Allah, varlığı mümkün olmayan/mümteni şeyleri de yaratabilir mi?

Tarih: 01.02.2015 - 11:08 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Allah'ın her şeye gücü yeter. Peki mümteniler (Mümteni vücut) hakkında ne diyeceğiz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Mümteni; yokluğu zatının gereği olan veya konunun özü itibariyle yokluğunu gerektiren anlamında kelam ve mantık terimidir.

Akıl, bir şeyin var oluş (vücud) kavramıyla münasebeti hakkında üç türlü hüküm verebilir: Vücub, imkan, imtina.

“Dört sayısı çifttir.” örneğinde olduğu gibi ya vacip veya“İnsan vardır, yazı yazar.” örneğinde olduğu gibi mümkin (caiz), yahut da “Dört sayısı tektir.” örneğinde olduğu gibi mümteni (muhal) olur. Bu hükümlere konu teşkil eden varlık ve kavramlara vacip, mümkin ve mümteni‘ denir.

“Muhal” veya “müstahil” diye de ifade edilen mümteni‘, yokluğu zatının gereği olan veya varlığı mümkün olmayandır. Allah’ın -haşa- yokluğu, dört sayısının tekliği mümteni’ye örnek olarak zikredilebilir. Mümteniin temel özelliği, hiçbir şekilde var olmamaktır. Mantıkta ise “konunun özü itibariyle yokluğunu gerektirmesi” anlamında kullanılır. (Geniş bilgi için bk: TDV İslam Ansiklopedisi, “Hüküm” md.)

Sorunuza gelince; Allah Teala'nın gücü elbette her şeye yeter. Ancak bu güç, muhal (meydana gelmesi düşünülemeyen, imkansız) olan şey üzerinde cereyan etmez.

Mümteni olarak vasfedilen konulara bakıldığında, bütün bunları Cenab-ı Hakk'ın sıfatları çerçevesinde ele almak mümkündür. Mesela, Hak Teala'nın sıfatlarından biri "kudret"tir. Bu sıfat açından bakıldığında, mümteni olarak düşünülen "Kudreti sonsuz olan Cenab-ı Hak, kendinden daha kudretli birisini yaratabilir mi?" sorusu, sonsuzluk kavramını bilmemek demektir.

Sonsuz kudretten daha büyük bir kudret olamaz ki, böyle bir soru sorulabilsin.

Şu büyüklüğü anlaşılamayn uzay, şu uçsuz bucaksız sistemler, hep O Kadir-i Zülcelal'in kudretinin sonucudur. Haşmetli bir dağın aynadaki yansıması bir çakıl taşı ağırlığında dahi olamaz.

Hadsiz yıldızlar, uçsuz bucaksız galaksiler hep Cenab-ı Hakk’ın Halık isminin tecellileridir. Bu tecellilerin O Kadir-i Mutlak'ı yorması, aciz bırakması düşünülemez. Her an böyle milyarlarca kainatı yaratsa, bunların tümü o kudret nazarında yine bir zerre kadar da olamaz.

Benzer soruların bir diğerinde “Cenab-ı Hak kendinden daha büyük bir taşı yaratabilir mi?” denmektedir ki, Cenab-ı Hakk'ın büyüklüğü yarattıklarına oranla takdir edilemez. Yani, O, zatında büyüktür, büyüklüğü mahlukat ile kıyasa girmez. O'nun Zatı hiçbir mahlukuna benzemediği gibi, büyüklüğü de mahlukatın büyüklüğüne benzemez, takdirle bilinmez. Mahlukatın büyüklüğü nisbidir, birbirine göredir.

Bu örnek gibi, ilmi, kudreti, azamet ve kibriyası sonsuz olan Allah Teala' nın büyüklüğü de mahlukatın büyüklüğü ile hiçbir cihetle kıyasa giremez. Zira bütün mahlukat hep O'nun sıfatlarının ve isimlerinin tecellileridir. Varlıkları O'nun var etmesiyle, hayatları O'nun hayat vermesiyle, nurları O'nun nurlandırmasıyladır. Onların büyüklükleri ancak birbirilerine göredir. O'nun bir mahluku olan insan aklı büyüklüğü ne kadar büyüklük tasavvur ederse etsin ve yine insan hayali büyüklüğü nasıl hayal ederse etsin bunların hepsi mahluk büyüklüğüdür.

İlave bilgi için tıklayınız:

Allah kendisinden büyük bir (taş) varlık yaratabilir mi?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun