârî, “Nikâḥ”, 107; Müslim, “Liʿân”, 16.
7) İḥyâʾ, III, 167-169.
8) Tavku’l-hamâme, s. 238, 246.
9) Sillamy, Dictionnaire de la psychologie, Paris 1967, s. 156.
10) Müsned, I, 408; II, 235, 301, 326, 343, 387, 520, 536; Buhârî, “Nikâḥ”, 107, 108; Müslim, “Liʿân”, 17, “Tevbe”, 32-38; Tirmizî, “Raḍâʿ”, 14.
11) er-Risâle, II, 512.
12) İbn Mâce, “Nikâḥ”, 56; ayrıca bk. İbn Kayyim el-Cevziyye, Aḫbârü’n-nisâ, s. 82.
13) İḥyâʾ, II, 38-39.
14) bk. Şarani, el-Yevâḳīt ve’l-cevâhir, II, 42; DİA Kıskançlık mad.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun