Hadislerdeki "En hayırlı olan İbrahim'dir. ", "Beni Musa’ya üstün tutmayınız.", … şeklindeki ikazlar nasıl anlamalıyız?

Tarih: 05.10.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hadislerde geçen “En hayırlı olan İbrahim'dir.”, "Beni Musa’ya üstün tutmayınız.”, “Peygamberler arasında ayırım yapmayınız.”, “Hiç kimse Yunus b. Metta’dan hayırlıyım demesin.” şeklindeki ikazların nasıl anlaşılması gerekir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kur’an’ı Kerim’in peygamberler ve peygamberlik hakkındaki temel ilkesi, aralarında bir ayırım yapmadan hepsine iman etme şeklindedir. Zira Kur’an’da böyle bir yaklaşım açıkça küfür olarak nitelendirilmiştir:

"Allah'ı ve peygamberlerini inkâr edenler ve Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isteyip bir kısmına inanırız, bir kısmına inanmayız diyenler yok mu? İşte kâfirler gerçekten bunlardır." (Nisa, 4/150)

Bu ayette vurgulanan husus, Yahudi ve Hristiyanların Hz. Peygamber (asm)'in peygamber olması gerçeğini reddetmeleri ve bunun sonunda küfre düşmeleridir. Allah'a ve kendilerine gönderilen peygamberlere inanmak, kurtuluşa ermeleri ve ahiret yurdunda cennet nimetlerine kavuşmaları için yeterli değildir. (Kurtubî, el-Câmi li ahkâmi'l-Kur'an, VI, 45–46; er-Râzî, Mefâtihü'l-gayb, III, 498)

İslam inancına göre bütün peygamberlerin hedefi, insanların mutluluğunu sağlamak ve onları yanlış inanç biçimlerinden kurtararak doğru yola iletmektir. Bu itibarla da birini reddetmek hepsini reddetmektir. Allah’ın insanlara göndermiş olduğu bütün peygamberler Müslümanların peygamberleridir.

Kur’an’ın bu ayırım yapmama gerçeği yanında, sunmuş olduğu başka bir gerçek daha vardır. O da Yüce Allah’ın bir kısım peygamberleri diğerlerinden daha üstün kılmasıdır. Dolayısıyla peygamberler arasında fazilet açısından farklılığın bulunduğu hususu Kur’an’ın altını çizmiş olduğu bir düşüncedir. Fakat aralarında böyle bir farklılığın bulunması, kendisinden daha faziletli olunan peygamberlerin birtakım faziletlerle ve özelliklerle donatılmış olmalarına eksiklik getirmez. Birinin diğerinden daha faziletli olması, diğerinin faziletinin eksikliğine bağlı değildir. Çünkü fazilet derecesinin seviyesi, bir eksiklik işareti değildir.

Konuya dayanak olan ilgili ayetin meali şudur:

“Biz peygamberlerden bir kısmını  diğerlerinden üstün kıldık. Onlardan Allah'ın kendilerine hitap ettiği, derecelerle yükselttikleri vardır. Meryem oğlu İsa'ya belgeler verdik, onu Ruhül Kudüs'le destekledik. Allah dileseydi, belgeler kendilerine geldikten sonra, peygamberlerin ardından birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrılığa düştüler, kimi inandı, kimi inkâr etti. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi, lakin Allah istediğini yapar." (Bakara, 2/253)

Öyleyse, hadislerde geçen “Ey yaratıkların en hayırlısı” denildiğinde “O İbrahim (a.s.)’dır.” (Darimi, Sünnet, 18; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 178, 184), “Beni Musa’ya üstün tutmayınız.” (Buhari, Husumat, 1; Müslim Fedail, 160), “Peygamberler arasında ayırım yapmayınız.”, “Hiç kimse Yunus b. Metta’dan hayırlıyım demesin.” şeklindeki ikazlar nasıl anlaşılması gerekir?

Bu konuda şu değerlendirme yapılmaktadır:

a. Bu beyanlar Hz. Peygamber (asm)’e “kendisinin, öncekilerin ve sonrakilerin hayırlısı olduğu” bildirilmeden önce yapılmıştır veya Hz. Peygamber (asm) bu ve benzeri ifadeleri

“Peygamberlerden bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık.” (Bakara, 2/253)

ayetinin vahyedilişinden önce söylemiştir. Bir anlamda bunlarda geçen hükümler ortadan kaldırılmıştır.

b. Bunlar tevazu ve edep sadedinde söylenmiş hususlardır. Hz. İbrahim (as)’i kendine tercih etmesiyle ilgili olarak ifade edilen “insanların en hayırlısı” ifadesi, onun dostluğuna saygı göstermek için söylenmiş olabilir veya fazilet bakımından daha aşağı derecede bulunan kimseye bir eksiklik ve saygısızlık yapılmamasına yönelik olabilir.

c. Peygamberler arasında yapılacak böyle bir mukayese düşmanlığa ve fitneye sebep olabilirdi. Bunu engellemeye yönelik olabilir. (Taftazânî, Şerhu’l-mekasıd, V, 47)

d. Bu açıklamaların, Hz. Peygamber (asm)’in şahsına ve özelliklerine yönelik olarak yapılması muhtemel aşırılıkların önlenmesi ve peygamberler vesile kılınmak suretiyle olası düşmanlıkların önüne geçmek maksadıyla da yapılması da mümkündür.

Bir Müslümanın Hz. Peygamber (asm)’in peygamberlerin sonuncusu olduğu ve tüm insanlığın en üstünü olduğuna inanması, inancının gereğidir. Bunun dışında, aşırı yüceltmeci tavırlarla onu yanlış tasavvur etmeye ve diğer peygamberlerin faziletleri yok saymaya yönelik açıklamalar yanlış mecralara götürmektedir.

(bk. Yrd. Doç. Dr. Salih Sabri Yavuz, Kelâm’da Efdaliyyet Meselesi ve İbn Kemal’in “Efdaliyyetü  Muhammed” Risalesi, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi V (2005), Sayı: 1.)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun