Allah'ım halkımı bağışla... diyen kimdir?

Tarih: 25.03.2024 - 16:41 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Riyazü's-Salihinde okuduğum şu olay hakkında bilgi verir misiniz?
"...gönderildiği kavim tarafından dövülüp yüzü kanatılan, bir taraftan yüzündeki kanı silen bir taraftan da 'Ey Allah'ım, halkımı bağışla, çünkü onlar bilmiyorlar.' diye dua eden..."

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Önce olayın anlatıldığı hadisi alalım:

Ebû Abdurrahman Abdullah İbni Mes’ud radıyallahu anh şöyle dedi:

كَأَنِّي أَنْظُرُ إِلى رسولِ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يحْكيِ نَبيّاً من الأَنْبِياءِ ، صلواتُ اللَّهِ وسَلاَمُهُ عَليْهم ، ضَرَبُهُ قَوْمُهُ فَأَدْمـوْهُ وهُو يمْسحُ الدَّم عنْ وجْهِهِ ، يقُولُ 

« اللَّهمَّ اغْفِرْ لِقَوْمي فإِنَّهُمْ لا يعْلمُونَ »

Resûlullah (asm)’in, gönderildiği kavim tarafından dövülüp yüzü kanatılan, bir taraftan yüzündeki kanı silen bir taraftan da “Ey Allah'ım, halkımı bağışla, çünkü onlar bilmiyorlar.” diyen bir peygamberi anlatması hâlâ gözlerimin önündedir. (Buharî, Enbiya, 54).

Hadiste anlatılan olayı hem Peygamber Efendimiz’in (asm) hem de daha önceki bir peygamberin yaşadığı rivayet edilmektedir. Uhud savaşında Hz. Peygamber bizzat yaşamıştır.  Anlattığı peygamber gibi o da mübarek dişini kıran, yüzünü yaralayanlar hakkında “Allah'ım, milletimi bağışla. Çünkü onlar bilmiyorlar.” diye dua etmiştir.

Anlaşılmaktadır ki, halkın eza ve cefasına sabredip onları bağışlamak ve affedilmeleri için dua etmek peygamberlerin ortak tavrı, yani sünnetleri olmaktadır. Bu rivayetten anlaşıldığına göre Peygamber Efendimiz (asm), önceki bir peygamberin hâlini anlatarak, kendi tutumuna delil getirmekte, sabrın peygamberlerce paylaşılan bir meziyet olduğunu göstermektedir.

Sabrın peygamberlerin hayatındaki yerini gösteren bu hadis, cemaat liderlerinin herkesten daha fazla sabır göstermesi gerektiğine dikkat çekmektedir. Bu, aynı zamanda Efendimiz’in (asm) tavsiyeleri ile davranışları arasındaki uyumu da ortaya koymaktadır. Zira o (asm), ümmetine neyi tavsiye etmişse, onu en mükemmel şekilde bizzat kendisi yaşardı. Bu açıdan onun ümmetinden herhangi bir farkı ya da muafiyeti yoktu.

Bu hadis bir bakıma hizmet esnasında gösterilecek sabrın hangi boyutlara ulaşabileceğini belirtmektedir. Hakka çağırdığı için hakaret ve tecavüze uğramış bir peygamber ve davetçi, bir eliyle yüzünden akan kanı silerken, diliyle onu bu hâle getirenlerin bağışlanması için dua edebilecektir. İşte bu, tam bir hizmet ve tebliğ sabrı göstergesidir.

Özetle;

1. Cahillere hoşgörü ile muamele etmek, peygamberlerin ahlakındandır.

2. Peygamberler, insanlara davetlerini ulaştırmak için nice sıkıntıları göğüslemişlerdir. Başarı, sabrın ödülüdür. (bk. Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Erkam Yayınları, Hadis No: 37)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 91
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun